Gençliğin vazgeçilmez çekiciliği

 

Cevher-The Substance-2024-MUBİ

Yönetmen ve senaryo: Coralie Fargeat.

Oyuncular: Demi Moore, Margaret Qually, Dennis Quaid.

 

Toronto 2024’de yazar – yönetmeni Coralie Fargeat’ya En İyi Senaryo ödülü getiren, Cannes 2024’de “Geceyarısı Çılgınlığı” Ödülü alan festivalin skandal filmi, “The Substance-Cevher” MUBİ’de ve aynı zamanda sinema salonlarında vizyonda. Kadınların genç ve güzel kalma arzularına fantastik bir bilimkurgu havasında ele alan hikaye orta bölümden bedenin dehşet verici değişimlerine giriyor ve finali kanın etrafa sıçradığı, tahammül sınırlarını zorlayan bir “gore” olarak yapıyor.

Coralie Fargeat kadınların genç ve güzel kalma arzularını güdüleyen onca ürünün yaşamlarını varoluş savaşına dönüştürmesine sert bir bakış atıyor. Gidebileceği son noktaya kadar da abartarak… Sonuçta hedefi body horror (vücut korkusu) şöleni sunmak.

Film tepe açıdan ustaca çekilmiş karelerle Hollywood’un meşhur Walk of Fame kaldırımında açılıyor. Oyuncu Elisabeth Sparkle’ın yıldızının kaldırıma yerleştirilmesinden sonra geçen günleri, haftaları, yılları kısaca şaşalı dönemlerini o kadar güzel anlatıyor ki… Tüm kariyeri gözümüzün önünde canlanıyor. Buradan artık yaşlanmaya başlayan Sparkle’ın TV’de canlı aerobik programı yapan son dönemine geçiyoruz.

Demi Moore’un hayat verdiği Sparkle bir dönem Jane Fonda’nın yaptığı gibi aerobik programıyla kalan şöhretinin son meyvelerini toplamaktadır. Yaş almış olmasına karşın hala güzel, dinamik ve çekicidir. TV yöneticisi olarak Harvey adında karikatür bir tiplemeye hayat veren Dennis Quaid, program için rayting oranını daha yukarıya çekecek genç ve güzel bir yüz aramaktadır. İğrendirici bir şekilde karides tükettiği yemek davetinde kararını Sparkle’a açıklar. Karides tıkınma sahneleri tüketim toplumunun açgözlülüğünün bir metaforu gibidir.

Morali bozuk Sparkle yolda bir trafik kazasına karışır. Şansı yaver gider, yaralanmaz. Muayenesini yapan doktor övgüler yağdırır, imza ister.. Erkek bir hemşire omurgasını inceleyerek deneye uygun olduğunu söyler ve bir USB’i eline tutuşturur. Deney diye tanımladığı nedir ki?

USB’yi incelediğinde “The Substance” adlı ürün tanıtımındaki “hiç kendinizin daha iyi bir versiyonunu hayal ettiniz mi? Daha genç… daha güzel… daha mükemmel bir siz… Öteki değil o, ikiniz aynı kişi olacaksınız… Tek bir kuralı var, yedi gün siz, yedi gün yeni siz; haftalık denge mutlaka korunacak” sözleri kafasını karıştırır.

15 günde bir yedi gün istediğin genç ve diri beden olmak… Korkutucu fakat merak ettiricidir. Deneyin en kötü yanı geriye dönüşün olmamasıdır. Gazete ilanında gördüğü “yeni Elisabeth Sparkle aranıyor” ilanından sonra öfkelenir ve USB’yi attığı çöp kutusundan geri alır. Üzerindeki telefon numarasını arar.  Gizemli bir adreste, yarı açık bir kepengin altından geçer, kimseyi görmeden kitleri alır tarifine göre kullanmaya başlar. Serumu enjekte etmesinden kısa bir süre sonra sırtı yarılır ve içinden güzeller güzeli bir klon doğar. Sue (Margaret Qually) adını verdiği güzel klon bir sonraki aşamaya geçerek aerobik program seçmelerine katılır ve tabi ki Sparkle’ın yerini alır. Kitlerin düzenli kullanımında başlarda hiçbir sorun çıkmaz.

Sue stüdyo yöneticilerine 15 günde bir hafta annesine bakacağını söyleyerek çekimlere ara verir ve Elisabeth benliğine döner. Daha uzun süre genç ve güzel olarak ortalıkta dolaşmak yeni benlik Sue’nun hoşuna gitmiştir. Haftalık programı aksatmaya başlar, Elisabeth’den gün çalmaya başlar. 

Fransız Yönetmen Coralie Fargeat öyküsünü Los Angeles’tan anlatıyor. Malum, starlığın ve dış güzelliğin zirve yaptığı rüya kent. Yapaylığı vurgulayan bir mekan tasarımı kullanıyor. Dış çekimler LA yerine Fransa’da yapılmış. Orayı çağrıştıran, ışığıyla uyumlu Alpes Maritime seçilmiş. Çarpıtılmış, bugüne benzeyen fakat bugüne ait olmayan bir kent dokusu tasarlanmış. Her şey Amerika’nın alegorik, abartılı bir yansıması gibi duruyor. Zamansızlık duygusu içine giriyoruz. Hala gazete okunuyor, TV şovları, kıyafetler 80’leri hatırlatıyor, beden değişimleri için en büyük ilham kaynağı bu işin büyük ustası David Cronenberg’in The Fly, Scanners gibi filmleri olmuş.

Fargeat yoğun CGI efektleri kullanmak yerine organik olması için özellikle çaba göstermiş. Finale doğru artan beden değişimlerinde iki Fransız şirketinin ürettiği protez kuklalar yoğun kullanılmış. Son yarım saat öykü iyice provakatif, radikal ve asap bozucu bir anlatıma giriyor. Artık işler çığırından çıkmıştır ve deney durdurulamaz bir haldedir. Türün hayranlarını fazlasıyla tatmin edecek bir çalışma.

Esas benliği ve yapay genç benliği Sue arasında kıyasıya bir mücadele başlatan Elizabeth’in, defalarca kendini sevme çabası içine girip, güzellik ve gençlik hayali karşısında gardını indirdiği anlar çok çarpıcı. Yeni bedenini sabote etme çabaları da ayrı bir ürkünçlük gösterisi.

Bu rol için seçilen 1962 doğumlu Demi Moore’un, yıllar boyu deli gibi spor yaptığını genç kalmak tutkusunu duyardık… Bu rol için göze aldığı çıplak sahneler, plastik deformasyonlar gerçekten cesaret ister. Sinemaya dönüş filmi olabilecek bir performans, Oscar adaylığı alacağı kesin gibi… Andy McDowell’ın kızı olarak tanıdığımız Margaret Qually ise Barbie güzelliğinden yola çıkarak giderek canavarlaşması müthiş bir performansla taçlanıyor. Dennis Quaid ise kariyerinin en karikatür performansıyla karşımıza geliyor.

Son dönemin en çarpıcı filmi. Body horror türünde bir filmin böylesine ilgi görmesi çok rastlanacak bir durum değil. 

Emin Yeğinboy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu