Zeus’un Büyülü Dünyasına Hoş Geldiniz!
| Avrupa’nın en eski şehirleri bile Atina’nın sahip olduğu tarihi mirasa sahip değil ve sık sık karşınıza çıkan tarihi kalıntıları Atina’nın cazip bir çekim merkezi olmasına yetiyor. Diğer taraftan 2004 yılında Dünya olimpiyatlarına ev sahipliği yapması şehre modern bir dinamizm getirmiş. Geleneksel ile çağdaşı, yeni ve eskiyi, doğu ile batıyı buluşturup adeta şehre yeni bir çehre kazandırmış.
Atina’ya Türkiye’den ulaşım oldukça kolay. İstanbul’dan Thy ve Pegasus ile, İzmir’den de Aegean Havayolları’yla aktarmasız uçmanız mümkün. Havalimanından ise Shuttlelar ile ünlü Syntagma meydanına kadar ya da 50 Euro karşılığında taksi ile şehir merkezine kolaylaca ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Atina’nın en hoşuma giden kısmı, ulaşımın oldukça pratik olması, Hop-on-hop-off otobüs turları, şehri rahatça keşfetmeniz için harika bir seçenek, bunun dışında Atina’da Metro sistemi oldukça etkili ve pratik. Ayrıca taksiler çok pahalı değil ve her yere kolayca ve kısa zamanda ulaşmanızı sağlıyor. Bence, seyahatiniz için en iyi zaman, ilkbahar ve sonbahardır. Ege rüzgarının serinliği eşliğinde, ilkbaharın çiçekleri ve sonbaharın ılıman havası, Atina’yı keşfetmek için mükemmel bir dönem sunar. Tam da bu zamanda bu muhteşem şehir, tarih, mitoloji ve Ege lezzetlerinin kusursuz bir karışımıyla sizi adeta büyüleyecek. Atina’nın sokaklarında yürürken, yerel halkın sıcaklığını ve misafirperverliğini hissedeceksiniz. Yunanca konuşma konusunda pek bir bilginiz yoksa, birkaç temel kelime öğrenmek işinizi kolaylaştırabilir. “Kalimera” (günaydın) ve “Efharisto” (teşekkür ederim) gibi ifadeler, size sempati kazandirabilir. Atina’ya gelir gelmez karşınıza çıkan ilk şey muhtemelen Akropolis olacak. Atina’yı gezmeye başladığınızda, tarih kokan kalıntılara ve anıtlara rastlamamak imkansız. Akropolis tepesinde, tarihin incisi Pantheon sizi gökyüzüne doğru yükseltir. Bu büyüleyici antik tapınak kompleksi, Yunan mitolojisinin ve tarihine bir pencere açıyor. Akropolis Müzesi ise bu tarihi zenginlikleri daha da yakından keşfetmenize yardımcı oluyor. Fakat burası sadece bir yapı değil, adeta Atina’nın şıklığının ve zekasının bir yansımasıdır. Hatta tanrılar burayı ziyaret ettiğinde biraz kıskanmış olabilirler! Antik tanrıların buluşma noktası Pantheon, Atina’nın merkezinde yer alır ve antik Yunan tanrılarına ithaf edilmiştir. Bu etkileyici tapınak, tarihle iç içe geçmiş bir atmosfer sunuyor. Yunanistan’ın en büyük arkeoloji müzesi, Ulusal Arkeoloji Müzesi’dir ve tarihin derinliklerine doğru bir yolculuk yapmanızı sağlar. Antik eserler, heykeller ve sanat eserleri ile dolu bu müze her an sizleri büyülemeye hazırdır. Atina’yı tepeden görmek için Mount Lycabettus’a tırmanın. Özellikle gün batımında, bu manzara sizi adeta soluksuz bırakacak. Tüm Atina’yı kuşbakışı görmek paha biçilemez. Tepedeki küçük kilisede ise mum yakıp dilek dileyebilirsiniz. Panathenaic Stadyum, ilk modern Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmış bir tarihi mekan. Burada, sporun ve tarihin buluştuğu hissine kapılacak ve tarihe tanıklık etmiş olacaksınız. Antik Yunan Mimarisinin incisi ihtişamlı Hephaestus Tapınağı, Yunan tanrısı Hephaestus’a ithaf edilmiştir ve inanılmaz detayları ile büyüleyici ve görülmeye değer. Tarihi Plaka mahallesi Antik Atina’nın şehir merkezidir, orada kendinizi mitolojiye bir adım daha yakın hissedebilirsiniz. Tarihi evlerin bulunduğu dar sokakları, renkli çiçekleri ve geleneksel Yunan restoranlarıyla ünlüdür. Burada gezinirken yerel lezzetleri ve geleneksel Yunan Mezelerini denemenin keyfini sürün. Helen Parlementosu, müzeler, universite, akademi ve kütüphaneye ev sahipliği yapan Syntagma adeta Atina’nın kültür merkezidir. Syntagma Meydanı’nı hemen geçince karşısınıza Atina’nın en işlek alışveriş merkezi olan Ermou caddesi çıkıyor. Pangrati semti ise 1896’da ilk olimpiyatlara ev sahipliği yapan Panathenaic Stadyum’unun ev sahibi. Vasilissis Sofias caddesi üzerinde bulunan konsolosluklar, konser salonu ve müzeleri ile en şık caddelerden birisi. Antik Atina’nın kalbi olarak kabul edilen Agora, ticaretin, politikanın ve toplumsal yaşamın merkeziydi. Bu yer, tarihin büyüsüne kapılmanız için mükemmel bir fırsat. Kolonaki, Atina’nın alışveriş cenneti olarak ünlüdür. Lüks butiklerden geleneksel pazarlara kadar her türlü alışveriş deneyimini yaşayabilirsiniz. İstanbul’un Nişantaşı’na benzerliği, hem lüks mağazaları hem de hareketli atmosferiyle göze çarpıyor. Elbette, Atina’ya gelip Yunan mutfağını tatmadan dönmemelisiniz. Taze deniz ürünleri, zeytinyağı ve o nefis baklavalar… Yemekler o kadar lezzetli ki, Yunan mitolojisinin kahramanları bile burada daha fazla vakit geçirmek isterdi! Yemeğe düşkün birisi olarak size beğendiğim birkaç restoran önerisinde de bulunmak istiyorum. Akşam Yemeği İçin: Öğle Yemeği İçin: Kahvaltı ve Brunch İçin: Özetle Atina sadece bir şehir değil, adeta bir zaman yolculuğudur. Burada, geçmişin büyüsü ile günümüzün enerjisi bir araya gelir. Tarihle eğlencenin, mitolojiyle gastronominin kusursuzca harmanlandığı bu şehirde unutulmaz anılar biriktireceksiniz. İyi yolculuklar! Seda Altınbilek
|




