Toprağın Derinliklerinde Yeni Bir Keşif: Mikoriza Mantarı

 

Mikoriza mantarı, bitkilerin kökleriyle bir simbiyotik ilişki kurarak onlara daha fazla mineral ve besin sağlıyor. Bu etkileşim, bitkilerin daha sağlıklı bir şekilde büyümesine ve verimli bir şekilde beslenmesine olanak sağlıyor. Ayrıca, topraktaki minerallerin daha etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayarak tarım verimliliğini artırıyor. Prof. Dr. İbrahim Ortaş, mikoriza mantarının keşfedilmesi ile ilgili olarak, “Bu doğal mekanizma sayesinde bitkiler, topraktaki besinleri daha etkili bir şekilde kullanabiliyor ve bu da hem tarım hem de beslenme açısından önemli avantajlar sunuyor” dedi.

Sürdürülebilir hayatın doğanın ekosistemin bütünlüğü için canlılar arasında etkileşim bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Ortaş, “ Biz bugüne kadar bu etkileşimi bilmiyorduk. Milyonlarca yıldır bitkiler ve çok küçük derecede mikrobik düzeyde organizmalar yaşıyor. Bu organizmalar, milyonlarca yıl önce bitkilere destek olmuşlar” diye konuştu.

Bitkilerin fotosentez yapması, havadaki azotu tutması için, topraktaki mineralleri ayrıştırıp oradaki besinleri bitkilerin alabileceği forma getirmek için birtakım işbirlikleri yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Ortaş, bu işbirliklerine simbiyosizm dediklerinin bilgisini verdi. Prof. Dr. Ortaş’a göre, “Onların arasında simbiyosiz bir ilişki var. Yani birbirini besliyorlar. Bu durum bitkilerin daha iyi gelişmelerini, daha iyi büyümelerini ve sudan daha iyi yararlanmalarını sağlıyor. Bu simbiyosiz ilişki de biliyorsunuz biz insanlar uzun zamandır doğadaki bitkileri topluyoruz, yiyoruz. Biz onları doğal haliyle ne varsa onu topluyorduk. Ancak nüfus artışından dolayı gıda üzerindeki baskı artınca biz daha fazla üretim için bitkilerin üstüne baskı yaptık, genetiği ile oynadık, evole ettik. Yani mutasyon demeyelim de ıslah ettik diyelim. Daha iyi hale getirmeye çalıştık”.

Gübre Kullanımıyla Bozulan Doğa Dengesi: Toprak Mikropları ve Doğa Dengesindeki Kırılganlık

Tarım sektöründe artan verim arayışı, toprağın ve doğanın karmaşık denge sistemini zorlayarak yeni sorunlara yol açıyor. Bitkilerin daha fazla ürün vermesi amacıyla kullanılan gübreler, toprağın doğal dengesini bozabiliyor. Gübrelerin bitkilere sağladığı avantajlar, aynı zamanda toprak mikropları için bir tehdit oluşturuyor. Toprağa eklenen gübreler, mikroplar üzerinde zehirli etkiler yaratarak doğanın iç dengesini bozuyor.

Bu durumun topraktaki mikropların ölmesine ve ekosistemdeki dengeye zarar vermesine yol açtığını dile getiren Prof. Dr. Ortaş, “ Doğanın dengesi bozuluyor çünkü doğada bir denge var. Yani diyelim ki; 3 milyar yıldır bu denge var. Biz son 100 – 200 yılda insanlar olarak çoğaldık. İşte bunun sonucunda teknoloji ilerledi. Aslında biz hiç farkına varmadan bir çözüm bulalım derken bu sefer yanlış bir şey yapmışız. Bu sefer de doğanın dengesi bozuldu. Doğanın dengesi bozulunca da bitkinin verimini yeniden doğaya nasıl kazandırabiliriz sorusunu sormaya başladık” diye konuştu.

Doğanın Denge Sırları: Prof. Dr. İbrahim Ortaş’ın Liderliğindeki Ekip, Ekosistemde Devrim Yaratıyor!

 Prof. Dr. Ortaş ve ekibi, topraktaki mikropların analizini yaparak doğadaki işleyişin sırlarını çözüyor. Yapılan bu çalışma sonucunda tarımın ve doğanın dengesini koruma hedefi ekosistem açısından önemli bir adım oluşturuyor. Nüfus artışı ve gıda kaynaklarının azalmasıyla karşı karşıya kalan dünyada, doğal dengeyi sağlamak adına stratejiler geliştiren ekip, Avrupa Birliği ve TÜBİTAK projeleriyle bu amaç doğrultusunda önemli adımlar atıyor. Prof. Dr. Ortaş, “40 yıldır ben bu konunun üzerinde çalışmalar yapıyorum. Biz doğadaki bu mekanizmaları alıp yeniden doğaya uygulamaya çalışıyoruz. Çünkü burası bir tarım ülkesiydi, nüfusu azdı ve kendi kendine yetiyordu. Artan nüfus artışı dolayısıyla gıda kaynakları da azaldı. Bu yüzden bitkiler de yeteri kadar verim verememeye başladı. Bizim Avrupa Birliği ve TÜBİTAK projelerimiz var. Biz, bir toprakta hangi mikorizalar var buna bakıyoruz. Bunları tanımlamaya çalışıyoruz” dedi.

Prof. Dr. İbrahim Ortaş, fakir, tuzlu, ve verimsiz toprakları doğaya uygun hale getirme amacıyla yürütülen çalışmalarını paylaştı. Ortaş ve ekibi, topraklara mikropları geri ekleyerek, yapılan analizlerle bu mikropların başarılarını tespit edip, doğanın kendi dengesine tekrar kavuşmasını sağlıyor. Bu stratejiler, gelecekteki tarım yöntemlerinin ve gıda üretiminin sürdürülebilirliği açısından önemli ve umut vadeden bir adım olarak öne çıkıyor.

Prof. Dr. Ortaş’ın belirttiğine göre, bitki köklerinin mikoriza ile beslenmesi, toprak sağlığını ve bitkilerin büyümesini destekliyor. Mikoriza ile beslenmesi sonucu mikroplar bitkilerle iş birliği yaparak daha sağlıklı büyümelerini sağlıyor. Mikoriza olmadığı durumlarda köklerin zayıf kaldığını belirten Ortaş, mikorizaların varlığında bitkilerin daha geniş alandan beslenebildiğini ve bu sayede daha iyi geliştiklerini ifade etti. Prof. Dr. Ortaş, “Şimdi aslında bütün mekanizma şu; bitkiler topraktaki gıdaları alıyor ve sonra bunları da biz yiyoruz. Yani bitki; topraktaki yararlı gıdaları bize aktarmış oluyor. Mikoriza dediğimiz bu mantarlar bu işi kolaylaştırıyor. Mikorizanın kök açılımı ise miko kelimesi mantar demek, riza kelimesi ise kök demek. Yani kök mantarı olarak da biliniyor” dedi.

Tıpkı Bir Anne Bebek İlişkisi

Bu mikorizaların (kök mantarlarının) milyonlarca türleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ortaş, “Bazı bitkiler bu mikoriza mantarına çok bağımlılık gösteriyor. Bu olmadan beslenemiyorlar. Bazıları ise hiç bana mısın demiyor. Biz buna simbiyosizm diyoruz. Yani iki canlının tek bir organizmada birbirleriyle yardımlaşarak yaşaması diyebiliriz. Tıpkı bir anne bebek ilişkisi gibi” diye sözlerini noktaladı.

Narin Kazak

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu