Asgari ücretli milyon euroluk yıldız futbolcular

Günümüzde bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de futbol ve diğer spor gelirlerinden  vergi alınmaktadır. Avrupa’da, üst gelirler diliminde yer alan futbolculara, sporculara ve benzer yüksek gelir sahiplerine oldukça yüksek gelir vergileri uygulanmaktadır. Avrupa’da bazı ülkelerde sporcuların elde ettikleri gelirlerden alınan vergi oranları ile Türkiye’de uygulanan vergi oranları arasında oldukça ciddi farklar dikkatimizi çekmektedir. Avrupa’ya baktığımızda; İsveç yüzde 56,9’luk oranla en yüksek vergi uygulayan Avrupa ülkesidir. Bu ülkeyi sırasıyla yüzde 56,5 ile Portekiz, yüzde 55,6 ile Danimarka, yüzde 53,7 ile Belçika izliyor.  İngiltere’de profesyonel futbolcu gelirlerinden yüzde 45 vergi alınırken, bu oran Almanya’da yüzde 47,5, İtalya’da yüzde 47,9, Fransa’da ise yüzde 50,3 alınmaktadır.

Ülkemizde ise mevcut Gelir Vergisi Kanunu’na göre Süper Lig’de oynayan futbolculardan yüzde 15, bir alt ligdeki kulüplerde oynayan futbolculardan yüzde 10, diğer kulüplerde oynayan futbolcular ve sporculardan ise yüzde 5, teknik direktörlerden ise yüzde 35 vergi alınmaktadır.

Günümüzde yeni Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı ile sporculara yönelik vergi oranlarının arttırılması planlanmaktadır. Şu anda ülkemiz, Litvanya ile birlikte, Avrupa’da, sporculara en düşük gelir vergisi uygulayan ikinci iki ülkeden biridir. Ancak buna rağmen kulüpler tarafından bilerek yapılan hatalı işlemlerden dolayı maalesef vergi kayıpları yaşanmaktadır. Bu nedenledir ki, ülkemiz “yabancı futbolcu cennetidir.” Bulgaristan ise  yüzde 10 ile Avrupa’da en düşük vergiyi uygulayan ülkedir.

Bilindiği üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi mükelleflerinin vergi sorumluluklarını detaylı bir şekilde inceler, usulüne uygun  yerine getirilip getirilmediğini kontrol eder, denetler. Bu kontrol ve denetlemelerde vergi mükellefinin vergi kaçırma, eksik veya hatalı beyanları da incelenir. Yanlış ve hatalı tespitlerde bunu yapanlar hakkında gerekli yasal işlemler uygulanır.

Basında çıkan haberlere göre; Hazine ve Maliye Bakanlığı, geçenlerde vergi borçlarını ödemeyen kişi ve kurumların listesini paylaştı.  “ Vergi yüzsüzleri “ listesi olarak bilinen listede 57 şahıs ve firma yer aldı ve ilgililer hakkında yasal işlemler uygulandı. Devamında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek futbolcuların da vergi konusunda incelemeye alındığını açıkladı. Bu açıklama bizlere, futbolumuzda ilk kez böyle bir denetimin yapıldığını gösterdi.

Çeşitli spor dallarında, futbolcuların , sporcuların  gelir beyanları ve vergi durumları, toplam 1900 kişinin gelir tabloları incelendi. İncelemelerde futbolda Maliye Bakanlığı’nın  vergi kaybına uğradığı görüldü. Aralarında milyon euroluk sözleşmelere sahip futbolcular ile birlikte  400 sporcu tarafından son  3 yılda yaklaşık 5 milyar lira gelirin beyan edilmediği ve 100 sporcunun da beyanname vermesine rağmen gelirini bildirmedikleri tespit edildi. Böylece futbolumuzdaki, “vergi  skandalı” ortaya çıkarılmış oldu.

İncelemelerde, bu güne kadar dolaylı olarak bilindiği halde, ciddi bir şekilde takip edilmeyen, Süper Lig’deki bazı futbolcuların, resmi kayıtlarda asgari ücretle çalışıyor gösterildiği, ancak gerçekte milyon euroluk anlaşmaların yapıldığı tespit edildi. Kulüp ile futbolcular arasında iki farklı sözleşmenin yapıldığı görüldü. Öyle ki; sözleşmenin birinde milyon tl. ye yakın veya çok üzerinde maaş tutarı, diğerinde ise asgari ücret tutarı yazılıyor. Kulüpler tarafından vergi dairelerine, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) verilen resmi sözleşmede yazılan en düşük maaş olan asgari ücret üzerinden, stopaj ve vergiler ödendi. İkinci gizli sözleşmede ise futbolcunun gerçek maaşı yer aldı. Böylece, kulüple futbolcu arasındaki mali anlaşmalar ikinci sözleşme üzerinden değerlendiriliyor.

Basında yer alan bu iddialar doğru ise, burada iki taraf da hatalıdır, suçludur, yapılan vergi kaçakçılığıdır. Ne acıdır ki, bu uygulamanın sadece Süper Lig’de değil, 1. Lig ve alt liglerde de olduğu tespit edildi. Bu çok acı, çok üzücü bir olay  ve çok büyük  bir skandaldır. Burada açıkça devletimizin vergi kaybı vardır, Devletimiz zarara uğratılmıştır. İki sözleşme yöntemiyle vergi kaçırdığı iddia edilen kulüplerin ve futbolcuların önümüzdeki günlerde çok  ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalacakları kesindir. Fair-Play’ e aykırı olan bu durum kulüplerimiz için ayrı bir mali yük getirecektir. Milyonlarca euro kazanan futbolcular, sporcular ve başka kişiler için 2 farklı sözleşme yapılması çok yanlıştır ve suçtur.

Vergi kaybına sebep olan bu tür olayların bir daha yaşanmaması ve örnek olması için ; iki sözleşmeye de imza atanlar, uygulayanlar, uygulatanlar, göz yumanlar hakkında ciddi yaptırımların, ağır cezai müeyyidelerin uygulanması şarttır.  Bu nedenledir ki; Cennet ülkemiz yabancı futbolcu ve teknik direktörler için  “vergi cennetidir”. Taraflar arasında anlaşmazlıklar yaşandığında konu Türkiye Futbol Federasyonuna bağlı “Uyuşmazlık Çözüm Kurulunda” (UÇK) görüşülmektedir. Bu kurulda gizli gerçek sözleşmelere göre karar verildiği ifade edilmektedir. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) sadece futbolcu veya ilgili kişi ile kulüp arasında gerçek maaşlara göre yapılan sözleşmeleri dikkate almaktadır. Bir iddiaya göre de,  bu duruma da kulüplerin sessiz kaldıkları ve itiraz etmedikleri belirtilmektedir.

Bilindiği üzere, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)  Statüsü’nde yer alan (UÇK) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu vardır. Bu kurul, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu kararı ile hukukçular arasından seçilen bir (1) başkan, altı (6) asıl ve altı (6) yedek üyeden oluşur. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu taraflarca görevinin kabul edilmesi halinde; kulüpler, futbolcular, teknik adamlar ve futbol menajerlerinin, aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafları inceler ve karara bağlar. Anlaşmazlık hallerinde (UÇK) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun aldığı kararlara kulüplerin sessiz kaldıkları ve itiraz etmedikleri ifade edilmektedir. Ancak burada yanlış biri durum vardır. Zira  Uyuşmazlık Çözüm Kurulundaki (UÇK) üyelerin, yetkili olduğu ve karara bağladığı  anlaşmazlıklarda vergi kaçırıldığı görüldüğünde bu durumu, hatalı işlemi vergi dairelerine bildirme sorumluluğu ve  vatandaşlık görevleri vardır. Bu yapılmadığı takdirde , tamamen hukukçulardan oluşan (UÇK) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun üyeleri de suçlu duruma düşerler ve haklarında yasal işlem yapılması gerekmektedir.

Vergi neden zorunlu diye sorguladığımızda; vergi devletin kamu hizmetlerini karşılayabilmesi,  alt yapı yatırımlarını yapabilmesi ve toplumsal refahı sağlaması için alınır. Eğitim, sağlık, güvenlik ve diğer bütün bakanlıklar ve resmi kurumlar ile kamu hizmetlerinin sürdürülebilmesi ve ülke ekonomisinin dengede tutulması için kullanılır. Vergi ödemek, cennet ülkemizde yaşayan her vatandaşın en önemli vatandaşlık görevlerinden biridir. Unutulmamalıdır ki; “Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır Bunun için vatandaşlarımızı vergi vermeye teşvik etmek, vergi bilincini yerleştirmek amacıyla söylenen ve her vergi dairesinde asılı panolarda yazılı olan  bu söz  çok önemlidir ve asla unutulmamalıdır.

 

Bahri Vreskala

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu