Epistemolojik araştırma.. Az para çok çene !
Piyasa toz duman! Enflasyon malum; pahalılık da öyle! Sözün bittiği yer!
Ne artış yapılsa yararsız! Cebe giren aynı ay uçup gidiyor!
Faiz neden ; sonuç enflasyon falan kimse dinlemiyor.
Çarşının – pazarın gerçeği açık; neye el atsan ateş pahası..
Biri ‘Ayşe kadın 120 lira olacak ‘ dese döverdim!
Etiketi görünce ben nakavt oldum!
Ayşe kadın dediğim ‘bizim çalı fasulye’. Pes ki ne pes!
Muza, kiviye, ejder meyvesine, ananasa, avokadoya, mangoya laf ederdik; özür; binlerce kez özür!
Fiyat – tropikal iklim safsatası da bitti; neyse!
Dağın – bayırın çalı – çırpısı Brezilya’yı, Peru’yu, Kolombiya’yı yarı yolda bıraktı vallahi de billâhi de..
Yemin ettirmeyin bana, günaha sokacaksınız!
Bakın çarşı – pazara da çıkmayacağım ona göre..
Pazarlar da fiyatlar uçuk da ; kahvehanelere malzeme olmaz mı!
Yakınan yakınana. Emekli, memur, işçi korosuna esnafın bir bölümü de katılmış; söyleyeyim!
Anlayın ki iş ciddi! İşçi, memur, emekli ‘Alamıyoruz da alamıyoruz ‘ diye ağlarken, bugüne dek Reis’e laf söyletmeyen bir bölüm esnaf da ‘Alamıyorlar da alamıyorlar ‘ diye vokal yapıyor! Gözümle gördüm; CHP’nin ‘ışıkları açın – kapatın’ eylemine en çok ‘yeni muhalifler ‘ katıldı. ‘Yerel seçimde Ak Partili emekli seçmen oy kullanmadı’ dediğimde inanmayanlara söyleyelim; ‘iş işten geçiyor ‘.
Mehmet Bey Amca da, Neriman Abla da şarkıyı tizden en yüksek tona çıkarmış:
‘Yolcular da yolcular’.
‘Erken seçim de erken seçim ‘.
Kemal Bey ( Kılıçdaroğlu) aylardır söylüyor; adamı niye kaale almadınız!
Üsküdar’da sabah yeni mi oldu?
Kahve müdavimleri ‘cep boşaldıkça daha çok konuşuyor ‘. Çarşı – pazar yolcuları da..
Yahu biri araştırsa; yoksullukla çok konuşma arasında sosyolojik- psikolojik bir ilişki var mı?
Az para, çok çene gibi. Çene suyu çorba gibi..
Canım Nebati bakanıma da sipariş verin; işin epistemolojik boyutunu da o araştırsın!
Allah Allah ya!
Kahvehanelerin renk boyutu Z kuşağının bir bölümü ‘tatile kapağı atmış’; gidemeyenler herkese kızgın:
‘Bugünlerin yarınları vaaar’.
Ajda Pekkan’ın unutulmaz şarkısı ile diş gösteriyorlar!
Babaya, anneye, hatta dede ve nineye de!
Uzayan tepki yollarının çıktığı yer de belli!
Kimbilir gören var mı?
Memlekette hava böyle!
Ama.. Resmî rakamlar ayrı.. Memlekette alem..Bu TÜİK’çiler hangi kafa?
Kira 5 bin, doktor muayenesi 34 , soğan 7, zeytin 134, peynir 147, zeytinyağı 113 lira.Bu nasıl hesap? 10 bin liradan ucuz kira, 2000 liradan ucuz doktor muayenesi var mı? Zeytinyağı 400, soğan 15 lira! Yahu hata olur da bu kadar mı olur?
Rakamlar öyle sapmış ki; yüzde 100-200 farklı!
Bu rakamlarla zam verilince de ‘maaş buhar’.
Yapılan artış o ay bitiyor; 5 ay cepten!
Vay be!
Bir de ‘yarı mutlu azınlık var. Eskiden bunlar da ‘mutlu azınlık ‘tı..
Şimdi yüzde 50 kayıptalar,hem maddi, hem manevi! Yunan adalarını dost kapısı yaptılar! Arada hesabı bilemeyenler var; 20 Euro ‘yu 20 lira gibi harcıyor!
Baba; 20 Euro bu; 700 gayme!
Dönüşte Sakız, Sisam, Girit, Midilli ‘bal badem’.
Bayılıyorlar, bayılıyorlar!
‘Neden’ diye soruyorum; yanıtlar genelde benzer:
‘Doğa güzel, insanlar saygılı, fiyatlar makul’.
Z kuşağı diliyle; ‘kazık yok’. İstanbul, Bodrum, Çeşme rakamları hakikaten ‘astronomik’. Hangi matematik kuralı, hangi fizik – kimya formülüyle açıklarsan açıkla !
Ben Zaytungculara bayıldım; ayın bombasını patlattılar:
‘Hazine bakanlığı yurtdışından yapılan (şu kadar yedik, şu kadar ödedik) paylaşımlarına vergi düzenlemesi için düğmeye bastı’.
Gülmeyin ! Olmaz olmaz!
Eve dönme zamanı..Zaten çok sıcak..
Dilimde Mustafa Sandal’ın ‘gidenlerden’ şarkısı; bildiğim nakaratıyla..
Aklımda epistemolojik, sosyolojik ve psikolojik çözümsüzlükler..
Çinli önemli filozof Konfüçyus çooook yıllar önce söylemiş:
‘En tehlikeli insanlar, büyük makamlara gelmiş küçük insanlardır ‘.
‘Çok, çok, Türkiye’de çok’ diyenler sesleniyor arkamdan!
Bana söylemeyin! Ben ‘bir çoğu gibi TÜİKistan’da yaşamıyorum!
Burdayım! Türkiye/ İzmir/ Konak!
Nokta!
Dr.Hakan Tartan