Acıyı göstermeden acı çekmek !

Soğuk, yağmur, ekonomik belirsizlik..
Ne yapacağız?

Yeni yıl geçti ama yine aynı tartışmalar!
Ne pahalılıkmış be!

Geçmeyen- bitmeyen gündem! Kahvede, dost sohbetlerinde, pazarda Mehmet Şimşek hesapları! Hani sigara içmeyip kısa yoldan zengin olmak!
Oturup kalem kalem hesap yapan oldu ; gözümle gördüm!
‘3 yıl sonra köşeyim köşe’ diyen de var; ‘hadi oradan, kafa bulma benimle ‘ diyen de..
Neriman hanım teyze daha radikal:
‘Bizim ki sigarayı bırakalı 10 yıl oldu, hala fakiriz’.
Dik dik bana bakıyor; yüzüme- gözüme söylüyor..
Ne yapayım!
Mehmet Şimşek ‘e gücü yetmiyor, bize hücum!
Bana sahip çıkıp ‘Bakan’a söyle ‘ diyenler de oldu; haklarını yemeyeyim; onlara da lafı ‘ Neriman Abla yandaşı’ Mehmet Bey Amca yapıştırdı:
‘Görürsem söylerim ‘.

Ee gör ama.. Zaten fiyatlarda ezilmiş – büzülmüş bu garibandan ne istersiniz!
Emekli maaşı yine güdük! 3 ay ‘oldu olacak, geldi gelecek ‘ denen zam geldi de; 3 günde bitti! Yandı – gitti, kül oldu!

Gündem bu! Ne kadar az oldu! Niye böyle oldu! Yakarız, yıkarız!

Büyük yazar Honore de Balzac’ın şu sözlerini hatırlatıyorum da; kime:
‘İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya zorlayacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın’.
Ortaya attım lafı!
Herkesi aldı bir düşünce!
Meğer ne çok ‘iyi’ varmış; bir o kadar da ‘nankör’!

Büyük düşünür Jean Paul Sartre’a ‘Acı çektiğini göstermemek için , kimbilir ne kadar acı çekiyor olmalısın ’ diye el sallayıp işi felsefeye dökeceğim de; kime ne yararı var!

Kış sebzeleri de 60 -80 lira etiketli! Geçen yıl 5 kilosunu 50 liradan aldığım mandalina, limon ve greyfurtun kilosu 40-50 lira..
Canım her şeyi de TÜİK’e bağlamayın!
Okumuş çocuklar onlar; vardır bir bildikleri!
Ekonomik sıkıntılar, gribin boyutunu büyütmesi, yeni yılda devleti belirlemeli yüzde 43 zamlara eklenen 2024 yılının sonunda bir de nur topu gibi Suriye krizimiz oldu..
Hem de ne kriz!
Ardında Türkiye’nin bekasını bile tehdit edecek olumsuz gelişmelerle..

Üstad Can Yücel ne güzel söylemişti; ‘Bazen hayat yorar insanı/ .. her şey yorar/ ve insan susar/ bağıra bağıra susar’.

Vallahi de öyle, billahi de öyle! Bağıra bağıra susmak istiyorum..
Çok konuşup hiç bir şey söylemeyenlere inat !

Vakit tamam!  ‘Akşam diyordum/ işte oldu akşam’.
Baktım günler boyu, karamsar, sessiz Z kuşağı hala Spotify tartışmasında.
Simge’nin ’Aşkın olayım ‘ mı; Semicenk’in ‘Geri dönemedim’ mi; yoksa isimlerini söyleyemediğim gençlerin ‘Cıstak’ı mı?

Hangisi en güzel! Onlar genç; tabi hayata başka bakacaklar!
Bana sorarsanız! Ne bileyim! Müziğin güzel olanını seviyorum.
Sevmezsem dinlemem; siz de öyle yapın!

Şarkıcı -yazar Aydilge geçenlerde güzel söylemiş:
‘Müzik ruhun gıdasıdır. Ama gıda zehirlenmesi olmasın da..’.
Doğru söze ne denir!

Herkesin müziği kendine!

Dr.Hakan Tartan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu