Yerelden evrensele uyanış
Son yıllarda, coğrafi işaret tescili kavramı giderek artan bir şekilde öne çıkıyor. Peki, coğrafi işaret tam olarak nedir? Basit bir ifadeyle, belirli bir ürünün belli bir coğrafi bölgeye özgü özelliklerini ve niteliklerini garanti eden bir tescil sistemidir. Bu tescil, tüm dünyada yerel ürünlerin korunması ve tanıtımı için önemli bir aracı temsil ediyor. Bugün bu sistemin geldiği noktaya baktığımızda, coğrafi işaretlerin sadece bir koruma mekanizması olmaktan çıkıp ekonomik, kültürel ve turistik anlamda dönüşüm yarattığını görüyoruz. Ancak, benzer ürünlerin de tescil edilmesi durumunda ortaya çıkabilecek rekabet ve koruma dengeleri daha detaylı incelenmelidir.
Yerel Değerlerin Korunması
Coğrafi işaretler, öncelikle yerel ürünlerin özüne sadık kalmasını ve taklit edilmemesini sağlıyor. Bir Erzincan Tulum Peyniri’nin veya Antep Baklavası’nın dünyada bir benzerinin olmadığını, o ürünün ait olduğu coğrafyanın şartlarından kaynaklandığını belgelerle ortaya koyuyor. Bu da hem üreticileri hem de tüketicileri koruyan şeffaf bir sistem sunuyor.
Ekonomik Katkı ve Markalaşma
Coğrafi işaretler, yerel ekonomilere can suyu oluyor. Tescilli ürünlerin pazarlama değeri artarken, küçük üreticiler için yeni gelir kapıları açılıyor. Antep Baklavası’nın Avrupa Birliği tarafından tescillenmesi, bu tatlıyı sadece bir yerel lezzet olmaktan çıkarıp uluslararası bir marka haline getirdi. Türkiye, 2024 itibariyle Avrupa’da tescillenmiş 29 ürünle bu alanda ciddi bir oyuncu haline geldi. Ancak bu tescillerin benzer ürünler arasında nasıl bir etki yarattığı ve yerel rekabet dengelerini nasıl etkilediği üzerine daha fazla eleştirel bir bakış geliştirilmesi önem arz ediyor.
AB coğrafi işaret koruması, üreticilere ekonomik kazanç, tüketicilere güven, yerel ekonomilere katkı ve kültürel mirasa değer sağlarken, ürünlerin kalitesini ve itibarını uluslararası düzeyde korur.
AB nezdinde ilk olarak 2009 yılında Gaziantep Baklavası ile başlamış olup 29. ve son tescilimizde yine Gaziantep ilimizden gelmiştir, 29. AB Coğrafi İşaret tescilimiz Gaziantep Menengiç Kahvesi olmuştur.
AB de Coğrafi İşaret Tescili almanın Kültürel ve Ekonomik katkısı inanın saymakla bitmez, bu katkıların başında;
- Ürün Kalitesini ve İtibarını Koruma
- Taklitçiliği Önleme: Coğrafi işaret tescili, ürünün adını ve özelliklerini taklitlere karşı korur.
- Güvenilirlik Sağlama: Tüketiciler, coğrafi işaretli bir ürün aldıklarında, o ürünün belirli bir kaliteye ve bölgesel kimliğe sahip olduğundan emin olur.
- Marka Değeri: Coğrafi işaretli ürünlerin prestiji artar ve pazardaki rekabet avantajları güçlenir.
- Ekonomik Avantajlar
- Daha Yüksek Fiyat: Coğrafi işaretli ürünler, piyasada genellikle daha yüksek fiyatlarla satılabilir. Örneğin, AB pazarında tescilli zeytinyağı veya şarap gibi ürünler premium fiyatlarla satılır.
- Yerel Ekonomiye Katkı: Coğrafi işaret, üretimin belirli bir bölgede yapılmasını zorunlu kıldığından, bu bölgede istihdamı ve yerel kalkınmayı destekler.
- İhracat Avantajı: Coğrafi işaretli ürünler, uluslararası pazarlarda daha tanınır ve tercih edilir hale gelir.
- Tüketici Güveni
- Şeffaflık: Coğrafi işaretler, tüketicilere ürünün kökeni ve üretim yöntemleri hakkında bilgi sunar.
- Sağlık ve Güvenlik: Bu tescil, ürünün geleneksel yöntemlerle ve belirli kalite standartlarına uygun şekilde üretildiğini garanti eder.
- Kültürel ve Bölgesel Kimlik
- Geleneksel Üretimin Korunması: Coğrafi işaretler, bölgenin tarihsel üretim yöntemlerinin korunmasını teşvik eder.
- Kültürel Tanıtım: Tescil, ürünün coğrafi bölgesini uluslararası düzeyde tanıtarak, kültürel mirasın yayılmasını sağlar.
- Yasal Avantajlar
- Hukuki Koruma: Tescilli ürünlerin adı ve özellikleri, hukuki olarak koruma altına alınır. Üçüncü taraflar, bu adı izinsiz olarak kullanamaz.
- Uyuşmazlıkların Önlenmesi: AB coğrafi işaret tescili, marka veya ürün isimleri ile ilgili olası uyuşmazlıkları önler.
- Çevresel Katkılar
- Sürdürülebilirlik: Coğrafi işaretler, doğal kaynakların korunmasını ve sürdürülebilir üretim yöntemlerini teşvik eder.
- Biyoçeşitliliğin Korunması: Yerel tohumlar ve geleneksel tarım yöntemleri desteklenir.
Kültürel Mirasın Korunması
Coğrafi işaretler, sadece ekonomik kazancı değil, aynı zamanda kültürel mirasın korunmasını da sağlıyor. Bu sistem, yüzlerce yıllık geleneksel bilgi ve birikimlerin yok olmasını engelliyor. Bir Malatya Kayısısı ya da Amasya Elması, o bölgenin tarihiyle, coğrafyasıyla ve insanıyla bütünleşen bir kimliğe sahiptir. Coğrafi işaret tescili, bu kimliğin kuşaktan kuşağa aktarılmasını temin ediyor.
Turizme Katkı
Coğrafi işaretler, turizmi canlandıran önemli bir etken. Tüketici bilinçlendikçe, insanlar sadece bir ürünü tüketmek için değil, o ürünün geldiği yeri deneyimlemek için de seyahat ediyor. Şanlıurfa’da isot hasadına katılmak ya da Çorum’da leblebi yapımını gözlemlemek, turistler için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu da hem yerel halkın gelirini artırıyor hem de bölgesel turizmi öne çıkarıyor.
Küresel Rekabet ve Türkiye’nin Potansiyeli
Bugün dünya genelinde coğrafi işaret tescili yarışı hızla devam ediyor. Avrupa Birliği, bu konuda en organize bölge olarak dikkat çekiyor. Parmigiano Reggiano peyniri, Champagne şarabı gibi ürünler, milyarlarca dolarlık pazar değerine ulaştı. Türkiye ise zengin tarım ve kültürel mirasıyla bu rekabette önemli bir avantaja sahip. Ancak, henüz bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirebildiğimizi söylemek zor ama son 2 yılda çok hızlı bir ilerleme sağlıyoruz. Türleri artırma, benzer ürünlerin rekabet durumunun yaratabileceği sorunlar ve yerel ekonomiye etkileri gibi özel konuları da ele almak gereklidir. Örneğin, birden fazla yörenin birbirine benzer köftesi bulunuyor ve bunların nasıl bir koruma altına alınacağı sorusu önemli bir tartışma konusudur. Bu durum, tüketicilerin özgünlük algısını etkileyebilir ve yerel üreticiler arasında gereksiz rekabet yaratabilir. Ayrıca, coğrafi işaretlerin uluslararası pazarda daha etkin bir koruma sunabilmesi için tescil süreçlerinde daha seçici davranılması gerekebilir.
Bu uğurda yapılan çalışmaları alkışlıyorum ama bilinçsiz ilerlemede ülkemizi Coğrafi İşaret tescili çöplüğüne çevirmemeli, Bir bakıyorsunuz Bitlis yöremize Ahlat Bastonu tescilli bir de Adilcevaz Bastonu tescilli, içeriğine bakıyorsunuz aynı yöre, aynı malzeme, aynı ürün ve iki tescil, bir diğer örnekte mandalina, yan yana yer alan ilçeler, aynı toprak, aynı hava, aynı işçilik ve aynı ürün ama hepsi Coğrafi İşaret Tescili almış. Bu konuda Türk Patent ve Marka Kurumu daha özenli ve dikkatli olmalı ki Coğrafi İşaret Tescili hak ettiği güveni ve etkiyi tüketicilere sunabilsin.
Avrupa’da en çok Coğrafi İşareti tesciline sahip olduğu ülke İtalya’dır. İtalya, Parmigiano Reggiano peyniri, Prosciutto di Parma jambonu, ve Chianti Classico şarabı gibi dünyaca ünlü ürünlerle, Avrupa Birliği’nin Coğrafi İşaret noktasında lider konumdadır. Bu ürünler hem ekonomik hem kültürel açıdan büyük bir değer taşıyor. İtalya’nın ardından Fransa ve İspanya’nın zengin gastronomi miraslarıyla en çok tescilli ürüne sahip diğer ülkeler olarak öne çıkıyor.
Ülkemizin Avrupa Birliği Coğrafi İşareti’ne sahip 29 ürünü şunlardır:
Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri, Malatya Kayısısı, Aydın Kestanesi, Milas Zeytinyağı, Bayramiç Beyazı, Taşköprü Sarımsağı, Giresun Tombul Fındığı, Antakya Künefesi, Suruç Narı, Çağlayancerit Cevizi, Gemlik Zeytini, Edremit Zeytinyağı, Milas Yağlı Zeytini, Ayaş Domatesi, Maraş Tarhanası, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Safranbolu Safranı, Aydın Memecik Zeytinyağı, Araban Sarımsağı, Osmaniye Yer Fıstığı, Bingöl Balı, Bursa Şeftalisi, Hüyük Çileği, Bursa Siyah İnciri/Bursa Karası, Söke Pamuğu, Manisa Mesir Macunu, Gaziantep Menengiç Kahvesi.
Coğrafi işaret tescili, yerelden evrensele uzanan bir köprü inşa ediyor. Yerel ürünleri küresele taşırken, kültürel mirası da gelecek nesillere aktarma görevini üstleniyor. Türkiye, sahip olduğu çeşitlilikle bu köprünün en önemli ayaklarından biri olabilir. Ancak bunun için, daha fazla bilinçlendirme çalışmasına ve uluslararası platformlarda aktif rol almaya ihtiyacımız var. Coğrafi işaretlerin çok daha parlak bir geleceği vardır ve bu gelecekte Türkiye’nin adını daha fazla duymak dileğiyle…
İbrahim Devecioğlu