Umut dolu bir miras
İstanbul’a gelip de Eminönü’ne inmişseniz, hele bir de yeni yıla girmeye hazırlanıyorsanız, yılbaşının olmazsa olmazı Milli Piyango biletini almadan dönmek olmaz. Nimet Abla gişesinden bilet almak ise bu ritüelin en popüler kısmı. Ben de bu yıl bu geleneğe uymaya karar verdim.
Oysa uzun yıllardır Milli Piyango’ya kendimce bir boykot uyguluyordum, hiç
bilet almıyordum. Ancak geçen gün, bir sohbet sırasında çocukluğuma dair çok güzel bir anıyı hatırladım.
Babam, yaklaşan yeni yılın arifesinde eve bir Milli Piyango biletiyle gelmişti. Cebinden bileti çıkarırken yüzündeki heyecanı hâlâ hatırlıyorum. “Çocuklar, bir bilet aldım! Haydi gelin,benimle hayallerinizi paylaşın. Eğer biletimize büyük ikramiye çıkarsa ne yapalım?” demişti.
O gün hepimiz, çocukça hayallerimizi büyük bir heyecanla anlatmıştık. O hayallerin ne olduğunu şimdi hatırlamıyorum ama attığımız kahkahalar hâlâ kulaklarımda yankılanıyor.
Herhangi bir gişeden değil de neden Nimet Abla gişesi?
Melek Nimet Özden, halk arasındaki adıyla Nimet Abla, 1899 yılında İstanbul’da doğdu. 1922 yılında, eşi Eminönü Yeni Cami önündeki tütüncü ve sarraflık dükkânını işletiyordu. O yıllarda, Türk Tayyare Cemiyeti’nin çıkardığı piyango biletlerini tanıtım amacıyla esnafa dağıtan eşinin, biletlerin parasını tahsil edememesi nedeniyle aile iflasın eşiğine geldi.
Bu zorlu dönemde, Nimet Özden’in Türk Tayyare Cemiyeti’nden bayilik alması ve 1931 yılında sattığı bir bilete büyük yılbaşı ikramiyesinin çıkması hayatlarını değiştirdi. Basının bu olayı röportaj ve fotoğraflarla duyurması, Nimet Abla gişesinin ünlenmesine yol açtı.
1938’den günümüze kadar aynı gişede, Nimet Abla adıyla bilet satışı devam etmektedir. Üstelik 1947, 1980, 1986, 1992 ve 1995 yıllarında da bu gişeden satılan biletlere büyük ikramiye çıkması, gişenin popülerliğini pekiştirmiştir.
Nimet Abla, hayırseverliğiyle de tanınan bir isimdi. 1963 yılında Esentepe’de kendi adına bir cami yaptırdı. Bununla yetinmeyip Hacı Nimet adıyla bir vakıf kurarak tüm mal varlığını bu vakfa bağışladı.
Bugün hâlâ vakfın gayrimenkul gelirleri sayesinde 200 kadar çocuğun çeşitli
okullarda eğitim gördüğü bilinmektedir.
Nimet Abla, 1978 yılında hayata veda etmeden önce, gişe haklarını erkek yeğenine devretti.
Ona kendi adını vererek bir anlamda mirasını yaşatmak istedi. Günümüzde Eminönü’ndeki gişenin üzerinde hâlâ “Nimet Abla” yazsa da aslında biletler “Nimet Abi” den satın alınıyor.
Yılbaşına sayılı günler kala herkesin aklında aynı soru var: ‘Ya bana çıkarsa?’ Aslında bu soru, sadece büyük ikramiye için değil, bir anlık umut ışığı yakmak için soruluyor. Çünkü bazen bir bilet almak, tüm yıl boyunca kurulan hayalleri tazelemek, yeni başlangıçlar için cesaret toplamak demektir.
Bugün ben de geçmişin sıcak anılarıyla ve geleceğe dair umutlarımla bu geleneğe uyarak Eminönü’nden geçtim.
Buket Işıkdoğan Köse




