Bir Delinin Yol Hikayeleri

Cakarito Firarda

Bir çoğumuz aklımızdan geçirmişizdir mutlaka’’ her şeyi bırakıp kaçıp gidesim var buralardan’’ diye.  Her zaman bir bahane bulup bunu gerçeğe dönüştürememişizdir. Kaygılarımız, korkularımızdır en büyük engellerimiz.  Yine de kaygılarını, korkularını yenip kendini yollara atan insanlar da var aramızda. Ben de sizlere böyle bir gezgini tanıtacağım. Mesut Çakar  ya da Cakarito Firarda..

 

Benim ona ulaşmamın ve bu söyleşiyi gerçekleştirmemin nedeni ınstagram sayfasındaki paylaşımının altına yazdığı bir yazı oldu. Şöyle yazıyordu:

 

 ‘’ Yatağımın başında ışıklı bir dünya küresi. Seyre dalıp hayaller kuruyorum uzun zamandır. En büyük hayalin ne diye sordun mu hiç kendine? Yoksa hayal kurmayı unuttun mu?

  Çok farklı coğrafyalarda insanlar neler yapıyor, nasıl yaşıyorlar. İnançları, yemekleri. Dünyayı dolaşmak. Off bunu başarabilecek miyim?

  Odam, yatağım bana ait mi? Kendimi buraya, yaşadığım bu şehre ait hissetmiyorum. Aslında kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Kaybolduğumu düşündüğüm olmuş muydu hiç? Peki çıktığım bu yolda bulabilecek miyim kendimi? İçimdeki bu bitmek tükenmez dürtü neden, sahi var oluş amacım neydi?

  Bu yol beni kalbimin derinliklerine götürecek biliyorum. Ruhsal dönüşüm! Uykudan uyanma vakti. Zaten bu yola uzun zaman önce çıkmıştım ben. Şimdi tüm benliğimle yolda olma zamanı. Ne arıyorsam onu bulacağım.’’

 

 

‘’YOL GİDEREK BİTMEZ, YOL BİTSİN DİYE YÜRÜNMEZ’’

 

Öncelikle bize kısaca kendinden bahseder misin, Mesut Çakar kimdir?

 

27 Haziran 1992 İzmir doğumluyum. Dört çocuklu bir ailenin en büyüğüyüm. Dokuz Eylül Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği mezunuyum. Yaklaşık on dört yıl futbol oynadım. Üç yıl önce yaşadığım sakatlık dolayısıyla futbolu bırakmak zorunda kaldım. Şu anda sırt çantamla dünyayı gezmeye çalışıyorum.

 

Futbol oynarken ve büyük takımlara transfer olabilecekken dünyayı dolaşmak!

Bir insanı güvenli alanından uzaklaştıran sebepler neler olabilir, kendine doğru çıktığın bir yolculuk, yeni yerler görme arzusu, yeni insanlar tanıma, rutinden uzaklaşma arzusu ya da kaçmak. Seni bu deneyimi yaşamaya iten sebep neydi?

 

Büyük takımlara transfer olacakken değil aslında. Kimse bırakmaz futbolu ben sakatlıklar yaşadığım için bırakmak zorunda kaldım. Beni yollara düşüren pek çok neden var galiba. Öncelikle kendimi keşfetme, tamamlanma arzusu. Onun dışında var olan sisteme uyum sağlayamamam. Sistemin insanları köleleştirdiğini düşünüyorum. İnsanların birbirlerine karşı olan kötü davranışlarına tahammül edemiyorum. Kalabalık şehirlerde, ortamlarda duramıyorum ve tabi ki de yeni yerler görmenin, yeni kültürler tanımanın aşığıyım.

 

Kaç ülke gezdin, seni en çok etkileyen yer/yerler neresiydi, neden?

 

Şu an 13. ülkem Laos’dayım. Beni en çok etkileyen ülkeler Tayland ve İran oldu. Gerek doğasıyla gerek insanıyla, kültürüyle bu iki ülkenin yeri benim için bambaşka.

 

İlk yurtdışı seyahatini nereye yaptın, sadece otostop yaparak mı seyahat ediyorsun, insanlarla nasıl anlaşıyorsun?

 

İlk yurtdışı seyahatim 2018 yılında İran’a olmuştu. Sınır kapısına yakın bir yerde futbol oynuyordum o yıl. Farklı bir ülkenin yakın olmasını fırsat bilerek ilk deneyimimi gerçekleştirdim. O günden sonra her şey değişti benim için. Genel anlamda otostopla seyahat ediyorum. Hem ücretsiz hem her seyahatte farklı insan, farklı araba, farklı hikayelerle karşılaşıyorum. Ama her yerde bu mümkün olmuyor. Otostop kültürünün olduğu ve olmadığı yerler var. Otostopla seyahat etmenin zor olduğu yerlerde en ucuz seyahat hangisiyse onu tercih ediyorum. Bunlar genellikle tren ve otobüs..

İnsanlar İngilizce bilmiyorsa vücut dili ya da Google translate kullanıyorum. Bir şekilde anlaşıyoruz.

 

Bugüne kadar başına gelen en ilginç olay ya da olaylar neydi, birkaç anını bizlerle paylaşır mısın?

 

Çok fazla ilginç olay yaşıyorum. Bir süreden sonra hepsi normalleşiyor benim için ama şu an düşününce aklıma insan kaçakçısına otostop çektiğim an geldi. En çok korktuğum yolculuklardan biriydi. Onun dışında İran’da Kaşkar Türkleri’yle dağda iki gün kalmıştım. Çölün ortasında tek başıma geçirdiğim bir gece var. Başka ne var diye düşünüyorum. Bir de fillerin yaşadığı bölgede çadırda konaklamıştım. Bir file sarılmak, dokunmak, göz göze gelmek. İnanılmaz yaratıklar. Onları ilk gördüğüm andaki heyecanımı anlatamam. Hem bu kadar devasa büyüklükte olup hem de çok fazla duygusal olmaları beni etkileyen en büyük özellikleri.

 

Yanında sana eşlik eden bir arkadaşın var mı, yalnız mı seyahat ediyorsun?

 

Yalnız seyahat ediyorum. Yol arkadaşlığı çok farklı bir olay. Ben öyle yolda herkesle anlaşamam. İstediğim yerde uzun süre kalıyorum. Sıkıldığım yerden çabuk ayrılıyorum. Yanımda biri olursa bunları yapamam.

 

Değişik kültürlere ait değişik tatlar denerken zorlandığın anlar oldu mu, gerçekten o böceği yedin mi?

 

Tabi ki de zorlanıyorum. Kolay kolay alışkanlıklarından vazgeçebilen biri değilim. Damak tadıma uygun olmayan yemekler beni çok zorluyor. Böcek olayına gelince, ısırdım sadece, yutmadım..

 

Yurt dışı seyahatleri oldukça külfetli kendi adıma beni çok zorluyor . Sen bunun üstesinden nasıl geliyorsun? Bir arkadaşımız gezginlerle yaptığı röportajda şöyle sormuş benimde asıl sormak istediğim şekilde, bu değirmenin suyu nereden geliyor?

 

Futbolu bıraktıktan sonra fotoğrafçılık ve video çekim işi yapmaya başladım. Yazları dört ay Türkiye’de çalışıyorum. Para biriktirip öyle çıkıyorum yola. Yoksa olacak işler değil. Yollarda uzun süreli kalmak çok zor. Gezi tarzı da çok önemli. Ben ucuz yemekleri yiyorum, en ucuz yerlerde kalmaya çalışıyorum. Çoğu zaman çadırımda kalıyorum ve otostopla yolculuk yapıyorum. Bu sayede uzun süre yollarda kalabiliyorum.

 

 Günlük masraflarını karşılamak için çalıştığın oldu mu?

 

Yeme içme ve kalacak yer karşılığında çalıştığım yerler oldu. Tayland’ın kuzeyinde bir ailenin yanında üç hafta kaldım ve onlara işlerinde yardımcı oldum. Beni kendi çocukları gibi sahiplendiler. Sürekli aç olup olmadığımı soruyorlardı. Evimden binlerce kilometre uzakta başka bir ailem var artık. Gerçekten bu yaşadıklarımı, tanıdığım insanları, edindiğim dostlukları parayla satın alamazsınız.

 

Hayallerinin peşi sıra gitmek hepimizin sadece hayallerinde kalan bu arzu, sana neler kattı ya da senden neler aldı?

 

Öncelikle benden konfor alanımı aldı. Rahat, düzenli bir yaşamım yok, sevdiklerimden uzaktayım ama çok da önemli değil. Bana kattığı şeyleri nasıl anlatayım yaşamak lazım. Her gün yeni şeyler öğreniyorum ve kendime yaklaşıyorum. Korkmamayı değil ama korkularımın üzerine gitmeyi öğreniyorum. Saygı ve duygu kavramları her geçen gün başka bir boyuta eviriliyor bende.

 

Yola çıkan Mesut Çakar ve şimdiki Mesut Çakar aynı kişi mi, aradığını bulmaya ne kadar yaklaştın ya da bulabildin mi?

 

Uzun süre yolda olup aynı kişi olarak kalmak imkânsız bence. Bir sene önceki benle şu anki ben arasında bile çok fark var. Düşünceler ruh beden her şey değişiyor olumlu anlamda. Yollar bana kalplerimizin ne kadar geniş olabileceğini hatırlatıyor. Yaşamla dengeyi nasıl bulabiliriz? Mutluluk ortaya çıktıktan sonra huzur bulunabilir. Huzuru bulan kişi tam olduğunu ne artıp ne azalabileceğini idrak edebilir. Bunu idrak etmiş biri kendini olduğu gibi tezahür ettirebilir. Aramaya devam ediyorum kendimi, yanlışlarımı, olmam gereken kişiyi. Öyle hemen bulmak kolay değil. Ne kadar çok yaklaşırsam o kadar huzurlu olurum.

 

Peki yeter dediğinde geri dönmek mi, ruhunun ait olduğunu hissettiği yerde kalmak mı, geleceğin kafanda nasıl şekilleniyor?

 

Gelecekle ilgili şeyler düşünmek enerjimi boşa tüketir. Çünkü hiçbirimiz bir sene sonra bile nerede olacağımızı bilemeyiz. Hayat çok ilginç. Sürekli karşımıza yeni şeyler çıkıyor ne zaman yorulacağımı ne zaman duracağımı ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Şu an yolculuğumdan keyif almaya bakıyorum. Kendimi yola bıraktım. Beni nereye götürürse razıyım. Kalbimin sesini dinleyerek yol alıyorum tabii….

 

Aynı deneyimi yaşamak isteyenlere neler söylemek istersin? Yaşadıklarını kitaplaştırmayı düşünüyor musun?

 

Hiç korkmasınlar cesur olsunlar. Bu iş cesurların işi. Alışkanlıkları düzeni hayatı bırakmak dünyanın en zor işi biliyorum ama hayata bir kere geliyoruz. Bu hayatı en anlamlı şekilde yaşamalıyız. Evet yaşadıklarımı, gördüklerimi kitaplaştırmayı çok isterim. Bir kitap yazacak kadar yetenekli miyim o konuda emin değilim ama çok ilginç şeyler yaşamaya devam edersem belki denerim.

 

Son olarak neler söylemek istersin? İçinden gelenleri bizlerle paylaşır mısın?

 

Dünyada ve kendi içimde yaşanan olaylara tahammül edemediğim için çıktığım bir yolculuktayım. Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Kaybolmak istiyorum hiç bilmediğim yerlerde. Hepsi birikiyor kalbimde. Çok ağır bir yük oldu kaldıramıyorum. Çocukların ölmesine ağlamasına dayanamıyorum. Umarım savaşlar, ırkçılıklar, sömürüler biter. İnsanlar, kadınlar, çocuklar, hayvanlar huzur içinde yaşar. Tüm inançlara, insanlara saygının olduğu bir dünya diliyorum. Bu çok zor ama umut ediyorum bir gün böyle bir dünyada yaşarız diye.

 

 Buket Işıkdoğan Köse

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu