Cumhuriyet Döneminde Spor
Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve seçtikleri temsilcileri tarafından paylaşılan bir devlet yönetimidir. Cumhuriyet yönetiminde temsil , vatandaşlar tarafından serbestçe seçilen, seçimle ülkenin yönetimini üstlenenler tarafından yapılmaktadır. Cumhuriyet, halkın kendi kendini temsil etmesidir, fırsat eşitliğidir. Cumhuriyet , milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı, monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtı bir yönetim şeklidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 100 yıl önce, 29.Ekim.1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyet, bir devlet rejimi olmakla birlikte, aynı zamanda , halkımıza, Türk halkına çağdaşlığın ve demokrasinin kapılarını açan bir yönetim şeklidir. Dile kolay, Cumhuriyetimizin 100. yılı, çok önemli bir yıl olarak tarihimizdeki yerini aldı ve bu durum sonsuza kadar devam edecektir.
Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle mücadele ve rekabete dayalı yarışma, kişisel eğlence, fiziksel veya zihinsel aktiviteleri kapsayan bir olgudur. Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümüdür. Spor, aynı zamanda milli kültürün bir parçası, ülkeler arasında diyaloğu sağlayan en önemli araçlardan biridir. Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemlerinde güreş, atıcılık, binicilik, avcılık, okçuluk ve cirit oyunları, sarayın ve padişahın desteklediği sporlar olarak önceliği olan spor dalları idi. 1869 yılında çıkarılan “Maarif-i Umumîye Kararnamesi” ile bütün orta öğretimde beden eğitimi dersi , özellikle jimnastik dersi zorunlu hale getirilmiştir. İkinci Meşrutiyet’in ilânına kadar bütün futbol kulüpleri yabancıların tekelinde bulunuyordu. Türkiye’de kulüplerin kurucularını bu dönemde yabancılar oluşturmuştu. İkinci Meşrutiyet döneminden itibaren devlet, beden eğitimi ve sporu bir program çerçevesinde ele almıştı. Beden eğitimi ve spor sadece okullarla sınırlı kalmayıp gündelik hayata da girmişti. Ülkemizdeki ilk futbol karşılaşması 1890 yılında İzmir Bornova’da oynandı. İki takımın oyuncuları, Bornova İlçesinde ticaret yapan İngilizlerdi. 1894 yılında İzmir’de kurulan Football Club Smyrna, 1906 ara Olimpiyatlarına katıldı. İzmir ekibi bu turnuvada ikinci oldu.
Cumhuriyet döneminde sporla ilgi yapılandırma süreci dört bölümde ele alınmıştır.
1.Cumhuriyeti’nin ilk resmî spor teşkilatı, bağımsız bir yapıya sahip Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Dönemi (1922-1936) Bu dönemde Türkiye ilk defa uluslararası müsabakalara katılmıştır.
2.Türk Spor Kurumu Dönemi (1936-1938) Bu kurum ilk kurultayda o dönemde tek parti olan CHP’ye örgütsel olarak bağlanmış ve böylece spor devlet denetimine alınmıştır.
3.Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Dönemi (1938-1986)
4.Devlet Bakanlıkları ve Spor Bakanlıkları Dönemi (1969-2023).
Cumhuriyet döneminde sporun devlet denetimi ve gözetiminde gelişme gösterdiği ilk kurumsal yapı 1921’de kurulan “ İdman İttifakı Heyeti (geçici) Muvakkatesi ” dir. Bu yapı sonradan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı adını almıştır . Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı , 22 Mayıs 1922’de tüzel kişiliğine kavuşmuştur. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın amacı , spor ile milli ruhun aşılanması, milli temsil arzusuyla sporcunun motive edilmesiydi. Burada amaç gençlerin maddî ve manevi yönden sağlam, sıhhatli, vatanına bağlı olarak yetişmelerinin sağlanması, askere ve yurt müdafaasına hazır bulunmalarının sağlanmalarıydı.Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın faaliyette olduğu, 1924–1926 yıllarında; Atletizm, voleybol, tenis, yelken gibi daha önceki dönemlerde Türk sporunda yer almayan spor branşlarının önemi artmış ve bu sporlara yönelik yatırımlar yapılmıştır. Ülkemizde sporun örgütlenmesi yolunda ilk önemli ve ciddi adım , spora gönül vermiş Yusuf Ziya Öniş, Ali Sami Yen, Burhan Felek ve Nasuhi Esat Baydar’ın birlikte tercüme ettikleri İsviçre Spor Teşkilâtı tüzüğüyle atılmıştır.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren sporda ilerlemenin en önemli basamaklarından biri olarak okullardaki beden eğitimi derslerinin niteliğinin arttırılması düşünülmüştür. Bu nedenle Beden eğitimi öğretmeni ihtiyacını gidermek ve Avrupa milletlerinin beden eğitimi konusunda takip ettikleri, uyguladıkları sistemleri öğrenmek için 1925’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışına öğrenciler gönderildi. Orta dereceli okullara öğretmen yetiştirmek üzere 1925 yılında Konya’da “Orta Muallim Mektebi” adıyla açılan okul, 1928’de Ankara’ya taşınmıştır. Aynı yıl okulun adı “Gazi Orta Mektebi ve Terbiye Enstitüsü” olarak değiştirilmiştir.1933 yılında spor teşkilat yapılarının araştırılması amacıyla Rusya’ya bir heyet gönderilmiştir. Ayrıca 1933’de Alman spor adamı Carl Diem Türkiye’ye davet edilmiş ve beden terbiyesi ile sporun geliştirilmesi konusunda bir rapor istenmiştir. Bu dönemde Selim Sırrı Tarcan, Türkiye’de beden terbiyesinin geliştirilmesi amacıyla bir rapor hazırlamıştır. Raporunda vatanımızı emanet edeceğimiz gençlerimiz için en uygun spor dalının jimnastik olduğunu, bu sayede ülkemizin koruyucuları olacak nesillerin sağlam, milli ruha sahip , kuvvetli ve cesur bir şekilde yetişeceklerini belirtmiştir. İlerleyen zaman içinde Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı lağvedilmiş yerine Türk Spor Kurumu kurulmuştur.( 1936- 1938)
07.Kasım 1982 tarihli Anayasada sporun temel bir hak olduğu kabul edilerek ilk defa spora yer verildi, spor ve sporcu Anayasa teminatı altına alındı. ( Madde 59 : Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur.)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk gençlerimize çok güveniyordu. O kadar ki ; Ülkemizin geleceğini, vatanımızı gençlere emanet etmişti. Bir çok ilk’ lerin , devrimlerin yanında, spora da çok önem veriyordu. Konuşmalarında , “ Ben Sporcunun Zeki , Çevik ve aynı zamanda Ahlaklısını Severim “ sözleriyle, gençlerimizi spora yönlendiriyordu. Cumhuriyet’in kurulmasından kısa bir zaman sonra Ülkemiz 1924 Paris Olimpiyatların katıldı. 1936 Olimpiyatlarında ise Milli güreşçimiz Yaşar Erkan altın madalya kazandı. Günümüzde gençlerimiz kendilerine olan güvenleri boşa çıkarmadıklarını dünya ülkeleri arasında yapılan yarışmalarda , ferdi ve takım halinde aldıkları başarılı sonuçlarla gösterdiler. Futbolda A Milli Takımımızın dünya üçüncülüğü, Voleybolda kadınlarımızın Dünya Şampiyonluğu ve bir çok spor dalında kız , erkek sporcularımızın altın madalyaları hepimizi gururlandırıyor.
Bahri Vreskala