Leylekler, vefa ve baharın kanat sesleri

Baharın gelişiyle birlikte göçmen kuşlar ülkemizdeki yuvalarına dönüş yapmaya başladılar. Bunlar arasında bizleri en çok heyecanlandıranlar leyleklerdir. Baharla beraber başımız hep gökyüzünde, gözlerimizle ararız bu güzel kuşları çünkü birçok anlam yüklemişizdir onlara. Havada görürsek o yaz çokça gezeceğimize inanırız.

“Ben nasıl dünyaya geldim?”diye sorduğumuzda büyüklerimiz “Seni leylekler getirdi” derlerdi. Ya da birbirimizi dinlemeden konuştuğumuzda “Leyleğin ömrü lak lakla geçer” diye uyarırlardı. Leylekler, sadece gökyüzünde süzülen zarif kuşlar değil, aynı zamanda kültürümüzde derin anlamlar taşıyan, hatıralarımıza ve hayallerimize konuk olan dostlardır.

Ben şanslı bir çocukluk geçirdim. Ankara Kızılcahamam’da babaannemi ziyarete giderdik her yıl. Ciğirler köyünde tarlalarımız vardı. Köye iner, orada piknik yapardık bütün bir aile. Derenin kenarında kavak ağaçlarının üzeri leylek yuvalarıyla doluydu. Her bir ağaçta bir yuva ve yavrularını besleme telaşıyla derenin bir başka çığırtkanları olan kurbağaları avlarlardı. ‘Lak lak lak’’ seslerine bizim çocuk gülüşlerimiz de karışırdı. Güzel günlerdi.

Bana bu güzel anıyı hatırlatansa Bursa’nın Karacabey ilçesinde balıkçı Âdem Yılmaz ile kurduğu dostlukla bizleri duygulandıran, “Yaren” ismini verdiği leyleğin 14 yıldır her bahar yeniden buralara dönüp sandalın kenarına konması. Birlikte balık avına çıkmaları, Âdem amcanın sırdaşı, dostu olmuş bu güzel kuşun balıklardan nasiplenmesi…

Bütün ülkece bu yıl da bekledik Yareni “Ya gelmezse endişesiyle.” 15 Mart’ta geldi ve yüzlerimiz güldü. İlk buluşmalarını seyrettik, duygulandık. Vefayı hatırlattılar bize. Ne çok şeyi unuttuk; gülmeyi, sevmeyi, kavuşmanın manasını bir kez daha hatırlattı bu buluşma bize.

Leylekler, yalnızca göçmen kuşlar değil, aynı zamanda efsanelerimizin, masallarımızın ve atasözlerimizin de vazgeçilmez kahramanlarıdır. Yunan ve Roma mitolojisinde leylekler, ebeveynlere gösterilen sadakatin sembolüdür. Genç leylekler yaşlı ya da sakat olan leyleklerle ilgilenir, onları besler ve kanatlarıyla da desteklerler. Bu yüzden de Yunan ve Roma mitolojisi, leylekleri ebeveynlerine sadakat olarak gösterir.

Bizim topraklarımızda da leyleklerin anlamı büyüktür. Anadolu’da leyleğin yuva yaptığı eve bereket ve mutluluk geleceğine inanılır. Bir başka hikâyede ise, leyleklerin kışın Hicaz’a gidip, yazın geri döndüğüne inanılır ve bu yüzden “Hacı Leylek” denir onlara. Gökyüzünde süzülen leylekler, sanki bizlere gökyüzünün ötesinden haberler getiren elçiler gibidir.

Bahar geldiğinde yine gözlerimiz semada olacak. Her kanat çırpışında bir umut, her dönüşlerinde bir vefa hikayesi saklı olacak. Leylekler sadece baharın değil, aynı zamanda dostluğun, sadakatin ve kavuşmanın da sembolü olarak kalacaklar kalbimizde.

Buket Işıkdoğan Köse

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu