Güç güçlükten doğar
Dergimizin Ragıp Paşa Konağı’nda düzenlediği “Merhaba Buluşmaları”na katılan Sedef Kabaş “Karanlık bir dönemden geçtiğimiz doğru.ama bu bizi kesinlikle karamsarlığa düşürmemeli.Ne olursa olsun bütün bu zorluklara rağmen hayat çok güzel. Bütün mesele olaylara hangi pencereden baktığımızdır.Sabahtan akşama kadar ağlayarak , bittik battık diye gerçeği değiştiremezsiniz. Bakış açımızı değiştireceğiz ve güçlüklerden güçlenerek çıkmak mümkündür” dedi.
Konuşmasına “Her insanın hayatında anlatmaya değer cümleler vardır.Herkesi gönül gözüyle bakıldığında bir hikayesi var.Hayatın içinde anlam teşkil eden hikayeler.Ego ve empati arasındaki hassas denge burada önemli. İnsanın egosu vücut ısısı gibi olmalı.ne yüksek ne alçak. Bu yüksek egolar yüzünden büyük bedeller ödü yoruz. Egoyu dengeleyen şey ise empatidir.Empati etkili iletişim,kişisel gelişim,insan kaynakları,eğitim,satış,pazarlama,müşteri ilişkileri,yönetim becerileri,siyaset ve daha birçok alanda son yılların başucu referansı haline gelen, yerli yersiz kullanılan bir kavram.Cesaret ve iradeyle üstüne gitmek istiyor ,gerçek anlamda “empatik” olmayı gönülden istiyorsanız yola devam. Bu yolda ilk karşılacağanız kişi sizsiniz. Öncelikle kendinizle dürüstçe selamlaşın. Ben kimim? Kadın ya da erkek olmanız, Türk ya da Kürt olmanız,Müslüman ya da ateit olmanız ,pazarlamacı ya da orkestra şefi olmanız ,bekar ya da 30 yıllık evli olmanız sizi siz yapan özellikleri oluşturur..Bu özelliklerimiz hayatımızın yapı taşlarıdır. Hepimizin bir penceresi vardır. Mesele hayatın sadece bizim penceremizden görünen manzaradan ibaret olmadığını gerçeğini farketmektir.”
Kabaş daha sonra çocukluğunun geçtiği İzmir’i uzun uzun anlattı;
“Ara Güler çocukluğunun geçtiği yer memleketindir” der.İzmir’de dedem ve anneannem ile büyüdüm.Alsancak’ta Namık Kemal Lisesi’nin tam karşısında Dutlu Sokak’ta iki katlı geniş balkonlu alçak duvarlarla çevrili bahçenin içine kurulmuş bir evin ikinci katında yaşıyorduk.Lisenin duvarlarına paralel uzanan yeşil dut ağaçları ile bezeli yolda bisiklete binerdik. Yazları okulun bahçesinde kurulan açık hava sinemasında iki günde bir değişen filmleri evin balkonundan rahatlıkla izlerdik.Çocukluğumun rüya tadındaki günlerini bu evde geçirdim. Kordondaki kaldırım taşları kimileri için kaldırım taşları benim için ise çocukluk anılarımdır.Egenin incisi İzmir memleketimdir,çocukluğumdur,mutluluğumdur”
Yoğun ilgi gören etkinlikte başta son kitabı “Yandığın ateş yoluna ışık olur” olmak üzere kitaplarını imzalayan, katılımcıların sorularına samimi cevaplar veren Kabaş “Aranızda hiç yanmadım , hayatımda hiç yangın olmadı diyen var mı? Yok. Hayatımızda yangınlar var. Kiminin sağlık sorunu olabilir,kiminin sevdiğini kaybetmek olabilir. Kiminin yangını ekonomik..kiminin siyasi. Önce o yangınlarla yüzleşelim. Değişim için, olgunlaşma için, hayatın kıymetini bilmek için ışığa dönüşelim. Eğitimden ekonomiye geldiğimiz nokta belli. Ama moralimizi hep dimdik ayakta tutmalıyız” şeklinde konuştu.
Berna Vatansever