İçimdeki Kadınlar
Ankara doğumlu Yeşeren Halıcı, İngiltere’de İş İdaresi ve eş zamanlı olarak hizmet yönetimi bölümlerini bitirerek, Üniversite eğitimini tamamladı. Kozmik Enerji ve Meditasyon eğitimleri alarak, öğrendiği tekniğin hızı ve yaşamına kattığı mucizelerden sonra, çocukluğundan beri gönlünde yatan sanat aşkı ile resim çalışmalarına başlayan Halıcı, kendi iç gelişimini, duygularının dışa vurumu ile tuvale yansıtarak hala sanat yolculuğuna devam etmektedir.
UpArt tarafından düzenlenen “İÇİMDEKİ KADINLAR” adlı Resim Sergisi 30 Eylül’e dek No 66 Sessions Çeşme Ilıca’da siz sanatseverler ile buluştu..Sonrası mı? Birlikte soralım.
Kadın kelimesinin kökeni, eski Türkçe “kraliçe” ḳātūn veya χātūn sözcüğüne dayanır. Kelime ses değişimine uğrayarak kadın ve hatun olarak iki farklı şekilde girmiş.
Yaşamadığımı, tanımadığımı, deneyimlemediğimi yazmam. Yeşeren Halıcı’yı tanırım. Adı gibi gittiği ortamı bereketlendiren, cesur, tutkulu, başarılı, dişil enerjisi ile kendine hayran bırakan bir annedir o. Resim sanatındaki başarısı hayata farklı pencereden bakan yaratıcı ruhunun yansımasıdır çokça. Kalbinin güzelliği yüzüne ve eserlerine yansıyan Yeşeren ile Alaçatı’da buluşup “İçimdeki Kadınlar”ı konuştuk.
Canım Yeşeren. Yine farkındalığı yüksek bir sergi. Neden kadın?
Kadın ruhu taşıyan tüm bireylere , kadın doğan-doğmayan, kadın gibi yaşamak isteyen tüm kadınlara, içimdeki kadınlara armağan etmek istedim sergimi. 35 kadın tablosu, 35 hikaye. İzmir kadar dişi bir sergi oldu.
Sanat ile bu yaraya bir kez daha parmak basıyorsun.
Evet. Bu yüzdendir ki içgüdüsel olarak, sanatla iyileşmek, iyileştirmek adına, ben de resimlerimde hep kadın teması kullanmak istedim. Tüm resimlerim duygularımın dışa vuruşudur. Ruhumun çığlığıdır, haykırışlarımdır, yaralara dokunuşumdur, hüzünlerim, kızgınlıklarımdır, inişlerim, çıkışlarımdır, boşvermişliklerimdir, aşklarım, nefretlerimdir, aldanışlarım, aldatışlarımdır, mutluluklarım, mutsuzluklarımdır ve tüm anlarımdır. Kadın doğan doğmayan, içindeki kadını ortaya çıkartamamış kadınları resmettim. Kadınlara yüklenen çok fazla sorumluluk, rol var. Çokça bu rollerin İçinde kayboluyoruz.
Eserlerinde her kadın kendine ayna tutabilir. Ben kendimi gördüm birkaç eserde.
Güçlü kadını ortaya çıkarttım . Üreten kadın, anne, eş, evlat kadın yönümü. Bu sergimi engelli çocuklara bağışlıyorum. Sonraki sergilerimi de yine bir sosyal sorumluluk projesine bağışlayacağım. Sokak hayvanları için bir buluş yaptım. Sonraki sergim “güneşli” projem için olacak.
Kozmik enerji ve meditasyon eğitiminin de eserlerine yansıdığını görüyorum
Hissedilen fakat gözle görülmeyen enerji evreninin içinde yaşayan insan, kadim uygarlıklardan beri evrende var olan bu enerjiyi şifalanmak amacıyla kullanır. Sanat en özel şifadır. Enerjimi insanlara ulaştırabiliyor isem ne mutlu bana.
Kayıp ve üzüntü. Yakın zamanda hepimizin “Galip dedesi” olan babanız, Sayın Ali Galip Özgül Halıcı’yı yitirdiniz. Acınızı paylaşıyorum.
Babam. Sevgisi ile bizleri kucaklayan canım babam. Sergimi babam Ali Galip Ögül Halıcı anısına atfediyorum. Ve sergimin gelirinin bir bölümünü Ege Engelsiz Yaşam Derneği’ne bağışlama kararı aldım. Paylaşmak en özel duygu. Dilerim bir nebze de olsa katkı sağlayabilirim. Ruhumun dokunduğu her kadına selam olsun.
Aklına, ruhuna, hayal gücüne en çok insanlığına sağlık canım Yeşeren. Ruhunla dokunacağın nice eserlere.
Burcu Tuna