Mutlu fotoğraflardaki mutsuz insanlar konuşsa..
Eskiden mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırırdı; bu kez geçtiğimiz Nisan ayı devraldı görevi!
Kar, dolu, fırtına..Nisanda görülmedik türden!
Bir çok ilde ‘deprem yoklamaları’..
Beni de unutmayın!
Yakıp – yıktığımız, kirlettiğimiz doğanın intikamı mı yoksa?
Pek de umurumuzda değil; derdimiz günü kurtarmak!
Zorlu günlerdi; karışık!
ABD ile Çin arasında ticaret savaşları..‘Yarın ne olacak’ endişesi!
Elbette Avrupa ‘önemli pazar’ , bu yüzden söz sahibi ama farkında mı ?
Ekonomide ‘tehlike çanları’. Sadece yapay zeka tehditi ile değil; sanayide daralma, iş hayatında küçülme rüzgarlarının getirdiği ‘işten olma’ korkusu..
Stagflasyon ve işsizlik!
İşçi ve emekçi için ‘işinden olma’!
Zenginlerin dilinde farklı bir söylem:‘Dışarıya terfi’!
Kovulmak, işten atmak değil; ‘out’ etmek!
Dışarıya terfi; ha!
Oh ne ala!
Türkiye’nin gündemi de ‘iç ve dış’ karışık!
ABD – Çin gerginliği ‘kırılgan ekonomimizde’ ana konulardan..
Bir de Güney Kıbrıs’ta elçilik açan ‘dost bildiklerimiz’!
Ekrem İmamoğlu da bir süre daha ‘gündemde’! Kendisi bu işten ne kadar memnun bilinmez, ama CHP Lideri Özgür Özel ‘in mutluluğu gözlerinden belli!
Işıl ışıl..Her yerde İmamoğlu rüzgarı, her yerde Özel..
Çarşı – pazar, çay ocağı – kahve müdavimleri iki bölü iki; bölü iki modunda!
Kızmayın; açayım; CHP ağırlıklı muhalif kesimin yarısı ‘Özgür Özel’den yana’.
‘İyi muhalefet yapıyor ‘ görüşünde..
Pastanın diğer yarısı hoşnutsuz:
‘Olmuyor, yapamıyor. İmamoğlu rüzgarı olmasa gidici ‘..
Böyledir Aslan sosyal demokratlar!
Tanısanda tanımazsın; anlasanda anlamazsın!
Ya öteki ‘bölü’!
Onlar da Cumhurcular..
Bizim İzmir işi ‘karışık yengen’!
Ak Parti var, MHP var, BBP var, başka partiler de!
Özel’in ’İmamoğlu’nun dublör Cumhurbaşkanı ‘ söylemine takmışlar!
Şaka ile karışık lafı koyuyorlar gediğine:
‘Geliyor geliyor 23 Nisan Cumhurbaşkanı geliyor..’!
Ahali de işi tam anlamamış! Birbirlerine soruyorlar :
‘Canım İmamoğlu çıkar; olur Cumhurbaşkanı. Ha Mansur, ha Özgür, çekilecek elbette kenara..’
‘Nasıl olsa çıkacak, çıkana kadar, bakar bizimkiler.. Bir alalım da seçimi’..
Vaziyet bu!
Neyse ki bayram iyi gelmiş; gerginlik biraz azalmış! Çarşı – pazardaki pahalılık mı?
Alışılmış ne! Vallahi çağla badem 250 , çilek 300,kıl tatlı biber 120, 6 soyulmuş enginar 250 lira..Ayrıca..
Hep ucuz uçak bileti peşindeki ‘mutlu ahali’ de ‘leyleği havada gördüm ‘ sevinci!
Neymiş ‘bol bol seyahat ‘ edeceklermiş! Yahu dolar 40 ,Euro 45 sınırında!
Bu neyin havası?
Karşıt cephe ‘muhalif’: Bir soğuk, bir sıcak..
Eeee?
Leylekler mi şaşkın; bizimkiler mi; vallahi kararsızım!
Yahu şu sen/ ben, ak/ kara tartışmalarımıza leylekleri alet etmesek bari!
Selahattin Demirtaş hala, Ümit Özdağ, Ekrem İmamoğlu ve gençler içerdeler; beyler! Haydi bir Silivri ziyareti, sonra şenlik, halay!
Neler olduğunun, neden olduğunun farkında mıyız?
Türk edebiyatının önemli ismi Necip Fazıl Kısakürek şöyle demişti galiba:
‘Halimi düşünüp yanma Mehmed’im../.. Daha ölmedim../ Yarın elbet bizim, elbet bizimdir/ Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir..’.
Beyler! Beyler!
‘İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı’ demişti bir kitabında, bir yerde büyük Usta Sabahattin Ali; okuyucularım sevgi ve hayranlığımı bilir..
Hepimiz için öyle değil mi? Hep bir yerde, bir konuda, bir şey, biri, bir konu için yarım sözlerimiz yok mu? Söylemek isteyipte söyleyemediğimiz! Söylesekte tamamlayamadığımız!
Dudaklarımıza kadar itekleyip de özgür kılamadığımız!
O yüzden değil mi; mutlu fotoğraflar; ama mutsuz insanlar!
Yüzümüzdeki zoraki gülümsemelerin ardında içimizde sakladığımız yangınlar!
Hep yarınlara ertelerken yutkunmalar arasında tükenen umutlar!
Keyifli, sevgi ve sohbet dolu ‘çay keyfi özlemleri’!
Ve yine bir başka idolüm; Oğuz Atay; yine ‘tutunamayanlar’
Bir gün, bir yerde, hiç değilse bir insana tutunabilme umudu ile..
Dr.Hakan Tartan