COP30’a geri sayım
Önümüzdeki günlerde Brezilya’da gerçekleşecek 30. İklim Konferansı’na (COP30) geri sayım başladı… Bugünden itibaren 4 hafta içinde, 10 Kasım’da başlayacak ve yaklaşık on gün devam edecek konferans öncesi, yeni haberler gelmeye ve iklim konusunda çalışanlar ve konunun meraklıları arasında ilgi artmaya devam ediyor.
Her şeyden önce; Brezilya’nın Belem kentinde gerçekleşecek COP30, şüphesiz ki Amerikan başkanının BM Genel Kurulu’nda iklim değişikliğini “uydurma” olarak tanımlamasının gölgesinde başlayacak. Ancak yine de bu seneden bazı önemli beklentiler var. Bunların başında gelenlerden biri Brezilya’nın iklim değişikliği konusunda yürünen yolda bütçe oluşturmak için attığı inovatif bir finansal adım olan TFFF (Tropical Forest Forever Facility) fonu ile ilgiliydi. İklim krizindeki finansman sorunlarını çözmek, Amazon ormanlarını ayakta tutmak ve yanı sıra; hedeflerine ulaşan ve ihtiyacı olan ülkelere kaynak yaratmak amacında olan TFFF, bugüne dek önerilmiş en büyük finansal mekanizma olarak dikkatleri çekmişti. Ancak gelen son bilgiler, 125 milyar dolarlık bu fonun COP30’a yetişmesinin mümkün olmayacağı yönünde.
İkinci önemli bir konu; Haziran ayında Brezilya hükümeti, Birleşmiş Milletler ve COP30 Dönem Başkanlığı’nın duyurduğu “Küresel Etik Değerlendirme” (Global Ethical Stocktake – GES) girişiminin ilk uygulanışına tanıklık edecek olmamız. Kısaca; ülkelerin iklim kriziyle mücadele için oluşturmayı taahhüt ettiği planlarda ne noktada olduklarına dair, eşit ve adil bir dönüşümü merkeze alan etik bir muhasebe süreci denebilir. Taahhütleri ne kadar ilerledi, emisyonlar azaldı mı, karneleri nasıl? İşte ilk defa uygulamasını göreceğimiz GES; teknik değerlendirmelerin insanlığa karşı ahlaki sorumluluk boyutuna odaklı yeni bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavramın ülkelerin çerçeve çalışmalarına ışık tutması, sadece teknik boyutlara değil, işin etik yönüne de odaklanılmasının gerekliliğinin altını çizmesi söz konusu. Haliyle bu yeni kavramın getireceği fayda ve sonuçlar merakla bekleniyor.

Prens William’dan Eartshot iklim ödülü
COP30’a hangi liderlerin, hangi isimlerin katılacağı bir diğer üzerinde durulan konu. Henüz birkaç gün önce, İngiltere Kralı’nın oğlu, veliaht Galler Prensi William’ın Kasım ayında Brezilya’da olacağı duyuruldu. Prens William, çevre konusunda hassasiyeti yüksek biri; 2021’de global çevre ödülü programı “Earthshot”ı başlattı. Bu yılki Earthshot Ödülleri, dünyadaki biyoçeşitliliğinin neredeyse beşte birine sahip olan ve Amazon ormanlarının da ev sahibi Brezilya’nın önemi nedeniyle, COP30 öncesi 5 Kasım’da Rio de Jenairo’da verilecek.
Özel bir mikroplastik filtresi ile tüm suların plastikten korunmasından, dünyanın bütünüyle geri dönüştürülmüş ilk gökdelenine, yeniden ağaçlandırma ve deniz koruma girişimlerine kadar 15 farklı finalistten 5’i ödül alacak ve bunlardan her birine de çalışmalarına destek olmak üzere 1 milyon Sterlin ödül verilecek. Bence İngiltere’nin bu programı, gelecekte “İklim Nobeli” gibi bir yere yerleşecek… Prens William, ödül töreninden sonra da 190’dan fazla hükümet temsilcisinin katılacağı COP30 toplantısına katılacak.
Hindistan da oyunda
Son olarak Hindistan’ın 2028 yılında yapılacak COP33’ün ev sahipliğini yapma talebiyle resmi bir başvuru yapmış olması dikkat çeken konulardan biri oldu. Henüz kesinleşmiş değil ama Doğu’nun bu kritik, yüksek nüfuslu üretim merkezinin böyle bir talebi olması başlı başına bir mesaj olarak görülüyor; Hindistan gibi dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olan bir ülkenin iklim konusuna bu seviyede eğilmesi, geleceğe dair bize önemli şeyler söylüyor olabilir. Her şeyden önce eşit ve adil bir dönüşüm gerekliliğin kesin olarak farkında olduğumuz bu günlerde, Hindistan’ın adaylığı – hele de samimi ve gerçek bir niyet olduğu konusunda fikir birliği oluşur ise – son derece hayati ve kritik bir niyet olarak okunuyor.
Bakalım COP 30, fosil yakıtlara ağırlık verelim diyen seslerin de giderek yükseldiği dünyamıza neler getirebilecek, izleyip göreceğiz…
Esin Sungur




