Yarınlar Bizim
“Okula çarıklarla gittiğimiz, çobanlık da yaptığımız bir çocukluktu bizimki. Babam türküler söylerdi, müziğe düşkündü. O zamanlar radyomuz yoktu. Radyosu olan bir yakınımızın duvarının dibine geçer, dinlerdim. Epey türkü ezberlemiştim. İlkokuldan sonra parasız yatılı öğretmen okulu sınavlarına girdim. Seçilen öğrencilerden biri oldum. Orada da müzik yeteneğimi keşfettiler. Ortaokul son sınıfta o zaman konservatuvarla eşdeğer müzik seminerlerinin Ankara’daki bölümünü kazandım. Lise 2’de ise Çapa’daki Öğretmen Okulu’na geçtim ve 1968’de İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’nde eğitimimi sürdürdüm. O sırada okulda müzik çalışmaları da yapıyorduk. İTÜ den yüksek mühendis olarak mezun oldum. İstanbul Telefon Başmüdürlüğü 2. şantiye amir yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Haliç’ten Büyükdere’ye kadar olan telefon alt yapısında emeğim vardır.”
Bu sözler 70lerin unutulmaz şarkısı “Yarınlar Bizim”i müzik dünyamıza armağan eden Ali Rıza Binboğa’dan..O şarkı ki 1975 Eurovision Türkiye halk oylamasının birincisi olmuş ancak jüri tarafından elenmişti. 50 kişilik jüride bir kişi hariç herkes sıfır vermişti bu güzel şarkıya. ‘Yarınlar Bizim’, halkın dillendiremediği özgürlük ve barış hasretine tercüman olmuştu. Bir umut olmuştu. Ama bu engel onun sözleriyle, besteleriyle ve tavırlarıyla pop müzik dünyamızın ses getiren bir karakter olmasını engellemedi.
Üzerinden eksik olmayan beyaz takım elbisesi ve bir aşağı bir yukarı inip kalkan sol yumruğuyla bir döneme damgasını vurmuş bir sanatçıdır Ali Rıza Binboğa. O yıllar en popüler, en sevilen sanatçı seçilirdi hep.. Şarkıları listelerin ön sıralarını paylaşırdı. Anadolu’yu şehir şehir, köy köy dolaşarak konserler verirdi. Sinema filmi çeker, ard arda 45 likler çıkarırdı.12 Eylül 1980 tarihine gelindiğinde fikirlerinden taviz vereceğine kendini geri çekmeye karar verdi. 12 Eylül’de sahneye çıkanlardan ahlak zabıtasından belge alınması istendi. Darbecilerin sahneye çıkması için istedikleri belgeyi almayı redetti ve hayatını idame ettirmek için tavukçuluk yapmaya başladı. Şartlar sanatçının tam onaltı yıl gibi bir süre sevenlerinden ayrı kalmasını gerektirdi.
“’Bir sanatçı için en önemli zorluk sevdiğinden uzakta kalmaktır. Sevgi gösterilerinden sokakta yürüyemez bir haldeyken vazgeçiyorsunuz, sizden vazgeçiliyor. Oysa sevilmek sanatçı için bir bağımlılık, öyle bir virüs, öyle bir hastalık ki bu. Ancak kendisi ile barışık olan insanlar bu badireleri atlatabilir”diyen Binboğa üye olduğu Mesam’da başkanlığına kadar yükseldi.İki dönem başkanlık yaptı. En son 2006 da
içinde Mustafa Kemal Marşı’nın da olduğu “Biz aşkı bahçelerden toplamadık “albümünü ulaştırdı sevenlerine.
Ali Rıza Binboğa, şimdilerde eşiyle beraber Edirne’de yaşıyor . 3 yetişkin evladı var.Bu arada Ali Rıza Binboğa’nın hayatının kitap olacağı bilgisini de verelim. Sonra o kitap film ya da dizi de olabilecek. Son sözler sanatçıdan..
“Benim pek bir benzerim çıkmadı. Ülkenin yarısı sövdü, yarısı ‘helal olsun’ dedi bana. Her çıkışım aykırı oldu. En çok dayağı da ben yedim. Ne yapsam birisinin işine gelmedi. Kişiler yaş alabilir ama eserler hep gençtir. “Yarınlar Bizim”‘ hep gençtir. Edirne’ye giderken TIR’cıların bulunduğu bir restorana girdik. Hanımla içeri girer girmez hemen bizi tanıdılar. Artık söyleyecek sözünüz kalmazsa yaşlısınızdır. Benim hep sözüm vardır. Bu ülkenin insanlarının her biri çiçek gibidir, bu çiçeğe bir halel gelmesin ve solmasın. Bu ülke insanları arasında barış olmazsa, seni de beni de üzer, seni de beni de insanlıktan çıkarır. Oysa karşılıklı saygı ve sevgi her şeyin çaresi olabilir”.
Erkan Sevinç
“




