Cinsiyetin Özü
“ Kadınlarını geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur”
Mustafa Kemal Atatürk
Bu dünyada yaşayan erkekler… Kadınlar mı?
İşte onları ayırırım ben. Hele bu dünyada eşitlikten bahsedeceğiniz en son konu.
Hisseden, koşturan, doğuran, büyüten, seven, acı çeken, katlanan, idare eden, naif, güçlü kadınları, erkeklerle bir tutamazsınız! Eşit hiç tutamazsınız.
Kadınları ayırırım ben arkadaş!
Sen bana erkeklerin insanlığından bahset anlayayım dünyayı, bahset ki anlayayım toplumdaki hakkı hukuku…
Hep erkeklere göre kurulmuş dünya düzeni, hep onları savunmuş tarih aristokratını biraz da ben yargılayayım…
Orada, burada, sosyal medyada, kadınların güzellik yarışları, dış görünüşe takılı kalmalar…Ruhu, zekayı, bilgiyi bir kenara koyuşlar…Bu mükemmeliyetçi görseller, yedi bitirdi belki biz kadınları. Hem cinslerini alt edesi mahvedişleri. Kıskançlıkları, elbirliği yapamamaları…
Erkekler ve kadınlar…
Almak vermek gibi bir alışveriş.
Cinsiyetler arası bir turnuvada gol atış yahut gol yemelerimiz!
Erkeklerin alacak, kadınların verecek eylemleri üzerine kurulu, toplumsal ilişki düzeylerinde, sanırım aşk gibi saf, karşılıksız ruhani bir duygudan söz etmek abes kaçıyor günümüzde.
“Erkekler aşkı bilmez, kadınlar öğretir”
Ama günümüzdeki en büyük sorun, erkeklerin ruhsal yönden eğitilememeleri ne yazık ki! Meseleye tersten bakın. Toplumda şikayet ettiğimiz ruhsal yönü zayıf, empatileri olmayan (ki bazılarında hiç yok) egoist erkekleri kim yetiştiriyor Tanrı aşkına!
Yine biz kadınlar değil mi?
Hemcinslerimizle olan savaşlarımızın üzerine, bir de yeni nesil kız çocuklarına karşı, erkek canavarlar yetiştiriyoruz, neticesini göremeden…
“Aman oğlum ben yapayım.”
“Sen daha iyi bilirsin oğlum”
“Can oğlum canım oğlum, dünya etrafında eksen oğlum!”
Ah erkek anneleri!
Ah kadınlar!
Nasıl da ezildiğinizi unutuyorsunuz bir zamanlar! Anneleri sizin gibi olan erkekler tarafından… Zincirleme yetiştirme tarzından…Kadınlarda hep saçlar süpürge!
Erkek çocuklarımızı hala eski usul yetiştiriyoruz. Oysa elektriklisi çoktan icat oldu.
Artık erkek çocuklarının ellerine o süpürgeleri verme vakti geldi belki de!
Çünkü;
“Gelenek, küllere tapmak değil, ateşi korumaktır.” Gustave Le Bon




