Kazma kürek yakmadık kafayı yedik !

Mart kapıdan baktırmadı, kazma kürek yaktırmadı, tam anlamıyla ama..
Ocak’ta, Şubat’ta görmediğimiz soğuk ve yağışlardan sundu ‘küçük bir kaç porsiyon ‘

Seçim havası renksiz, ahali umutsuz. Millet ‘toptan tasfiye ‘ beklentisinde..

Ramazan sofraları zayıf. Millet eş – dost- akraba iftara gelmesin diye karartma uygulamada.. Perdeler çekik. Pastırmanın dilimi 40, eriğin tanesi 50 lira..

Bombayı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patlattı; ‘seçimden sonra vergi artışı yok’.Zamlar bomba gibi yağarken; çarşı – pazar umutsuz. Emekliler yarı oynatma modunda: Zam zam da zam zam..
Ritm güzel, anlamda öyle..
Ama.. Hangi zam?
Maaşlara mı, sebzeye, meyveye, yiyeceğe, içeceğe mi?
Sıkıysa sor!
Millet barut azizim!

Gazetecilik refleksiyle ‘Tarım Kredi market 100’den fazla üründe fiyatları sabitlemiş ‘ diyecek oldum; aldım ağzımın payını:
‘Pasta yesin efendiler ‘.

Bizim çarşı – pazar, kahve muhabbetinin Kraliçe Marie Antoinette’e kadar uzanacağını bilemezdim; vallahi de billahi de..
Ama uzadı; söyleyen de bizim genelde sus – pus tarih öğretmeni Sadık Abi!
Biraz frankofonuz ya, ‘Abi o iş öyle değil, galiba kraliçe öyle bir şey dememiş’  gibi ukalalık etsem, iş bana patlayacak; sustum!
Erkekliğin yüzde 90’ ı da susmak değil mi!

Anladım ki, marketler de temel gıda yerine bal – börek, bisküvi – çörek satılmasından rahatsız ahali!
Et, süt, tavuk, şeker, çay ucuz olsun, bol bol olsun istiyorlar!
Tamam da, ben ne yapayım!
CİMER’de konu – komşuyu balkon – pencere için şikayet edeceğinize sayın Cumhurbaşkanı’na yazın!

Açık- açık söylemedim; Neriman Abla’ya fısıldadım..
Merak etmeyin; üç vakitte bütün Türkiye duyar!
Umut hep fakirin ekmeği!
Şu aralar en fakir de emekliler!
Hep umutlular ! Bir şeyden..Birilerinden..

‘İnşallah iyi olacak’..
‘Hadi bakalım hayırlısı ‘..
‘Kışın sonu bahardır’..
Falan filan..

Köşede telefonla uğraşan Z kuşağı ne zaman lafa girecek derken, beklediğim oldu.
‘Sen aklıma gelince her şey gülümserdi/ Ağaçlar şarkı söyler/ rüzgar tatlı eserdi’.
Sabahattin Ali patlattı Görkem efendi, adı gibi görkemli vurgularla..
İyi de biz bu şiiri kız arkadaşlarımıza filan okurduk gençlik yıllarımızda; ne alaka!
Alaka şu; artmayan haftalık!

Sanık sandalyesinde gariban dede! Onun için ‘zam zam da zam zam’ şarkısını söylemekte. Torun ‘kapıya dayanmış’ durumda. Eeee haklı çocuk ; Şimşek bakanın kumpiri bile 80 liradan 150 liraya fırlamış..

Gazoz – cola, Starbucks’ta, Kahve Dünyası’nda kahve fiyatları astronomik..
Ya inanın; millet boşalmış afilli  starbucks kutularını atmıyor, boşuyla hava atıyor..
Kahve gibi höpürdeteni var; gördüm..
Demem o ki Sabahattin Ali’nin aşk şiiri bile ‘para’ oldu ‘para’..
Muhabbete son noktayı Mehmet Bey Amca koydu epeydir suskundu:
‘Mart’ta bitti, önümüz nisan. Çile aynı çile. Kimse kusura bakmasın; ENAG TÜİK’ten düşük enflasyon çıkardı diye sevinmeyeceğim. Mutfak yanıyor, yanıyor. 1 nisan şakası olsa, bir rüzgar İktidarı, muhalefeti topyekün alsa götürse..’

Baktım Sabahattin Ali Ustanın aşk şiirindeki ‘tatlı rüzgar’ politik hal aldı, topukladım!
Yahu yerin kulağı var..
Bu bizim emekliler de ‘ne komünist oldu’ be !
Hadi eyvallah bile demedim!
ABBA’yı severim; tüm şarkılarını. Nedense ‘money money money’ takıldı dilime..
‘Para para para / komik olmalı/ zengin adamın dünyasında’

Dr.Hakan Tartan

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu