Mektup
“Yazdığın son mektup şu an elimde..Okuyup ağlıyorum her kelimede.. Katlanmak zorundayım gözyaşlarıma..Yazdığın haberin her satırına”
Zerrin Özer’in “Son Mektup” şarkısından bu sözler..
Bildiğiniz üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart 2025’te gözaltına alındı ve 23 Mart 2025’te tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Cezaevinde kaleme aldığı ikinci mektubunda, “Milletimiz büyüktür diyerek sizi selamlıyorum” sözleriyle başlayan İmamoğlu, Saraçhane’de süren protestoları izlediğini belirterek, katılan tüm vatandaşlara teşekkür etti. Ayrıca, protestolarda çalınan “Yiğidim Aslanım” şarkısını dinlediğini vurguladı. İmamoğlu “İktidarın yarattığı bütün sorunları çözeceğiz. Bu atmosferi yaratan, bize yaşatan tek kişi var. Ankara’da kapalı kapılar ardından Türkiye’yi yönetmek değil koltuğunu korumak için Ramazan’da kul hakkı yemek dahil her yolu mübah gören tek kişiyi milletçe göndereceğiz, sandıkta göndereceğiz. Gecelerin en güzeli olan mübarek Kadir Gecesi’ni bir siyasi kumpasla içerde geçiriyorum. And olsun ki buna sebep olanlardan hem bu dünyada hem de mahşerde hesap soracağım” şeklinde yazdı.
Mektup şöyle..
“Ben İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı’yım. Hukuk siyasallaştırılmış, yargı siyasete alet edilmiştir. Karanlık bir güç ve iktidar yargıyı etkisi altına aldı. 1 milyon oyla seçildim, milletini seven herkes bu gidişata ‘dur’ demelidir. Yargı artık baskıcı bir rejimin aleti olmuştur. Sadece ben değil, sanatçılar, siyasetçiler, gazeteciler de yargı önüne çıkarılıyor. Ülkemizin insanı özgürce haykırabilmeli, düşüncesini açıklayabilmelidir. Provokasyona gelmeyeceğiz ama baskıya da boyun eğmeyeceğiz. Seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını anlayınca bunu yaptılar. Gayri ahlaki ve hukuki yollarla milli iradeyi yok etmek istiyorsunuz. Bana yaptıklarınızı siz kendi çocuklarınıza izah edemezsiniz. Bu adaletsizliği hiçbir güç odağı meşrulaştıramaz. Benim için değerli olan sizin bu yaptığınız değil, milletin vicdanıdır. Maddi manevi değerlerimizi yağmalamak istiyorlar. Ülkemizi muz cumhuriyeti haline getirmek istiyorlar. Bu can bu tende oldukça milletimin hakkını hukukunu savunmaya devam edeceğim. Cumhuriyetimizin kurumları böyle insafsızca yıpratılmamalıydı. Zorbalık ve baskıya karşı özgürlük ve millet iradesi. Hakkımda verilen bu haksız karar, demokrasi mücadelemiz için yeni bir milattır. Yeni bir başlangıçtır. Kutlu olsun.”
Anlayan anladı, bilen bildi. Bu satırlar İmamoğlu’nun kaleminden çıkmadı. 1998 de benzer bir muameleye maruz kalan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesindeki cezaevinden yazdığı satırlar bunlar..
Bakalım tarih tekerrür edecek mi? Göreceğiz..
Erkan Sevinç