Ege Yörükleri

 

“Efendiler, benim atalarım Anadolu’dan Rumeli’ye gelmiş Yörük Türkmenlerdendir.” — M. K. Atatürk

Yörükler, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşayan, geleneksel olarak göçebe bir yaşam tarzını benimsemiş Türk topluluklarıdır. “Yörük” kelimesi, Türkçe ‘de “yürümek” fiilinden türetilmiş olup, sürekli olarak yer değiştiren ve göç eden anlamına gelir. Tarih boyunca, Yörükler genellikle hayvancılıkla uğraşmış ve mevsimsel göç hareketleri yaparak yaylalarda ve kışlaklarda yaşamışlardır. Bu göçebe yaşam tarzı, onların kültürel ve sosyal yapılarını büyük ölçüde şekillendirmiştir.

Yörüklerin Kökenleri

Yörüklerin kökenleri, Orta Asya’da yaşayan ve göçebe bir hayat süren eski Türk boylarına dayanmaktadır. Orta Asya’da başlayan bu göçebe yaşam tarzı, Türk boylarının batıya doğru göç etmeleriyle birlikte Anadolu’ya taşınmıştır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmeye başlaması, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde hız kazanmış ve Yörükler bu süreçte önemli bir rol oynamıştır.

Göçebe yaşam tarzı, Yörüklerin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını derinlemesine etkilemiştir. Hayvancılık, özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliği, Yörük ekonomisinin temelini oluşturmuştur. Mevsimsel göçler, Yörüklerin yılın belli dönemlerinde daha yüksek rakımlı yaylalara çıkmasını ve kış aylarında daha düşük rakımlı kışlaklara inmesini gerektirmiştir. Bu göçler, Yörüklerin doğayla uyumlu bir yaşam sürmelerini sağlamış ve onların dayanıklılık ve adaptasyon yeteneklerini geliştirmiştir.

Türklerin geleneksel göçebe yaşam tarzı, sosyal yapılarında da belirgin bir şekilde görülmektedir. Yörükler, aile bağlarının güçlü olduğu, topluluk dayanışmasının ön planda tutulduğu bir sosyal yapıya sahiptir. Geleneksel kıyafetleri, el sanatları ve halk kültürü de bu göçebe yaşam tarzının izlerini taşımaktadır.

Ege Yörükleri Kültür ve Dayanışma Derneği

Sonuç olarak, Yörükler, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan tarihsel göç sürecinin ve göçebe yaşam tarzının önemli temsilcilerindendir. Bu kültürel miras, günümüzde de Yörük toplulukları tarafından yaşatılmakta ve korunmaktadır.

Yörük kültürünü yaşatmak ve tanıtmak amacıyla çeşitli dernekler ve vakıflar kurulmuştur. Bu organizasyonlar, kültürel etkinlikler düzenler, eğitim programları sunar ve yörüklerin sorunlarıyla ilgilenir. Ege Yörükleri Kültür ve Dayanışma Derneği de bu değerli derneklerimizden biridir. Bornova Ege Yörükleri ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret ettim ve yörük kadınlarımızın sunduğu keşkeki yedikten sonra Dernek Başkanı Celal Koç ile kökleri Osmanlı dönemine dayanan Bornova’nın kurucuları olan yörükleri konuştuk.

“Bornova bir Yörük şehridir” diyerek söze başlıyor Celal Koç ve devam ediyor..

“Kayadibi ve Yakaköy en eski Osmanlı köyüdür. Kavaklıdere, Laka, Çamiçi, Eğridere, Kurudere, Karaçam, Beşyol, Çiçekli, Sarnıç, Gökdere olmak üzere on iki yörük köyümüz var. Biz 2009 yılında derneğimizi kurarken yörük kültürünü, yöresel zenginliklerimizi nesilden nesile aktarmak ve yörüklerimizi bir çatı altında toplamak amacıyla bu kararı verdik. Şu an resmi üye sayımız 1300’dür ve en eski yörük derneğiyiz. Ege Yörükleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak dernek üyelerimiz ve yönetim kurulu üyelerimiz, Ege Bölgesindeki tüm dernekler arasında en çok kadın üyeye sahiptir. Böylece kadına verdiğimiz değeri ortaya koymaktayız. Kültürümüzü yaşatmakta kadınların ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz.

Ege Yörükleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Ege Bölgesi’nde tüm dernekler içerisinde en genç yaş ortalamasına da sahip bir dernektir. Gençlere ve kadınlara verdiği önemle yörük kültürünü aktif olarak yaşatmaya çalışmaktadır.Yapmış olduğumuz sosyo-kültürel faaliyetler arasında, geleneksel şenliklerimiz, yöresel yemeklerimiz, kültür amaçlı gezilerimiz, ihtiyaçlı öğrencilerimize eğitim desteğimiz, halk oyunları, sporla ilgili faaliyetlerimiz aktif olarak devam etmektedir. Üyelerimize hayvancılık, arıcılık gibi iş imkânı sağlayabilecek eğitimlerimizle de katkı sağlamaktayız. Yerleşik hayata geçseler bile, yörükler bu tür uygulamalarla geleneksel kültürlerini canlı tutmakta ve gelecek nesillere aktarmakta büyük bir özen göstermektedirler.

Yörük mutfağı, geleneksel yemeklerin tarifleri ve pişirme yöntemleri korunarak yaşatılmaktadır. Keşkek, saç böreği, bazlama gibi yemekler günlük yaşamın bir parçası olmaya devam ediyor. Biz de dernek olarak bu konuyu önemsiyoruz.  Ege Üniversitesi Tarih Profesörü Prof. Dr. Vehbi Günay’la yaptığımız bir görüşmede bizlere sunduğu belgelerle; “Sizler Battal Gazi’nin torunlarısınız” diye bilgilendirmiştir. Battal Gazi’nin torunu olan yedi kardeşin Bornova’daki kabirlerinin yerlerini şöyle aktarmıştır: Yedi kardeşten üçü Bornova Büyük Cami avlusunda, biri Kızılay Mahallesi’nde, biri Doğanlar Mahallesi’nde, biri Laka Köyü’nde ve bir diğeri de askeriyenin içindedir.”

“Verdiğiniz bu önemli bilgiler için teşekkür ederiz. Son olarak neler söylersiniz?”

“Atamızın; “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları’na bakınız, eğer orada tek bir yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez” ilkesiyle kurmuş olduğumuz derneğimizi her zaman Cumhuriyet görüşüyle önce Bornova’mızda sonra İzmir’de ve tüm Türkiye’de yaşatmaya devam edeceğiz ve ediyoruz da. Yaşasın Yörük Türkmen Davamız!”

Buket Işıkdoğan Köse

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu