Müziğin Gücü
Sydney’in tarihi semtlerinden Alexandria’da küçük eski bir kilise…
Kapısından girmeden önce, duvarında 1891 yılında yapıldığı yazılı binaya karşıdan baktım.Bitişiğindeki modern yapıların arasında tarihi dokusu ve zerafetiyle hala dikkati çekiyor…
Artık kilise değil…
Avustralya’da cemaatler iyice azaldığı için, çoğu kilise satılarak farklı amaçlarla kullanılıyor.
Binanın sahibi sanatsever bayan,akustiği iyi olan kiliseyi özellikle genç yeteneklerin hizmetine sunmuş.
İçeride görkemli bir piyano var.Çalışmalarını sürdürüp konserler veriyorlar.
İzleyeceğimiz konser Mozart’ın 19. piyano konçertosu…
Piyanist,toplumumuzun gencecik bir yeteneği: Teoman Ayhan Özbakır. Liseyi bu yıl bitirdi ve Sydney Konservatuvarı Piyano bölümünü kazandı…
45 dakika boyunca eseri ezberden öylesine çaldı ki; zaman zaman hızdan görmekte zorlandığımız parmakları konçertoyla, piyanoyla iç içe geçerek sanki yekpare bir bütün oldular…
Bizler mi?
Bizler bazen bir gök gürültüsünün ürküntüsü, bazen bir bahar yelinin ılık esintisi,bazen bir çağlayanın,
şelaleden yuvarlanan suyun uğultusu,bazen demlikteki bir çayın mırıltısı arasında kayboluyorduk…
Konser bitiminde tüm salon Teoman’ımızı ayakta dakikalarca alkışlarken;
yaşlanıyor muyum, yaşlandıkça duygusallığım mı artıyor ne,gözlerim sulandı.
Baktım yanımdaki dedesinin de gözüne birşey kaçmış…
Artık kilise olmayan kiliseye Mozart’ın konçertosu çok yakıştı diye düşündüm.
Mozart. 35 yıllık kısacık bir ömür. O gündür,bu gündür zaman ötesine geçerek tüm insanları etkileyen sayısız eser…
Bana sorarsanız, 18.yüzyıl ‘Aydınlanma’ sının müziğe yansıması…
Fransız devriminden iki yıl sonra 1791’ de ölen Mozart’ın,devrime uzanan süreçteki özgürlükçü düşün ortamından etkilenişi kişiliğine de müziğine de yansıdı…
O güne değin sanatçılar sarayların,kilisenin himayesinde,onlara bağımlı, onların istekleriyle hareket eden ‘hizmetli’lerdi…
Aydınlanma’nın ışığıyla Mozart,özgür ve bağımsız çalışmayı yeğledi.
Kendi kişiliğine,onuruna, insanların eşitliğine saygı…
Tanrı’dan öte; insanın, insanlığın evrensel doğasına yönelme…
Tanrı’nın evrene müdahalesi yerine,akıl ve bilimin ışığında toplumun insan doğasına uygun şekillendirilmesi…
Onun özgür ve bağımsız tavrı üzerine nasıl seslenmişti Salzburg Başpiskoposu Mozart’a?
“Kendini beğenmiş rezil!..”
Mozart’ın yanıtı da kiliseye bir şamardı:
“Sen? Burnu kafdağında papaz!..”
Sanat Evi’ne dönüşmüş eski kiliseye Mozart konserini çok yakıştırdım. Ailenin emekleri çocukların yetenek ve azimli çalışmasıyla birleşince, gençlerimizin yolu açık ve aydınlık oluyor…
Bir teşekkür de Teoman’ın ve diğer gençlerimizin yetişmesinde,kültürümüzün yaşatılıp Avustralya’da tanıtılmasında büyük katkıları olan,toplumumuzun aydınlık yüzü,içinde olmaktan onur duyduğum Avustralya Türk Müziği Topluluğu (ATME)‘ nin değerli hocası Fikret Öztaş’a…
23 Aralık’ta,bu kez Sydney Opera Sarayı’nda bir konser var…
Yine toplumumuzun saygın bir sanatçısı Soprano Ayşe Göknur Şanal, yahudi kökenli piyanist ve besteci Benjamin Martin ile birlikte,Gazze’de yaşanan insanlık dramına ses vermek için konser veriyorlar.
Sanatçı olarak kin ve nefrete,giderek kaybolan insanlığa karşı müziğin sesini yükselterek çekilen acılara karşı dikkat çekmek, diyalog ve barışın insanlığı sarıp sarmalamasına küçük de olsa bir katkı sunmak istiyorlar…
Birleşmiş Milletler’in bir kez daha sınıfta kaldığı bugünlerde,Sydney Opera Sarayı’ndan yükselecek ‘Barış’ ezgileri insanların, insanlığın kulağına ulaşır mı dersiniz?..