Bir

Müzik kariyerinde genç yaştan beri var olup uzun bir süreyi geride bırakarak Türkiye’nin başarılı prodüktörlerinden biri olan Nurettin Çolak, son dönemde yayınladığı proje teklilerini Sony Music Türkiye etiketli “BİR” albümünde topladı. Aynı zamanda Sufle grubu (Göksu Taşçeviren & Mustafa Atik) ile birlikte kurduğu Alaturca Club olarak da çalışmalarına devam eden Çolak ile albüm sürecini, aldığı geri dönüşleri ve yeni çalışmalarını konuştuk.

8 yıldır çalışmalarınızın önemli bir kısmı Sony Music Türkiye tarafından yayınlanıyor. Sony Music Türkiye ile yollarınız nasıl kesişti ve firma ile bu bağı uzun süredir sürdürebilmek sizin için nasıl bir duygu ?

Sony Music Türkiye ile ilk kez 2016 yılında çalışmaya başladım. Bu benim için oldukça heyecan vericiydi çünkü zaten uzun süredir takip ettiğim global bir şirketti. Hem Sony Music Türkiye ile hem de Ultra Records ile global projelerde yer almak beni çok mutlu ediyor; her iki şirketin de çalışma şekline ve uluslararası düzeydeki etkilerine hayranım.

Albümün ilk yayınlanan teklisi “Umbrella”oldu. Öncelikle bu tekli yayınlandığında ilerleyen çalışmaların bir albüme doğru gideceği belli miydi?

Aslında “Umbrella” albüme eklenen son şarkılardan biriydi. İlk yayınlanmasına rağmen dans müzik janrında önemli bir yer edindi, bu yüzden albümümde mutlaka yer alması gerektiğini düşündüm ve albüme dahil ettik.

Albümün ikinci teklisi “Family Affair” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti?

“Family Affair” de tıpkı “Umbrella” gibi albüme sonradan eklenen bir şarkı oldu. Ancak yayınlanır yayınlanmaz güçlü geri dönüşler aldık ve bu şarkının albümde yer alması gerektiğini düşündüm.

2023 yılına albümde yer almayan bir tekli ile, bu sefer Utku Ünsal ile ortak müzik şirketiniz Füme Müzik etiketiyle giriş yaptınız: “Bring Me To Life”dan söz eder misiniz?

“Bring Me To Life,” çok sevdiğim bir şarkıydı ve kendi tarzımda bir versiyonunu yapmak istedim. Ortaya çıkan sonuçtan oldukça memnun kaldık ve şarkıyı yayınlamaya, ardından da albüme eklemeye karar verdik.

Albümün üçüncü teklisi Melis Fis ile “Nasıl Uyuyorsun?”..

Albüm yapma kararı aldığımda ilk çalıştığım sanatçı Melis Fis oldu. Harika bir enerjisi var ve şarkıya mükemmel fikirler kattı; bu sayede “Nasıl Uyuyorsun” çok sevilen bir şarkı haline geldi.

Albüm de Anıl Piyancı ile “Gözümün Feri Yok” da var. “Gözümün Feri Yok” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

Anıl’la uzun süredir iletişim halindeydik ve yaptığı şarkıları hep eğlenceli buluyordum. Albüm yapmaya karar verdiğimde, birlikte bir şeyler yapma fikrimizi gerçekleştirdik; Anıl da albümde yer almayı seve seve kabul etti ve güzel bir klip de çektik.

Albümün beşinci teklisi, Berkay Altunyay ile “Öldüresi Var” oldu. Berkay Altunyay ile yollarınız nasıl kesişti?

Berkay’ı “Olmazlara İnat” şarkısıyla tanımıştım ve tarzını çok beğenmiştim. Albüm yapma sürecine başladığımda, Berkay’ın da içinde olması gerektiğini düşündüm; “Öldüresi Var” şarkısının demosunu dinleyip çok beğendim ve kendi tarzımda bir hale getirerek albüme ekledim.

Albümün altıncı teklisi, Ayça Özefe ile “Girdap” oldu. Ayça Özefe’nin bestesini seçmeye nasıl karar verdiniz?

Ayça’nın çok kendine has bir tarzı vardı ve bildiğim kadarıyla daha önce hiç elektronik şarkı yapmamıştı. Tarzının elektronik müzikle harika bir uyum sağlayacağını düşündüm, bu yüzden techno tarzında bir şarkı yaptık. Şarkıyı stüdyo session’ında yaptığım demo altyapı üzerine birkaç saatte yazdı. Bu hızla ve yaratıcılıkla ortaya çıkan “Girdap”, benim de severek dinlediğim ve setlerimde yer verdiğim harika bir şarkı oldu.

Albümün yedinci teklisi ise daha önce çalıştığınız Sufle grubuyla “Tam 7’de Al Beni” oldu. Onlarla yeniden çalışma fikri nasıl gelişti?

Sufle, yani Göksu (Taşçeviren) ve Mustafa (Atik) ile daha önce de bir şarkı yapmıştık, aramızda gerçekten harika bir uyum var. Albüm yapmaya karar verdiğimde onlar olmazsa olmazlardandı. “Tam 7’de Al Beni,” hepimizin tarzını birleştiren romantik bir deephouse şarkısı oldu ve dinleyicilerden de çok olumlu geri dönüşler aldık.

Albümün 2024’ün açılışı olan sekizinci teklisi de yine çalışmaya devam ettiğiniz Sufle grubu ve Anıl Piyancı ile “Yaşıyorum Ölesiye”.. 

Sufle ile olan uyumumuzdan bahsetmiştim, Anıl’la da benzer şekilde çalışıyoruz. Göksu’dan gelen bu şarkı fikri hepimizi etkiledi. Demoyu dinlediğimde hemen üzerine bir altyapı hazırladık, Anıl da kendi tarzını yansıtan verse’lerle şarkıyı başka bir boyuta taşıdı.

Albümün dokuzuncu teklisi, Ero ile “Fantastik” oldu. Ero ile yol arkadaşlığınızdan söz eder misiniz?

Ero’nun birkaç şarkısına denk gelmiştim ve tarzının farklı olduğunu gördüm; bu yüzden birlikte özel bir şey yapabileceğimizi düşündüm. Altyapıyı ona gönderdim, birkaç hafta sonra stüdyoda buluştuk ve şarkıyı tamamladık, sonuç gerçekten muazzam oldu.

Albümün onuncu teklisi, Mela Bedel ile “Ninni”..

Mela’nın harika ve benzersiz bir sesi var; uzun zamandır birlikte bir şeyler yapma fikrimiz vardı ve bu albüme nasip oldu. Ortaya çok farklı ve duygusu yüksek bir şarkı çıktı.

Albümün on birinci teklisi, Göksu Taşçeviren ile “El Mundo Illegal” oldu. Birlikte yazdığınız bu eserin oluşum süreci nasıl gelişti?

Bu şarkı, albümde tamamlanan son  şarkı oldu ve oluşum süreci oldukça ilginçti. Aslında, bu altyapı için yapay zeka kullanarak birkaç vokal denemesi yapmıştım. Albümün finalini teslim etmeden bir gün önce Göksu ve Mustafa’ya dinlettim. Göksu, şarkıya İspanyolca bir şeyler denemek istedi ve birkaç saat içinde şarkıyı yazıp hemen kaydettik. Aynı gece şarkıyı finalize ettik. “El Mundo Illegal” o kadar beğenildi ki birçok TV programında yer aldı.

Albümün on ikinci teklisi, Işıl Ayman ile “Gidemiyorum Senden” den de bahsedelim şimdi..

Işıl’ın tarzını gerçekten çok beğeniyorum ve onunla tanıştığımızda bana birkaç demosunu dinletmişti. “Gidemiyorum Senden” şarkısını dinlediğimde, bu parçanın albümüm için mükemmel bir uyum sağlayacağını hemen fark ettim. Hızla bir altyapı üzerinde çalıştım ve sonuç gerçekten harika oldu. Şarkı, dinleyicilerden de çok olumlu geri dönüşler aldı.

Albümün on üçüncü teklisi, Efgan ile “Sevmesen de” oldu. Efgan ile yollarınız nasıl kesişti?

Efgan, yani Enes, benim plak şirketim Füme Müzik’in de yetenekli sanatçılarından biri. Albüm fikri oluştuğunda, onunla birlikte hazırladığımız club şarkılarından “Sevmesen de”yi de albüme dahil etmeye karar verdik. Şarkı, dinleyicilerden oldukça olumlu geri dönüşler aldı ve büyük ilgi gördü.

Albümün on dördüncü teklisi, Nilhan ile “S.M.A.W.”..

Nilhan’la son birkaç yılda birçok şarkı hazırladık, “S.M.A.W.” da bunlardan biriydi. Şarkı yaklaşık bir yıl boyunca hazır bekledi ve albüme dahil etmeye karar verdik. Nilhan’la başka projelerimiz de var; yakında onları da yayınlamayı planlıyoruz.

Albümün on beşinci teklisi, yeni isimlerden Conru ile “Infinite Echoes” oldu. Yeni duyduğum bir isim Conru..

Conru, aslında benim başka bir proje ismim; bu projede yapay zeka ile ürettiğim şarkıları paylaşıyorum! “Infinite Echoes” da tamamen yapay zeka ile oluşturulan vokaller ve liriklerle hazırlandı. Yaptığım altyapıya bu vokalleri ekledim ve sonuç harika oldu.

Albümün son teklisi ise Sufle grubuyla olan projeniz Alaturca Club ile “Deli Kral” oldu.

Alaturca Club, Sufle ile hazırladığımız ancak ne Sufle’nin ne de Nurettin Çolak’ın tarzına yakın olan şarkıları çıkarmak için kurduğumuz bir gruptu. Deli Kral’ı bu projede hazırladık, çok farklı bir şarkı oldu. Etnik melodik house diyebiliriz.

Öte yandan bu şarkılar toplanıp BİR albümünü oluşturdu. Bu bağlamda şarkıların albümde toplanmasından sonra bu teklileri dinleyenler veya dinlemeyenlerden nasıl geri dönüşler aldınız?

Albümdeki şarkıların farklı tarzları herkesin ilgisini çekti ve beğenildi. Dinleyicilerden oldukça olumlu geri dönüşler aldık.

BİR’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

Son dönemde Tarkan’ın Kuantum 51 Remixes EP’lerinde toplam 3 remiximle (Yo, Ayrılık Töreni, Sorma Gitsin) yer aldım. Ayrıca Alaturca Club olarak ilk albümümüz “Club Alaturca”yı siz bu röportajı okuduğunuzda yayınlamış olacağız.

Emre Siyahoğlu

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu