Sadece eleştirmekle olmaz!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Cemil Tugay, İzmir Planlama Ajansı’nın bugüne kadar yaptığı çalışmaların bir özetini vatandaşlarla paylaştığı “İz’in Peşinde Kentin İçinde” sergisi kapsamında düzenlenen etkinlikte açıklamalarda bulundu.

Başkan Tugay açıklamasında, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevim başlarken İzmir’de, ‘İstanbul Planlama Ajansı’ndan esinlendiğimiz ama İzmir’in kendi dinamiklerine göre de farklı yapılandırılacak bir planlama ajansı hazırlığı yapalım’ dedik. Bu tür şeyleri konuştuğumuz zaman, belediye başkanı gelip, yapıyorum der ve kendi çapında çalışır, kimsenin hayatına dokunmaz faydası olmaz gibi bir ön yargıyla bakılır. 15 bin kişi siteyi ziyaret ediyor ancak sadece 308 kişi ankete katılıyor. Ben bunu iyi görmüyorum. İnanarak değil göstermelik işler diye düşünüyorlar. İnsanlar inanmadıkları şeye katılmıyorlar. Net ifade etmek isterim ki, kimse inanmasın ben inanıyorum. Benimle beraber emek harcayan arkadaşlarım var” dedi.

Adaylık vaatleri arasında olan İzmir Planlama Ajansı’na vatandaşların ilgi göstermemesine sitem eden Başkan Tugay, “Adayken Planlama Ajansını kuracağımızı söylemiştim. ‘Yeni nesil belediye için bize destek olacak’ demiştik. ‘Biz inanmıyoruz’ diyorlar. ‘Hiç kimse şuna katılalım işin parçası olalım’ demiyor. Konumum ve yaşım gereği söyleme hakkım var: Toplumu eleştiriyorum. Herkes kendisiyle yüzleşsin. Sadece uzaktan dedikodu yaparak, şikayet ederek seyirci pozisyonunda kalırsa hiçbir şey elde edemez. Katılmak zorundasınız. Sadece eleştirmekle olmaz. İyi bir şey yapıldığında, onun iyi bir şey olduğunu görüp anlayıp takdir etmek gerekiyor. Elimizde sahip olduğumuz nitelikli insanlara güvenmeliyiz. Akşam bir yerde rakı tokuşturup, dedikodu yaparken evinde bilgisayar başında sabahlara kadar çalışan insanlar var. Onları takdir etmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Kimse bundan rahatsız olmasın. Herkes mükemmel kamu yöneticisi, kamu çalışanı olamayabilir. Ama herkes iyi ve doğruyu takdir etmek ve anlamak zorunda. ‘Ben çalışmazsam onlar düzeltir’ diye düşünüyorsanız çalışan insanların takdir edilmesi gerekir. Geçen yıl Yamanlar’da yangın çıktı. Ben oraya binlerce ağaç diktim. O yangın o ağaçların bazılarına zarar verdi. O ağaçların kurtarılıp kurtarılmayacağını sordum. Orman mühendislerine sordum. O ağaçların yandığı için kuruyacağını söyledi. Yanan her insan ölür mü? Tedavi ederiz. Bu işin böyle olmaması lazım. Biz de bazı ağaçları kurtarmak için yoğun bakıma alalım dedik. İstanbul ve İzmir’den gönüllü arkadaşlarımız eğitim verdi. Her bir ağaca baktılar. Yaşama ihtimali olan ağaçlarla çalışma yaptılar. O ağaçların bir kısmı hala yaşıyor. Biz bilime yaslandık. Bilen insanlara, bilgiye, bilime yaslandık ve bazı ağaçları yaşattık” ifadelerine yer verdi.

Doğru çalışma yöntemlerini anlatan Tugay, “Bu çalışmaların her birisinde kimisi maddi anlamda destek sağlıyor belediyeye kimisi kaynakların verimli kullanılması için yol gösterici oluyor, kimisi yapılan hataları gösteriyor, kimisi coğrafi planlamayı doğru yapmayı sağlıyor, hepimize doğru çalışma yönteminin ne olduğunu öğretiyor. Doğru çalışma yöntemi oturup birbiriyle dedikodu yapma değildir. Öğrenmeden, bilmeden, uydurmak, ona buna iftira atmak değildir. Doğru çalışma yöntemi bilim insanlarından bu işlerin doğrusunu öğrenmek, onu deneyerek test etmek ve doğruysa doğruyu yaymak ve çok insan olarak doğruyu yapar hale gelmek. Dünyayı bu kurtarır ancak. Dünya lazımsa nesillere tek yol bilgiye sığınmak. Şu anda olduğu gibi tahminler üzerine değil rakamlar, bulgular, bilgiler üzerine çıkan sonuçlara bakarak analiz yapacağız. O analizin üstüne strateji, eylem planı belirleyeceğiz ve başarılı olup olmadığını test edeceğiz. Mutlaka iyi sonuca ulaşırız. Hata yapıyorsak geri döner yine düzeltiriz. Hoş görünmek, gönüllere hoş gelen laflar etmek, nutuklar çekmek güzel ama sorunu çözemedikten sonra anlamı yok. Biz bu dönem şehrimizi bilgi, deneyim sahibi insanların, iyi niyetli, eğitimli insanlarla yönetme istiyoruz. Sadece kendi aramızda dar bir kadroyla yönetmeye çalışmayla başarıya ulaşamayacağımızı, sorunları çözemeyeceğimizi düşünüyoruz. Bunu lafta söyleyen çok var da, biz uygulama konusunda çok kararlıyız” dedi.

Konseylerle İzmir’in katılımcı demokrasi ile yönetilmesi için çalışmalar yapıldığı dile getiren Tugay, “Onlarca konsey kurarak yönetiyoruz. İşe alımlarda bile yurttaşlarımızın gözetimini istiyoruz. Yakın zamanda nitelikli istihdam için açtığımız kurslardan istihdam yapacağız. Samimiyiz, doğru ve dürüst şekilde bu işleri doğru yapmayı istiyoruz. Başka hesabımız yok. Ben İzmir’in duyarlılıklarına, bilgeliğine inanarak biraz güven talep ediyorum. Kişisel olarak bana değil ama birlikte çalıştığımız arkadaşlarımıza… Onlar bilim insanları ve onlar kişisel hırsla değil kolektif bilinçle başarılı olunacağına inanan insanlar. İzmir’in keyfini, tadını arıyoruz, burada olduğunu biliyoruz. İnanın en çok bunun için mücadele etmeye değer. Ben dünyanın çok güzel bir yer olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin çok kültürlülüğüyle, gastronomisinden, müziğine çok keyifli taraflarıyla güzel bir ülke. İzmir’de bu ülkenin en güzel köşesi. Üzerine bastığımız toprağı büyük saygıyla hissetmeliyiz. Böyle bir şehirde yaşayan insanların en mutlu insanlar olmaları lazım” şeklinde konuştu.

Tugay açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Bunun için çöpler toplanmalı, sular akmalı diyebiliriz tamam da; çöpleri topladığımızda bir sorun ortadan kalkınca sorun bitmiyor, yolları da yaptık, körfez de temizlendi ama sorunlar bitmiyor. Bir yerlerde bir şeyler sorun olacak ama o sorunlarla başa çıkabiliyor muyuz, etkisiz hale getirebiliyor muyuz? Bunun için bize İzmir Planlama Ajansı gerekiyor. Herkesin iyiliğini, adaletini, mutluluğunu isteyen anlayışlar gerekiyor. Sadece ‘sahip olayım, zengin olayım, politikada şöyle başarılı olayım, şuraya aday olacağım, şu yarışı kazanacağım, onu da döveceğim, yok edeceğim’ gibi bunların dışında, İzmir’in dokusunda olan iyi, mutlu insan olmak gerekiyor” 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu