Azgın var
Uzun süredir öykü yazan, yazdığı öykülerle katıldığı yarışmalarda çeşitli derecelerin sahibi olan İzmirli yazar Nilar Gök, yarışmalarda ona dereceler getiren öykülerini bir araya getirdi ve ilk öykü kitabı “Azgın Var!”ı Ayrıkotu Kitap’tan yayınladı.
Editörlüğünü Aytaç Timur’un üstlendiği kitabın başında Gök, Ege kültürüyle yoğurulduğunu ancak 15 yıldan beri İç Anadolu kültürüne de ayrı bir ilgi duyduğunu anlatarak oradaki hayatı da öykülerine taşıdığını anlattığı açılış yazısında aslında yörelerin farklı yerler olmasına rağmen -ki buna şehir de dahil- hepsinin derdinin az çok benzer olduğuna değiniyor.
Kitap, daha önce yayınlanmış iki öykü ile başlıyor. İlk öykü 2022’de hem Aydın Efeler Belediyesi’nin “Kadın” konulu öykü yarışmasında basılmaya değer bulunarak “Kadına Değsin Sesimiz” seçkisinde hem de Cumba Fanzin’in yarışmasında üçüncü olup dergide yerini alan “Asiye’nin Doğumu”.Öykü üç çocuk kız doğuran ve artık erkek bir çocuk bekleyen Hürü’yü Ebe Şeküre ve köy hayatı üzerinden anlatıyor.
İkinci öykü Kar Edebiyat’ta yayınlanan “Soldan Sağa Dokuz Harfli” . Öyküde belli bir yaşa erişmiş emekli kadının büyük oğlunun aldığı hediyenin ismini hatırlayamaması yer yer esprili bir anlatıma bürünüyor.
Sıradaki iki öykü de ilk defa bu kitapta yerini alıyor: “Küfür Etme”de kocasından şiddet ve özellikle küfür duymaktan kalbi kırılan bir kadının kocası ile olan çatışması kısa fakat çarpıcı bir şekilde verilirken “Halil Oğlu Halil”de ise yazar, eseri dedesinin dayısı Uşak Ulubeyli Halil oğlu Halil’in anısına ithaf ediyor ve ailesinin içinden bir portreyi anlatıyor. Halil isimli iki baba oğulun Çanakkale savaşında düşmana karşı savaşı, kitabın en çarpıcı öykülerinden biri oluyor.
Lento Dergi’de yayınlanan “İzmarit” öyküsünde beklenmedik olaylardan dolayı annesinin ve babasının ayrı ayrı bırakıp gittiği, doğuştan sakatlıkları olan ve zaman içinde pek çok talihsiz durum yaşayan kadın, edinmiş olduğu ilginç bir alışkanlığı ve hayatını anlatıyor. Bu bağlamda yazarın anlatım doğrultusunda başarılı olduğu söylenebilir.
Sırada yine bu kitapla birlikte ilk defa yayınlanan iki öykü var: “Karga Recep”te kendisinden on yaş küçük zengin bir adam tarafından sevilen dul bir kadının bir türlü mutluluğu bulamaması, kızının yer yer esprili anlatımıyla bütünleşiyor. “Nasıl Petroliçe Oldum” öyküsünde ise Kibritçi Kız, Çirkin Ördek Yavrusu, Yedi Cüceler, Pinokyo, Uyuyan Güzel masallarına esprili göndermelerle gideceği yolu bulmaya çalışan kız, komik bir anlatımla sergileniyor.
Sırada Panzehir Edebiyat’ta yayınlanan “Mavi Boyalı Tahta Sandalye” öyküsü var. Tayini ismini bile zar zor hatırladığı bir yere çıkan kadının tren yolculuğunda çocukluğundan kalan bir eşyaya benzer bir eşyayı görüp o duygusallıkla geçmiş güzel günleri hatırlaması konu alınırken 2023 Ümraniye Belediyesi 19. Hikaye Yarışması’nda mansiyon ödülü alan “İllaki Mutlu Son”da annesi, anneannesi ve teyzeleriyle büyüyen adam, çocukken geçirdiği bir kazadan dolayı konuşamayan büyük teyzesi Gülseren’i ve ailesini esprili ve duygulu bir şekilde anlatıyor.
2021 İzmir Bayraklı Belediyesi Bir Gün Bir An Bayraklı öykü yarışmasında basılmaya değer ödülü alan “Şambali” öyküsünde İzmir’den zaman içinde İstanbul’a taşınan fakat İzmir anıları hep taze kalan kadın, hem köyden kente göçenlerin yaşadığı değişim ve değiştirdiklerini saptarken hem de bir İzmir seyahatinde tesadüfen Şambali tatlısının onu götürdüğü eski anıların peşinden gidiyor.
Sırada bir yeni öykü var. “Tandır Evi” ailesindeki çatışmalardan dolayı doğup büyüdüğü Isparta‘yı terk edip İstanbul’a yerleşen ama başka bir kaderden kaçarken yine başka bir kadere doğru yönelen kadının yine de güzel bir kadere doğru ilerlemesi güzel bir şekilde anlatılıyor.
Ardından daha önce yayınlanmış iki öykü var: 2021 İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Senin İstanbul’un” konulu öykü yarışmasında ilk yüz eser arasında seçilen “İstanbul Yağmuru” uzaktan tanışıp konuşan, ilk defa bir araya gelecek olan bir kadın ve bir erkeğin İstanbul’u yağmurunda ilk buluşmasındaki zorluk esprili bir dille anlatılıyor. Ardından ilk defa Lento Dergi’de yerini alan “Aylak İnsan, Yolculuk Nereye?”de içinden geleni yaptığı için aylak olarak görülen bir kadının yine memleketine yolculuk etmesi, yoldaki yer yer esprili gözlemleri ve memleketi olan bir Ege kasabasındaki balıkçı olma hayalini anlatılıyor.
Son öykü ise kitapla birlikte ilk defa yayınlanan ve kitaba ismini veren “Azgın Var!” oluyor. Kitapta Azgın’ın İç Anadolu’da kayıp ve kaybolmak anlamında kullanılan bir sözcük olduğu belirtiliyor. Yozgat’ta kışların çok sert geçtiği bir dönemde birbirine sevdalanan iki ayrı köyden iki aşık; Ramazan ve Zeynep anlatılıyor. Ramazan, kızı istemeye gittiklerinde Zeynep’in babası kızı vermez. Kızı kaçırmaya giderken de yolda kaybolup o sert kışın kurbanı olacaktır.
Öykülerde genellikle yöreye özgü deyimler de var. Dipnot olarak verilmesi de okurun zihnindeki soru işaretlerini kaldırıyor. Gök’ün ilk öykü kitabı onu daha önce yarışma veya dergilerden tanıyan okura bu öykülerin yanında yeni öykülerini sunuyor.
“Azgın Var!” yazarı ilk defa okuyacak okura hem de Anadolu’da yaşamını süren ya da Anadolu’dan büyük şehre göçen insanların acı tatlı anlarını temeli sağlam anlatımlarla anlatan başarılı bir öykü kitabı.
Emre Siyahoğlu