Şehrimin Takımı
“Şehrimin Takımı” sloganı ile İzmir’in belli semtlerindeki okullara giderek,özellikle küçük yaşlardaki öğrencileri spor ile tanıştırmak amacıyla müsabakalara götürmek,sportif heyecanı yaşatmak için yapılan projeyi hayata geçiren,düşüncelerine destek alan arkadaşımız Yusuf Avcı ile röportaj yaptım.
Merhaba Yusuf,seni kısaca tanıyalım
Selamlar,Ben Yusuf Avcı.35 yaşındayım. Reklam ajansım ile düzeni oturmuş bir iş hayatım var. Kenar mahallede büyüyüp zor bir yaşam mücadelesinden çıkmış ve hayatın her türlü acı-tatlı tecrübesini yaşamış biriyim. Eşim, 2 kızım ve Göztepe ailesi birlikte yaşamaktan mutluyum ve bu yuvada büyümek beni her zaman gururlandırmıştır.
Proje nasıl başladı?
Şuan tribündeki tüm yaşıtlarımın da, çocukluğunda Göztepeli olma hikayesi aslında bizim şuan yaptığımız proje ile aynı hikayeyi barındırıyor. Zamanında büyüklerimizin okullara gelerek tek tek maça götürmeleri, o zaman ki imkanlar ile bunları yapıyor olması bizi bu bulunduğumuz konuma sürükledi.
“Şehrimin Takımı “ isim olarak yeni bir proje gibi görünse de Göztepe camiasında, çok eski yıllara dayanıyor. Amigo İsmail’lerin ve diğer tribün abilerimizin başlattığı “okul çocuklarını maça götürme” geleneği, yıllar içerisinde sürekli devam etti. Aynı şekilde bayrağı devralan tribün liderlerimiz de “tribünde çocuk ve nesil” hassasiyetini sürdürdü. Yeri geldi çocukları maça götürdü, yeri geldi yüzlerce çocuğu deplasmana götürür gibi başka şehirlere gezilere götürdü, yeri geldi çocuklara Göztepe’yi ve sporu sevdirmek için gündem olacak projelere imza attı.
Bu hassasiyet, her dönem her sezon “çocukları tribüne kazandırma, çocukları hayata ve spora tutundurma, sosyalleştirme” şeklinde sürekli hayallerimizde ve eylem planlarımızda vardı. Bu gelenek hep devam etti. Yaklaşık bir 10 yıl önce yine arkadaşlarım “Göztepe’nin Geleceği Göztepeli Çocuklar” bayrağını sürdürerek sosyal sorumluluk projelerine devam ettiler. Hemen hemen hepsinin her dönemine tanıklık ettim, bir şekilde içlerinde bulundum.
Daha sonrasında geçtiğimiz sezonlarda Göztepe Voleybol ile başlayan bir hikayenin adımını atan Furkan Eren Baysel ve Zeynep Ortaç kardeşlerimiz ile bambaşka bir boyut ile start verdiler. Furkan Eren çocuklar için Göztepe kitabı yazdı ve bu kitaplar her okula dağıtılmaya başlandı, hala devam ediyor. Ve start olarak Göztepe’mizin 1.lig Kadın Voleybol maçına çocuklarımız maça getirilmeye başlandı. Bu hikayenin adı “Şehrimin Takımı” oldu.
Projeye kimler nasıl destek veriyor? Esas amaçladığınız konular nedir?
Bu projenin bizim için, daha doğrusu Göztepeli herkes için anlamı çok derin, değeri ve kıymeti çok büyük. Bizim en hassas noktamız sporu seven ve destekleyen bir nesil yetiştirmek, Göztepe’yi seven ve genel anlamda “sevmeyi bilen” nesiller yetiştirmek her şeyden çok kıymetli. Bizler de bu yüzden konuyu sadece “çocukları maça getirmek”den çok, çocuklara unutmayacakları zamanlar yaşatmaya başladık. Çocukları sadece maça getirmek ile kalmıyoruz, aynı zamanda dezavantajlı bölgedeki çocukların eline “Göztepe” gibi bir tutkuyu vererek, o çocukların yüzlerini güldürüyoruz, onları hayata bağlıyoruz. Sporu ve Göztepe’yi severek, hayatlarına bambaşka bir anlam katıyorlar. Dezavantajlı bölgedeki çocuklarımız kötü alışkanlıklardan uzak duracak, iyi bölgedeki çocuklarımız da teknolojinin ve zamanın olumsuz yönlerinden uzak duracak. Göztepe burada bir araç aslında…
Voleybol maçlarıyla başlayan yepyeni bir hikaye, diğer spor salonlarına taştı. Yine maç önceleri KidsZone dediğimiz dans-müzik-eğlence ve bir çok oyun etkinlikleri ile devam etti. Bu noktada da Serkan İncu kardeşimiz sırtlıyor ve çocukların eğlence kısmını etkinlik günlerinde mükemmel bir atmosfer ile hikayemizi bambaşka boyutlara taşıyor. Arka planda isimsiz kahramanı çok bu geleneğin ve hikayenin, o yüzden Göztepeli herkes bu projeye sahip çıkıyor ve sımsıkı dört elle sarılıyor. Gönüllü ekibimiz günden güne büyüyor. Maçlara okullardan kalkan servisler ile getirip götürüyoruz, maç önlerinde etkinlikler yapıyoruz, maçlara gelen çocuklara içinde kitap, sticker, bileklik vb bulunan hediyelik çanta kitlerimizi ve kumanyalarımızı dağıtıyoruz. Yüz boyamalarını yapıyoruz, maç boyunca eğlendiriyoruz, coşkulu tezahüratlar ile katılımlarını sağlıyoruz, sonra da gün sonunda huzurlu bir şekilde biten etkinliğin tadını çıkartıyoruz. Bu huzurun tadının tarifi yok. Yüzlerce hatta binlerce çocuğa unutmayacağı bir gün yaşatmanın karşılığı ve bedeli onların yüzlerindeki gülümseme ve size duydukları aşırı sevgi. Bu işin en güzel mükafatı oluyor.Bazen sevinçten ağlayan,bazen sevinçten haykıran ama hep destek veren çocukları salonlarda,stadımızda görmek inanın ömürlere bedel..
Bugüne kadar kaç okul ve organizasyon yaptınız?
Sadece bu geçtiğimiz sezonda “Şehrimin Takımı” olarak; 50 okulumuzu voleybol, hentbol ve futbol maçlarımızda ağırladık. Binlerce çocuk Göztepe’yi sevdi ve en önemli “sevmeyi” öğrendi. Her bir etkinlik bizim için çok kıymetli ama en unutulmaz olanı; Ziraat Türkiye Kupası futbol maçımızda 2500 çocuğu stadımızda yani evimizde ağırlamaktı. O günü anlatmak bile saaatler sürer ama unutulmaz bir gündü hepimiz için..Sadece maç etkinlikleri yapmıyoruz tabiki de, sporcularımızı alıp okullara ziyaret ediyoruz. Okul ziyaretlerimizde öncesinden gideceğimiz okulları güzelce süslüyoruz bayraklar pankartlar ile. Abileri ve ablaları olarak onları o gün müzik ve danslarla sahnede eğlendiriyoruz, birlikte eğleniyoruz. Yine hediyeliklerimizi götürüyoruz. Sporcularımızla birlikte imzalar alınıyor, soru-cevap söyleşiler düzenleniyor ve yine unutmayacakları bir okul ziyaretine imza atıyoruz. Bunların yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine dahil olarak yine çocuklarımızla ziyaretler gerçekleştiriyoruz.
Gelecekte olacak planlar/ projelerden de bahsedebilirmisin biraz..
Bundan sonraki hedeflerimiz ve planlamalarımız tabi ki daha çok çocuğa ulaşmak. Her bölgedeki çocuğa dokunmak, onlara Göztepe’yi aşılamak hedef ve misyonlarımız arasında. 23 Nisan Çocuk şenlikleri ve 19 Mayıs Spor Festivali gibi etkinliklerimizle devam eden projelerimiz okulların kapalı kaldığı yaz dönemlerinde de aktif rol alacak. Stadyum ve müze turları olabilir, çocuklarla ziyaretler ve çocuklarla etkinlikler yapabiliriz. Henüz net aşamaya geçilmediği için planlamayı anlatamıyorum ama hayallerimiz çok, enerjimiz de öyle..
Projenin maddi anlamda destekçileri olmalı,bunlardan da biraz bahsedebilirmisin?
Tabii işin en önemli boyutuna gelecek olursak, en başta belirttiğim gibi çok uzun yıllardır hayallerimizi süsleyen bu projenin olmazsa olmazı malesef bütçe. Bu projeyi yepyeni bir vizyon ile bu pozisyonlara gelmesini sağlayan sponsorumuz da Göztepe tribünün içinden birileri. Bu projenin arkasındaki imkanları sağlamak gerçekten çok ciddi maliyetler ve çok büyük imkanlar gerektiriyor. Kısaca Gösev olan vakfımız ve gönüllü işbirlikçi arkadaşlarımızla birlikte,binlerce çocukların okullarından maçlara ve etkinliklere servislerle getirilip götürülmesi, yiyecek içecek ihtiyaçlarının karşılanması, hediyeliklerinin üretilmesi dağıtılması ve yazmakla bitmeyecek bir çok maddi altyapısı var bu projenin. Göztepe’nin geleceğine bu imkanları sağlamak çok başka büyüklük. Ve bu kıymetli desteği veren güzel insanların attığı iyilik tohumları filizlenecek, umarım ardı arkası kesilmeyen başka sponsor ve destekler ile daha çok çocuğa dokunacağız. Maddi-manevi ve emek ile alakalı her türlü desteğe her etkinliğe açığız. Her şey Göztepe’nin Geleceği Göztepeli Çocuklar için! Bu arada bizi İnstagram hesabımızdan “sehrimintakimi” sayfasından takip edebilir,projelerimizden haberdar olabilirsiniz..Bana ve projeye destek veren arkadaşlarıma bu güzel dergide yer verdiğiniz için de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Gönüllü arkadaşımız Yusuf’a bu güzel röportaj için teşekkür ederek,bundan sonra yapılacak yeni aktivitelerde kolaylıklar diliyor,bu ve benzeri projelerin İzmir’de bulunan diğer kulüplerimiz içinde bir başlangıç ve örnek alınarak daha fazla yapılmasını özellikle bir spor sevdalısı olarak gönülden desteklediğimi ve böyle projeler için bu sayfalerın her kulübümüze açık olduğunu bildirmek istiyorum..
Levent Eskiçeri