Sakız Ağacım Çeşme

Bu öykü, bir ağacın köklerinden çok daha fazlasını anlatıyor. Hasan Tütüncüoğlu’nun azmi, sabrı ve doğaya duyulan sevgisiyle, Çeşme yeniden “sakız kokulu” bir geleceğe doğru yelken açıyor. “Doğru bir politika izlenirse Türkiye, Yunanistan kadar sakız üretimi yapabilecek kapasiteye ulaşabilir. Türkiye’nin iklimi, kaynağı ve en önemlisi insan gücü bu üretimi gerçekleştirmek için uygun” diyen Tütüncüoğlu ile insanın bakmaya doyamayacağı “Park Sakız Alaçatı” da keyifli bir sohbet..

“Önce öyküyü alalım. Biz seni reklamcı bilirdik”

“Evet , Ben billboard işi yapıyordum, o iş bir şekilde bitince başlattık biz herşeyi. Pandemi zamanıydı. Ben bu alana geldim. Çeşme’nin yerlisiyiz 1800 lerden beri. Sakızı biliyorduk faydasını falan. 200 yıllık sakız ağaçlarından 100 tane var bu bahçede. Tabiat varlıkları tarafından koruma altına alınmış . Çeşmede ise 1000 e yakın 100 yaş üzeri sakız ağacı var. Kimsenin umurunda değildi bu sakız konusu.Ne bakanlığın ne ilçe tarımın ne belediyenin. 2015 yılında 5 yıllık sakız eylem planı yapıldı. Yıl 2025 bir tane ağaç yok ortada.Taşın altına biz elimizi koyduk”

“Hiç bilmediğin bir işte mi?”

“İbrahim Topal’ı buldum. Sakızı bilen biri. “Sakız fidanını farklı yolla üretebiliyoruz” dedi. Havai köklendirme metodu ile. Birlikte işe koyulduk, ben de A dan Z ye işi öğrendim. Sakız adasından bir Türk var adı Mustafa Kemal. Eski Sakız Valisi’nin kızıyla evli.”Onu bul “dediler. Kendilerine ait 400 civarı ağaçları vardı. 1 sene istihdam ettim. Sakızın nasıl çizilmesi gerektiği vs öğrendim ve insanlara öğrettim. Bu arada rahatsızlanıp tekrar Sakız adasına döndü çok emeği vardır,hala görüşüyoruz”

“Öykü heyecanla devam ediyor”

“Bir yıl boyunca herşeyi kendimiz finanse ettik. İlk 5000 ağacı ürettikten sonra budama yapılması gerekti. Buradan kamyonlarla kestiğim dalları Seferihisar’daki tesise götürdüm. Orada talaş haline getirip buharda distile ettim. Çıkan ekstrakt farmakolojide kullanılan bir ürün oldu. Kemalpaşa’da Laber Kimya’da sakızlı ürünler yaptık. Ürünleri testing gibi arkadaşlarımıza dağıttık, müthiş geri güzel dönüşler aldık. Sakızlı ürünlerle ilgili o kadar çok bilimsel araştırma var ki. Farmakoloji ve kozmetik tarafı çok önemli. Medikal kozmetik dünyada yenilenebilir ve içersinde kimyasal olmayan bir tür.

Bana arazi verin dedim. Milli Emlak’a.projeyi anlattım. Ağaç dikmek için arazi lazım. Çeşme yarımadası tamamen sit. Sit alanlarına da ağaç dikme izni verilmiyor. Uzun uğraşlar sonrası “kozmetik organik tarım için ihaleye çıkabiliriz “ dendi.120 dönem yere olur verdiler. Sonra bu alanda güzel bir destinasyon alanı oluşturduk. Burada belediyenin bir müzesi de var. Bu ağaçlar 5 yıl içinde 1 ton damla sakızı üretecek seviyeye ulaşmış durumda. 1 milyon dolar kendi kaynaklarımızdan yatırım  yaptıktan sonra bir finansman modeli geliştirdim. Sakız ağaçlarına tabelalar koyarak , sertifikalar dağıtarak bağış toplamaya başladım. Bu ağaç Erkan Sevinç’indir gibi. İki  sene oldu. Projede.70 tane kurumsal firma, oda ,şahıs 7000 ağaç için bağışta bulundu. Çevre dostu her bireyi bağışta bulunmaya davet ediyorum.

Park Sakız Alaçatı’nın resmi açılışını da bugün yaptık. Her karışında emeğimiz , bütün detaylarında fikrimiz olan müthiş bir alan kazandırıldı Çeşmemize.. Fikirlerimize değer veren, projenin her aşamasında arkasında duran Başkanım Lal Denizli’ye, en baştan beri “Sakız Ağacım Çeşme” projemizi gönülden destekleyen ve hep yanımızda olan Çeşme Kaymakamımız Mehmet Maraşlı’ya , tüm oda ve dernek başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Lal Başkanla bu yıl 20 bin,  5 yılda 100 bin ağaç hedefimiz var.Tabii kadın istihdamı burada çok önemli. Sakız ağaçlarının çizilmesi, toplanması ve temizlenmesi süreçlerinde 12 ay boyunca çalışabiliyorlar. Evdeki yaşlılar, engelliler ve diğer ev halkı da projeye dahil olabiliyor. Kooperatifler var. Mikro aile işletmeleri var. Ürettiklerinde 90 eurodan biz alıyoruz. Üretici için karlı bir model”

“Yunanistan tarafı isyanlardadır”

“Aynen. Yunanistanda büyük tepki var buradaki üretime. Meclise bu konuda gensoru bile verildi. “Türkler Sakızımızı Çalıyor” diye reklam kampanyaları yaptılar. Avrupa Birliği sakız sadece sakız adasında yetişir diye bir ayrıcalık vermiş. Avrupa Birliği’nde konuyla ilgili bir komisyon kuruldu, orada da bir savaş veriyoruz. Sakız Adası’nda yetişen sakız ile Çeşme’de yetişen sakız aynı kökten gelmektedir. Üretilen ürünleri uluslararası laboratuvarlarda teste gönderdik ve yüzde 99,9 oranında aynı ürün olduğunu doğruladık. Aynı içerikler ve 40’a yakın alt maddeye sahip, Sakızlı dondurma, sakızlı kahve, sakızlı kurabiye ve sakızlı muhallebi gibi ürünlerde kullanılıyor. Dediğim gibi sakızın bilimsel faydaları da çok fazla. Kozmetik ve farmakoloji alanlarında mide, kanser, diyabet ve vücuttaki iltihaplar ile ilgili onarıcı ve tedavi edici özellikleri olduğu yüzlerce tıbbi makale ile kanıtlanmıştır. Ayrıca yapılan denemeler sonucunda sakızın kozmetik sektöründe de yaraların, çiziklerin ve lekelerin tedavisinde etkili olduğu kesin”

“Sakız ağacı da bir canlı. Nasıl bir canlı?”

“Sakız ağacı dünyanın yalnızca Sakız Adası ve Çeşme yarımadasında yetişebilen özel bir ağaç. Sakız ağacı çok zor şartlarda bile yetişebiliyor. Toprak seçmiyor, çok su istemiyor. Buradaki rüzgara ihtiyacı var.150-200 yıl yaşar”

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu