Mad Max tüm hızıyla devam ediyor
Furiosa-Mad Max Destanı (2024)
Yönetmen: George Miller.
Oyuncular: Anya Taylor-John, Chris Hemsworth, Tom Burke, Alyla Brown, Lachy Hulme.
George Miller’in post apokaliptik destanı Mad Max, beşinci bölümü Furiosa’nın hikayesiyle çöllerdeki yolculuğuna devam ediyor. Suyun, benzinin, yiyeceğin yok denilecek kadar azaldığı, insanlığın mahvettiği ve mahvetmeye devam ettiği bir dünyada geçen Mad Max, 2015’deki dördüncü bölümüyle aksiyon sinemasında bir devrim yarattı. Oscarlarda aday gösterildiği 10 kategoriden, teknik dallardan 6’sını kazanırken, aksiyon sinemasından en hazzetmeyen eleştirmenlerin bile beğenisini kazandı. Bu başarıda Miller’in yaratıcı dehası kadar mükemmel bir ekip çalışmasının payı büyük. Oscar’lı sanatçılar, kurgucu Margaret Sixel, görsel efektler sorumlusu Andrew Jackson, kostüm tasarımcısı Jenny Beavan, saç ve makyaj ustası Lesley Vanderwalt, Furiosa’nın gençlik serüvenleri filminde de var. George Miller, bir önceki filmin bestelerini yapan Tom Holkenborg ve senaryo yazılımına katılan Nick Lathouris ile iş birliğini de sürdürüyor.
2015 versiyonunda hikayenin kahraman kadrosunda Max ve kadın savaşçı Furiosa yer almışlardı. Feminist bir bakış açısının güç kazandığı bu bölümden sonra Furiosa’nın kökenlerine dönen yenisinde, Max’in kendisi bile yok. Daha karşılaşmadıkları bir dönem. Ancak her şey onun distopik evreninde geçiyor.
Erkeklerin kötülük saçtığı çorak topraklardan, meyve, sebze ve etin olduğu yeşil vadiye gelen motosikletli haydutlar, Furiosa(Alyla Brown) adında küçük bir kız çocuğunu kaçırırlar. Küçük kız, Dementes (Chris Hamsworth) adında bir kötünün liderlik yaptığı motosiklet çetesinin eline tutsak düşer. Çete Ölümsüz Joe (Lachy Hulme )adında bir ucubenin yönettiği Kale topraklarına meydan okumaya geldiğinde, Furiosa dikkatini çeker. Kadınlar bu topraklarda, damızlık olarak kullanıldıkları bir harem yaşantısına mahkumdurlar. Tutsaklığı el değiştirir, Joe’nun haremine geleceğin anne adayı olarak hapsedilir. İlginç bir saptama Mad Max dünyası ilginç bir şekilde seks ve duygudan uzaktır. Kimse aşık olmaz veya sevişmez. Erkekler kötülük ve savaş için vardır.
Furiosa’nın haremde kalmaya hiç niyeti yoktur ve bir yolunu bulup, kaçar. Tek ideali haydutların gözlerinin önünde işkenceyle öldürdüğü annesinin intikamını almaktır. Akıllı ve cesur bir savaşçı olarak Preatorian Jack (Tom Burke) ile devasa savaş kamyonunda yer alır.
Önceki bölümde yetişkin dönemini Charlize Theron’un canlandırdığı Furiosa’nın gençliğini bu kez Anya Taylor-John üstlenmiş. Kesintisiz bir geçiş yapıyor gibi karakterinde son derece başarılı. Kolunu neden kaybettiğini bu kez öğreniyoruz. Oldukça çarpıcı bir sekansla karşımıza geliyor.
Dementes’te protez burnu ve kendisinden alışmadığımız kötü bir karakterde Chris Hemsworth oldukça karikatür kalsa da, filmin aşırı kötü erkeklerinden birisine dönüşmüş. Taylor ve Hemsworth arasındaki nefret ilişkisi gayet iyi tutmuş.
Hikaye anlatılıyor gibi yapsa da Miller için önemli olan aksiyon sahnelerinin yoğunluğu ve benzersizliği. Hızlı kurgu, uçsuz bucaksız kum tepeleri, tuhaf taşıtlar, paraşütlü savaşçılar, onca patlama ve motorların susmayan sesleri filmin omurgası. Gerisi çok da önemli değil. Hakkını vermek lazım yine de konu ve odak noktası çok dağılmıyor. Uzayan devam filmlerinde tersi durum sıklıkla olur.
79 yaşına gelmiş George Miller’dan yine “ne varsa eski tüfeklerde var” dedirtecek hiperaktif bir aksiyon. CGI efektlerinin öncekine oranla daha çok kullanıldığı filmin maliyeti 168 milyon dolar ve süresi 2 saat 28 dakika. Sıkılmadan izlenebilecek bir aksiyon olsa da mukayesede bir öncekinin altında kalmış
Emin Yeğinboy