Kadın sporcularımız hep vardı, hep olacak
Kadınlar dünyadaki bir çok ülkede farklı zaman dilimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Fransa’da 1944 yılında kadınların seçme ve seçilme hakkı kanunlaştı. Japonya’da kadınlar 1945 yılında ilk kez oy kullanma hakkına sahip oldular. Çin’de 1949 yılında 69 kadın delege Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı’nda yer aldı. İsviçre’de kadınlar 1971 yılında tüm ülkede seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Kuveyt’te ise kadınlar, yapılan mücadeleler sonunda 2005 yılında seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Ülkemizde, Türkiye’de ise kadınlar ilk kez 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandı. 1934 yılında ise milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Ancak ülkemizde kanunla tanınan seçme seçilme haklarından önce , kadınları spor’da da görüyoruz. Şöyle ki ;
29.Ekim.1923 tarihinde Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte her alanda başlatılan çalışmalarda sporda da önemli atılımlar yapıldı. Bu yeni dönem içinde kadınlar da yer almaya başladılar. Sporun gücünü, insan sağlığı üzerindeki etkisini, ülkelerin dünyadaki tanıtımını ve kazanımlarını çok iyi bilen Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, spora çok önem veriyordu. Gençlik yıllarında bile sporla ilgili çalışmalar yapıyor, okullardaki spor çalışmalarının yeterli olmadığını biliyordu. Ayrıca kadınların da mutlaka sporda da yer almaları gerektiğine inanıyordu.
Ülkemiz, Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra, zorlu ekonomik koşullara rağmen Fransa’nın Paris kentinde düzenlenen 1924 Yaz Olimpiyatları”na 5 spor branşında, Halter, Güreş, Futbol, Eskrim, Atletizm‘de 21 sporcu ile katıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarında voleybolda Türk kadınının öncü ismi ise Suphiye Fırat adını da kullanan Sabiha Gürayman oldu. Beden Eğitimi öğretmeni yetiştirecek okulların hizmete girmesi için 1926 yılında İstanbul Çapa Kız Öğretmen Okulu’nda ilk kez bir spor kursu açıldı. Bu kurs için İsveç’ten biri kadın iki öğretmen getirtildi. Dokuz ay süren bu kursta başarı gösterenler yurt dışına gönderildi. 1926 yılında Türk kadını ilk defa atletizm pistlerinde kendini gösterdi. Kadınların kürek sporunda yer alışları ise 1927 yılında oldu. Nezihe (1911), Fitnat (1910), ve Melek Özdil (1916) kardeşler kürek sporunda Fenerbahçe Spor Kulübü adına 1930-1942 yılları arasında tüm birincilikleri aldı. Kadınlar, tenis kortlarına ise 1923 yılında çıkmaya başladı. 1929 yılında kadınlar, Ankara’da tenis kulübü kurdu. Türk kadını bisiklet sporuyla da 1930 yılında tanıştı. İlk kadın terbiye-i bedeniye muallimesi Mesadet Saver, 1931’de Taksim Stadyumu’nda 19 Mayıs gösterilerini yönetti.
İlk kadın jimnastikçilerimizden Mübeccel Argun, 1941 yılında modern bir spor salonu açtı. 1930’larda ise Huriye Hanım, Adana Seyhan Kulübü’nün başkanlığını üstlendi. Beden Terbiyesi Teşkilatı’nda ise ilk federasyon üyesi kadın, Güneş Çapa oldu. Azade Tarcan, ablası Selma Tarcan ile Berlin’de jimnastik eğitimi aldı. 1936 yılında Berlin’de yapılan Olimpiyat Oyunları’nda iki eskrimci kadın sporcu, Halet Çambel ve Suat Aşen Türkiye’yi temsil etti. 1948 yılında savaş sonrası Londra’da yapılan ilk olimpiyatlarda bu kez genç kadın atletimiz Üner Teoman pistlere çıkTI. Voleybolda ise Türk kadınının öncü isimlerinden biri, Suphiye Fırat ve Sabiha Rıfat adlarını da kullanan Sabiha Gürayman Manastır doğumluydu. Çocukluğunun bir bölümü işgal altındaki İstanbul’da geçti. İlköğrenimini Beşiktaş Esma Sultan İlkokulu’nda aldı. 1925’te Nişantaşı Kız Ortaokulu’ndan, ardından da İstanbul Kız Lisesi’nden mezun oldu. 1927’de Mühendis Mekteb-i Âlîsi’ne (Günümüzün İstanbul Teknik Üniversitesi) girdi. İlk defa kız öğrenci alan okulun ilk kız öğrencisi idi. Üniversite yıllarında voleybol sporu ile ilgilendi. 1927 yılında Fenerbahçe Kulübü içinde kurulan Türkiye’nin ilk kadın voleybol takımının kaptanıydı. Kaptanı olduğu kız takımının ömrü, rakipsizlik nedeniyle uzun sürmedi. 1929 yılında takım dağıldı. Sabiha Hanım, Fenerbahçe erkek voleybol takımında forma giymeye başladı. Fenerbahçe taraftarları tarafından “Uçan Parmaklar” ismi takıldı. 1933 yılında mühendislik eğitimini tamamladı. Mühendis olarak Türkiye’nin birçok yerinde okul, hükümet konağı ve resmi binanın yapımında çalışan Sabiha Hanım, Anıtkabir’in inşaatında kontrol şefi olarak görev yaptı.
Cumhuriyetimizin kurulduğu günden günümüze kadar , bir çok spor dalında uluslararası şampiyonalarda, yarışmalarda ferdi ve takım halinde büyük başarılar kazanan kadın sporcularımız, ülkemizin Dünya sporunda da var olduğunu gösterdi. Özellikle de günümüzde, Cumhuriyetimizin 100 yılında Tekvando ve Voleybol Kadın Milli Takımlarımız başarıları ile ülkemizin gururu oldular. Haziran 2023 de Türkiye Kadın Tekvando Milli Takımı, dünya şampiyonu oldu. Temmuz-Ağustos 2023 aylarında Voleybolda, Dünya ve Avrupa Şampiyonu olan A Milli Voleybol Kadın Takımımız, Filenin Sultanları tüm ülkemizin gurur kaynağı oldular.
Uzun yıllar Devlet ve özelde üst düzey bir spor yöneticisi , Spor Vakfı ve Kulüp Başkanı olarak, yaptığı çağdaş çalışmalar ile ülkemize bu güzellikleri yaşatan başta Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’a, Yönetimine, teknik heyete ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca yabancı televizyon yayınlarında güzel İngilizcesi ile yaptığı açıklamalarla ülkemizin aydın sporcu kadınları hakkında çok güzel bir intiba bırakan Kaptan Eda Erdem’e de çok teşekkür ediyorum. Hele hele müsabaka sonrası Başkan Mehmet Akif Üstündağ’ın , “ Şampiyonluk için ne versek az. Prim olur, başka bir şey olur. Tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. Salonda işiniz bitti. Söz sırası sizde “ konuşmasına cevaben yaptığı kısa konuşmada “ Atatürk’ün sporcu kızları, Ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. Ne prim ister , ne de başka özel bir şey istemiyoruz. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter ” cevabı tarihe geçecek bir cevaptır
Bahri Vreskala




