Bon Jovi bitti demeden, bitmez

Bir rock solistinin başına gelebilecek büyük felaketler arasında şarkı söyleyemeyecek duruma gelmesi ilk sırada olabilir. Rocksever ruhlar ileri yaşlara kadar üretmeyi başaran, bu şekilde bir nevi doğa üstü insanlara dönüşebilen karakterler.

Kullandıkları onca sağlığa zararlı maddeye karşın, sağlığına dikkat eden takıntılı insanlardan daha uzun yaşayabilir, mutlu olabilirler. Müzik onların bağışıklıklarını  güçlendiren psikolojik bir destek gibidir. Kopmazlar, kopamazlar müzikten,” uzun turneler bizi yoruyor artık turlamayacağız” derler, iki yıl sonra yeniden tur otobüsüne binerler.

Konumuz bir rock efsanesi Bon Jovi.

Ses tellerindeki kalınlaşmadan dolayı ameliyata mecbur kalınca, rehabilitasyon sürecini oldukça sıkıntılı geçirir. Ses performansını yakalayabilmek için özel terapiler görür, her gün sporcu gibi idman yapar. İyileşme süreci uzayınca 65 yaşındaki müzisyen içten içe kaygılanmaya başlar. Benliğinde bir daha şarkı söyleyememek korkusunu hisseder. Sonunda iyileşir.

Bu can sıkıcı sürecin canlı bir kaydını, Disney’de vizyona giren 3 bölümlük “Thank You, Good Night: The Bon Jovi Story” belgeselinde izlemek mümkün. Adeta olimpiyata da hazırlanan bir sporcu disiplininde yaşar, sesini her gün fazla zorlamadan dener. Sonunda bu kaygılı süreç yeni bir albüme dönüşür. “Forever” 16. stüdyo albümü olarak çıkar. 

Albüm Bon Jovi müziğinin tüm unsurlarını taşıyor. Canlı, enerjik, bir dizi şarkı. Grubun şarkıları zaten hep birbirine benzer. İntrolar, nakaratlar hiç değişmez, amaç stadyumu ayağa kaldırıp hep bir ağızdan söyletmektir. Albümde bunu başaracak şarkılar da var. Eskilere yenileri eklemek eğlenceyi arttırır.

Tabi ki artık, 60 yaş eşiğini aşmış bir grup rock müzisyeninden geçmişin enerjisini ve sinerjiyi yakalamaları beklenemez. Yine de hala saatlerce konser verebilecek enerjiyi bulabiliyorlar. Yaştaşları Scorpions, Rolling Stones, Deep Purple, Gun’s Roses, AC/DC ve daha bir sürüsü yıkılmadı, ayaktalar. Bilimsel araştırma konusu olabilecek bir durum. 

Sonuçta rock hayvanı oldukları saldırgan yıllarını geride bırakmış, çeşitli rehabilitasyonları bitirmiş adamlardan bahsediyoruz. Albümü dinlerken, grubu bilmeseniz 20’li yaşlarda hit adayı yeni bir grubun çaldığını düşünebilirsiniz. Albümde en azından 3 adet hit adayı şarkı var: Legendary, Living Proof, My First Guitar… Albümün tek eksiği gitarist Ritchie Sanborn olabilir. Ayrılış nedenleri belgeselde de çok net anlatılıyor. Alkol, ailevi problemler ve motivasyon kaybı. Albüme bir kulak verin.

Emin Yeğinboy

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu