3I/Atlas
Kimi 29 Ekim 2025, Kimi Kasım 2025 diyor, Kimi ise Mart 2026..
Bir sabah.. Gökyüzü kalabalık, onlar ne diye düşünürken devasa bir uzay gemisi ve gemicikler olduğunu seslendiren haber spikerinin sesini duyup “geldiler” diye gülümsemek.
Şimdilik bir film karesini andırsa da bir uzay gemisi mi 17 gemiden oluşan koca bir filo mu bizi ziyaret edecek heyecanı ile düşeyazmaya başladık.
Uzun zamandır beklenen bu eylem için protokollerin hazır olduğu söylense de, Nasa’nın sansür uygulaması, çalışanlarını ücretsiz izne çıkartması şaşırtıcı. Tabii ki Nasa’nın kapıya kilit vurması imkânsız ama bir sansür uygulanıyorsa ve bu insanlığın kaderini belirleyecek ise yürekler ağıza gelebilir. Government Shutdown’nın arka planındaki sansürü (olası) 16 Mart’a dek öğrenmemiz zor görünüyor.
3I Atlas ile ilgili Nasa’nın sansürlediği bilgileri kenara bırakırsak, gökyüzünde uzay gemileri ile karşılaşmak değer sistemlerimizi, korkularımızı tetikler mi? Kolektif şoka girer miyiz? Sosyal medya yine keşmekeşe dönüp yalan, sanal, uydurma haberlerle dolar mı? Gündem arapsaçına döner mi? Toplum yıllardır uzaylılara taş atan masum köylüler kostümünden sıyrılıp, ilahi adalet, iyi ki, keşke, ben dedim abi, tüh nidalarını da ekleyerek yeni masallar mı uydurur ? Kolektif olarak birleşip voltran’ı oluşturur muyuz? Merak, anlamak istemek, çözüm istemek, kaos, korku… Dost musunuz? Düşman mı?
BÜYÜK RESET
Beta bilinci olmayan toplumlarda %30 inkâr ediyor, %50 dalga geçiyor, bozgunculuk yapıyor %10 araştırıyor, merak ediyor, %7 kısmen anlamaya çalışıyor, bilgiyi bilinç haline dönüştürüyor, %3 de içselleştirerek anlıyor, bilişsel yeniden yapılandırabilen, fütürist insanlar. Sahte bilim olarak kabul edilen, Remote Viewing, tekniği ile hiçbir kanıt olmadan uzaktan izleme, görüntüleme, zihinde algılama gibi çoğunun “psişik” diye adlandırdığı, düşman veya tehdit olarak tanımlanan olayın, kişinin aurası ile yatay kanallar ile iletişim kurulması ki doğrulanmış birçok olaya araştırıldığında ulaşılabilir.. Onlar Medyum mu? Yoksa hologram varlıklardan yayılan frekansları yakalayan seçilmiş insanlar mı? Platonik Mavi Dolunay dizisinde, uzaylılarla yıllarca iletişim kurmayı hayal eden karakterin “beni neden kaçırmadınız?” diye sorması gibi keyifli anlar da yaşar mıyız? Psikolojideki tabiri ile “denial” inkâr eder miyiz?
Seçilmiş, yetkin insanlar derken, kim yetkin? Kim seçilmiş? Yine bir tiyatronun içinde debelenip durur muyuz? Frekanslar, telapati? Din, inanç sistemleri? Evrende zaten hep konuşulan yalnız değiliz söylentisi gerçeğe döner mi? Finans? Borsa? Bankalar? Kripto paralar bizi bu güne mi hazırlamıştı? Altın yükselir mi? Büyük reset’e hazır mıyız? Yeni keşiflere hazır mıyız? Tıp ilerler mi? Kansere çare bulunur mu? Savaşlar biter mi? Kaos biter mi?
Sevgili uzaylı, %3’ün içindeyim, sizi anlıyorum. E hadi ben hazırım.
Burcu Tuna
 
 




