Derin bir tarih barındıran Kayseri Milli Mücadele Müzesi

 

Kurtuluş Savaşı yıllarında en büyük desteği milletinden alan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vatanın kurtarılmasından sonra ülkenin kalkındırılması ve geliştirilmesini hedefleyen yeni bir mücadeleye başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde yurt gezilerine büyük önem vermişti. İnkılapların gerçek amacına ulaşması için halkla bütünleşmesi gerektiğine inanan Mustafa Kemal Paşa, bu nedenle her fırsatta yurt gezilerine çıkıyordu. 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’de oy birliğiyle Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 1938’de vefatına dek geçen dönemde çok sayıda yurt gezisine çıkan Gazi Mustafa Kemal, 1924 yılında ilk yurt gezisini 1 Ocak-22 Şubat tarihleri arasında İzmir’e yapmasının ardından “Sonbahar Gezisi” olarak anılan uzun bir Anadolu gezisine çıkmıştı.

TARİHİ KAYSERİ LİSESİ’Nİ İKİ KEZ ZİYARET EDER

Ulu Önder Atatürk, Yeni Türkiye’nin yani Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşmasında ve hayata geçmesinde büyük etkisi olan bu yurt gezilerden birini de toplamda beş kez gittiği Milli Mücadele’ye büyük destek veren Kayseri’ye yapmıştı. Cumhuriyetin ilanından itibaren Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Kayseri’ye yaptığı bu ziyaretlerden ilkini 14 Ekim 1924’te, ikincisini de 9 Kasım 1930’da günümüzde Milli Mücadele Müzesi olarak hizmet veren “Taş Mektep” olarak da anılan ‘Kayseri Lisesi’ne gerçekleştirmişti.

ÖĞRENCİLERLE DERSLERE GİRER

Eşi Latife Hanım’la birlikte ziyaret ettiği tarihi lisede okulun öğrencisi Behçet Kemal’in ateşli konuşmasıyla açılan törende Mustafa Kemal’i çok duygulandıran bir müsamere sergilenir. Mustafa Kemal Paşa lisenin şeref defterinin sekizinci sayfasına izlenimlerini kendi el yazısıyla “Kayseri Lisesi’ni, müdürüyle, muallimleriyle, bütün talebesiyle Cumhuriyet’in ateşli, feyizli bir ocağı bulduk … ” diye yazarak imzalar. Memnuniyetinin bir ifadesi olarak da okula bir yağlıboya tablosunu hediye eder. Mustafa Kemal Paşa tarihi liseye ikinci ziyaretini altı sene sonra 1930 yılının sonbaharında çıktığı uzun bir yurt gezisi sırasında yapar. Taş Mektep’te derslere girer, öğrencilerle birlikte tahta sıraları paylaşır, öğretmen ve öğrencilerle sohbet eder.

2 CUMHURBAŞKANI, 8 BAKAN VE BİRÇOK BAŞARILI İSMİN OKULU

Atatürk’ün daha sonraki yıllarda Ankara’da görüştüğü ve “Ben bu genci Kayseri’ den tanırım” dediği müsamerenin açılış konuşmasını yapan ileride ünlü bir şair olacak Behçet Kemal (Çağlar) gibi ülke çapında tanınmış ve önemli görevlerde bulunmuş birçok isim, 1904 yılında öğrenci kabul etmeye başlayan Kayseri Lisesi’nde öğrenim görür. Anadolu’nun modern eğitim kurumları içinde yer alan ve uzun yıllar kentin tek lisesi olan Tarihi Taş Mektep, günümüze dek iki Cumhurbaşkanı, iki başbakan, üç Milli Savunma Bakanı, iki İçişleri Bakanı, bir Ulaştırma Bakanı, bir Turizm Bakanı, bir Sanayi ve Teknoloji Bakanı, bir Genelkurmay Başkanı, birçok önemli devlet adamı, milletvekili, başkan, sanatçı, yazar, akademisyen, sanayici, bilim ve iş insanı yetiştirmiş bir okul.

TURGUT ÖZAL’DAN ABDULLAH GÜL’E, GÖKSEL ARSOY’DAN HÜSEYİN İNAN’A

Kent ve Türkiye için önemli insanların yetişmesinde etkili olan tarihi lisede 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanlarından Hulusi Akar, Mehmet Yazar ve Mehmet Sadettin Bilgiç, İçişleri Bakanlarından Korkut Özal ile Sabahattin Çakmakoğlu, Ulaştırma eski Bakanı Naci Kınacıoğlu, Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Tarhan Erdem, AKP Kurucu Üyelerinden XXII. Dönem Ankara Milletvekili Nur Doğan Topaloğlu, Anayasa Mahkemesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlarından Yekta Güngör Özden, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt, “Anadolu Fırtınası” lakaplı 9-14. Dönem Milletvekillerinden Osman Bölükbaşı, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucu ve yönetim üyelerinden ve Milli Mücadele yıllarında Kayseri’de Erciyes gazetesini çıkaran TBMM II. dönem Milletvekili Katipzade Nuh Naci Yazgan, “Altın Çocuk” lakaplı Türk sinemasının sevilen aktörlerinden Göksel Arsoy, modern kütüphaneciliğin önemli ismi Prof. Dr. Jale Baysal, ünlü şair Behçet Kemal Çağlar, Yedi Meşale edebiyat topluluğunun kurucularından yazar Cevdet Kudret Solok, ünlü bestekar Pınar Köksal, Kayserispor takım kaptanı Çerkes asıllı Türk futbolcu Gıyasi Tokoğlu ile yaşamları pahasına adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan ile Üç Fidan’dan biri olan devrimci Hüseyin İnan da eğitim görüp, mezun olan nice değerli öğrenciler arasında bulunuyor.

ÖĞRENCİLERİ GÖNÜLLÜ GİTTİKLERİ CEPHEDE ŞEHİT DÜŞER

Hatta bu lisede öğrenim görüp ancak mezun olamayan öyle değerli kahraman öğrenciler var ki, onlar gibi nice vatan sevdalıları sayesinde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal önderliğinde bağımsızlığımıza kavuştuk. Okulun son sınıf öğrencilerinin tamamı (63) eğitimlerini yarıda bırakıp gönüllü olarak cepheye gittiği ve zaferle sonuçlanan tarihin en uzun ve kanlı meydan muharebesi olarak anılan Sakarya Muharebesi’nde büyük kahramanlıklar göstererek şehit düştüklerinden dolayı okul, 1920-1921 öğrenim yılında mezun veremez. Ünlü şair Cahit Külebi müfettişken gittiği lisede okul kütüğünü incelerken, “1920-1921 Kayseri Sultanisi son sınıf öğrencileri Sakarya Meydan Muharebesi’nde vatanımız için şehit düştüğünden okulumuz bu yıl hiç mezun verememiştir.” yazısıyla karşılaştığında tek ve acı bir cümleyle özetlenen bu kahramanlık hikayesini ortaya çıkarır.

ÇAMLIBEL’DEN KAYSERİ LİSESİ’NİN NURA KOŞAN GENÇLERİ’NE MARŞ

Kayseri’nin Ulu Çınarı tarihi liseye 1922’de edebiyat öğretmeni olarak atanan ve burada iki yıl görev yapan ünlü şair Faruk Nafız Çamlıbel savaşta şehit düşen kahraman öğrencilerin anısına ‘Kayseri Lisesi Marşı’nı yazar.

 “Kayseri Lisesi’nin nura koşan gençleri / Güzel Anadolu’ya güneşler taşıyacak.. Güçlüyüz, kuvvetliyiz, imanlıyız hepimiz / Yaşasın genç Türkiye, yaşasın mektebimiz.”

TÜRK’E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ

Faruk Nafız ayrıca öğrencisi Behçet Kemal ile birlikte ülkece verilen bağımsızlık mücadelesini, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin on yılda neler yaptığını ve gelecek hedeflerini anlatan “Onuncu Yıl Marşı’nı yazar. Çağlar ve Çamlıbel’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 10. yıl kutlamaları için 1933’te sözlerini kaleme aldıkları “Onuncu Yıl Marşı”, günümüzde de gencinden yaşlısına büyük bir gurur ve coşkuyla söylediğimiz bir marştır;

 “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan; / On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan; / Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan, / Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan /Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi / Türk’e durmak yaraşmaz / Türk önde, Türk ileri”

SEKİZ YILDA BİNLERCE ZİYARETÇİYİ TARİH YOLCULUĞUNA ÇIKARDI

Türkiye’deki en eski liselerinden biri olan Kayseri Lisesi, sahip olduğu tarihi kimlik açısından oldukça önemli bir yapı. 1904’te Abdülhamid dönemi Neoklasik mimarlık üslubuna uygun olarak yapılan ve Kayseri’nin ilk modern eğitim yapısı olan 120 yıllık tarihi Kayseri Lisesi, günümüzde derin bir tarih barındıran Milli Mücadele Müzesi olarak hizmet veriyor. Tarihi taş bina, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Yolu Projesi ‘Tarihe dokunmak’ kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığı protokolle belediyeye geçmesinin ardından aslına uygun restore edilerek müzeye dönüştürüldüğü 2016 yılından bu yana ağırladığı binlerce ziyaretçiyi adeta tarih yolculuğuna çıkartıyor.

DİJİTAL VE MODERN MÜZECİLİK UYGULANIYOR

Vatanın bağımsızlığına giden yolda Kayseri’nin her kesiminin Milli Mücadele dönemi boyunca verdiği desteğin, tarihi lisenin son sınıf öğrencilerinin tamamının gönüllü gittikleri Sakarya Savaşı’nda şehit düşmeleriyle zirveye ulaşmasından dolayı müzeye “Milli Mücadele” adı verilir. Tüm yönleriyle Kurtuluş Savaşı’nı, Kayseri başta olmak üzere Anadolu’nun milli mücadeleye katkısını ve milli mücadele kahramanlarını anlatan Müze’de dijital ve modern müzecilik uygulanıyor. Ziyaretçilerine İstiklal Mücadelesi dönemini yeniden yaşatıp, gözler önünde canlandıran Müze’de çok sayıda 19’uncu yüzyılın sonları ve 20’ci yüzyılın başlarına ait eser bulunuyor. Tarihe ışık tutan Milli Mücadele Müzesi’nde Kayseri Lisesi’nin asırlık eğitim tarihini ortaya çıkaran bölümler ile bir örnek sınıf (Mezunlar Sınıfı) da yer alıyor. Taş Mektep’likten Türkiye’nin önemli müzelerinden biri haline getirilen yapının bahçesinde de savaşta şehit düşen öğrenciler anısına bir anıt bulunuyor.

KAYSERİ VE ÇEVRESİNİN MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YÜKLENDİĞİ ÖNEMLİ ROL ANLATILIYOR

Osmanlı dönem mimarisini Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarıyla harmanlayan ve Kurtuluş Savaşı ruhunu anlatan müze, “Milli Mücadele” ve “Kayseri Lisesi Eğitim Tarihi” temalı iki ana bölümle ziyaretçilerini ağırlıyor. “Milli Mücadele Dönemi” kısmının her bir odası farklı bir tarihi dönemi anlatan dört bölümden oluşuyor. Bu bölümler kronolojik (1919, 1921, 1923 ve Basın Odası) olarak verilirken, odaların açıldığı koridorun duvarında da 1922 dönemi yer alıyor. Kayseri ve çevresinin bu aşamalarda yüklendiği önemli rol ortaya çıkarılırken, 1919’dan başlayarak Milli Mücadele’nin öyküsü fotoğraflarla, özet yazılarla, o dönemde kullanılan çeşitli metaryellerle ve halkın genel durumunu gösteren silikon heykellerle anlatılıyor. Birçok önemli eserin sergilendiği müzenin her bir salonunun duvarlarına Türk Silahlı Kuvvetleri arşivinden alınan video ve resimler yansıtılıyor.

NUTUK’UN İLK BASKISI

1927 yılında orijinal kalıpları Viyana’da alınan ve İstanbul Devlet Matbaası’nda bin adet bastırılan Türk Kurtuluş Mücadelesi’ni anlatan Nutuk Kitabı’nın ilk baskılardan biri, Lozan Barış Antlaşmasını anlatan Paris Ulusal Matbaası tarafından basılan 24 Temmuz 1923 tarihli Mektuplar ve Anlaşmalar kitapçığı ile eki, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat imzalanmış Osmanlıca İstiklal Savaşı Madalya Beratı ve İstiklal madalyası, Propaganda ve Mefkure Kartları (Kurtuluş Savaşı esnasında halkın kurtuluşa olan inancını güçlendirmek ve moralini yüksek tutmak amacıyla hazırlanan kartlar), Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Harf İnkılabı’ndan önce ‘Yeni Türk Alfabesi’ni tanıtmak üzere 20 Eylül 1928’de çıkmış olduğu yurt gezisinin ilk durağı olan Kayseri’de çekilmiş olan 1. baskı orijinal fotoğraflar ile Atatürk’e ait yeni fotoğraflar da Osmanlı döneminin son mimari eserlerinden olan tarihi binanın ev sahipliğini yaptığı müzenin ‘1923 Odası’nda sergileniyor.

MEZUNLAR SINIFI

Tarihi Kayseri Lisesi’nin ülke idaresinde etkili olmuş beş mezununun öğrencilik dönemlerini yansıtan silikon heykellerinin başrolde olduğu ‘Mezunlar Sınıfı’nda; 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Türkiye’nin kütüphanecilik alanında ilk kadın profesörü Jale Baysal’ın, Onuncu Yıl Marşı yazarlarından ünlü şair Behçet Kemal Çağlar ile TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın silikon heykelleri yer alıyor.Özenle hazırlanan ve derin bir tarih barındıran Müze’ye, birkaç küçük dokunuş olsa ne güzel olur.. Örneğin;

Mezunlar Sınıfı’ndaki silikon heykellerinin arasında tarihi liseden mezun olan Türk sinemasının ünlü aktörü Göksel Arsoy’un, devrimci Hüseyin İnan’ın, diğer bakan ve milletvekilleri ile ülkede iz bırakan diğer değerli isimlerin de silikon heykelleri olsa ziyaretçiler okulun yetiştirdiği birçok değeri bu özel hazırlanmış sınıfta bir arada görse “Mezunlar Sınıfı” daha mı anlamlı olurdu acaba? Ayrıca okulun savaşta şehit düşen öğrencileri anısına ‘Kayseri Marşı’nı, Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümü için de öğrencisi Behçet Kemal ile birlikte ‘Onuncu Yıl Marşı’nı yazan lisede iki yıl edebiyat öğretmenliği yapan Faruk Nafiz’in kara tahta önünde öğrencilerine ders anlatır haliyle bir silikon heykeli ‘Mezunlar Sınıfı’nda yer alsa, öğretmeni öğrencileriyle beraber sınıf bütünlüğünü sağlamaz mıydı? Ayrıca buradaki silikon heykellerin tanınmış sima hallerinin birer fotoğrafı ya öğrenci kıyafetlerine iliştirilse ya da sıralarına çerçeve içine konsa böylelikle yerli ve yabancı ziyaretçiler açısından tanınırlıkları ortaya çıkarılsa nasıl olurdu acaba?

Fulya Omaç

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu