Mitolojinin İzinde Beş Şehirlik Buluşma Tamamlandı
“İnsanlığın Ortak Hikâyesi” sloganıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Mitoloji Film Festivali, 22–30 Eylül 2025 tarihleri arasında İzmir, Aydın, Manisa, İstanbul ve Çanakkale’de gerçekleşti. Sinema, edebiyat, müzik, arkeoloji, gastronomi ve dijital kültürü buluşturan festival; 5 kent, 10 farklı mekânda düzenlenen 9 film, 13 gösterim, 3 konser, 1 dinleti, 2 yarışma, 14 söyleşi ve panel ile toplam 22 konuşmacıyı izleyicilerle buluşturdu.
Direktörlüğünü Gülşah Elikbank’ın yaptığı, Sanat Yönetmenliğini Gökmen Küçüktaşdemir’in üstlendiği festivalin öne çıkan anlardan biri, İsveçli topluluk YoJuliet’in Selma Lagerlöf’ün eserinden uyarlanan Mauritz Stiller’in 1923 tarihli sessiz filmi Gunnar Hedes Saga eşliğinde verdiği konser oldu. Mitolojik öğelerle örülü bu melodramı yüz yıl sonra canlı müzikle yeniden canlandıran YoJuliet, ayrıca Tralleis Antik Kenti’nin tarihi atmosferinde gerçekleştirdiği özel konserle festivalin en unutulmaz deneyimlerinden birini yaşattı. Çanakkale’de ise Yunanistan ve Kolombiya arasında üretim yapan yönetmen Spiros Stathoulopoulos, Cavewoman filmi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.
Festivalin kapanışında, “Ülgen (İyilik)” Ödülü yönetmen Derviş Zaim’e, “Mergen (Bilgelik)” Ödülü arkeolog Prof. Dr. Necmi Karul’a verildi. Kısa film yarışmasında ise İlyas Soner Yıldırım, Alkarısı filmiyle ödüle değer görüldü. Bu yıl LUGAL Games iş birliğiyle programa eklenen Dijital Oyun Yarışması’nın En İyi Oyun Ödülü’nü ise Anathex isimli oyunlarıyla Holy Marmot ekibi kazandı.
İzmir (22-23-24 Eylül)
Festival, 22 Eylül’de İzmir Konak Pier’de başladı. “Mitoloji ve kadın” temalı kısa film seçkisinin gösterimiyle açılan festivalin ilk gününde, Aşçı Fok Nurdan Çakır Tezgin’in katılımıyla “Mitolojik Lezzetler Sohbeti” düzenlendi. Aynı gün Fransız Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Erkan Sevinç moderatörlüğünde; Dr. Gökçe Kurt, “Psikanaliz, Mitoloji ve Çocukluk” başlıklı konuşmasıyla Gülçin Önel ise, Christian Petzold’un Undine (2020) filmi üzerine değerlendirmeleriyle yer aldı. Söyleşilerin ardından Undine filmi gösterildi.
23 Eylül Salı günü festival programı Konak Pier’de, mitolojik müzik dinletisiyle başladı; Doç. Dr. Serkan Çelik’in tanıttığı Hermes Lyrası izleyicilere unutulmaz bir deneyim sundu. Ardından Prof. Dr. Yasemin Polat “Kahramanın Yolculuğu” başlıklı konuşmasında mitolojik kahraman arketiplerini ele aldı; Yasemin Talaz Bayraktaroğlu ise psiko-mitolojik açıdan kahraman temasını değerlendirdi. Söyleşilerin ardından Süpermen (Superman – 2025) filmi izleyiciyle buluştu. Aynı gün İtalyan Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Akın Ersoy ve Rıdvan Gölcük’ün katılımıyla bir söyleşi gerçekleşti. Söyleşinin ardından Ülkü Sönmez’in yönettiği HisTroy filmi izlendi.
24 Eylül Çarşamba günü program, Fransız Kültür Merkezi’nde başladı. Buket Calp moderasyonunda gerçekleşen söyleşide Efe Elmas mitoloji ve günümüz sanat ilişkisine dair değerlendirmelerini paylaştı. Söyleşinin ardından Hiner Saleem’in yönettiği The Mountain (Dağ, 2022) filmi gösterildi. Aynı akşam Konak Pier’de festivalin en dikkat çeken etkinliklerinden biri düzenlendi. İsveçli topluluk YoJuliet, Mauritz Stiller’in 1923 tarihli sessiz filmi Gunnar Hedes Saga eşliğinde canlı bir konser verdi. İsveç’in ilk Nobel Edebiyat Ödüllü kadın yazarı Selma Lagerlöf’ün eserinden uyarlanan film, mitolojik öğelerle örülü melodramatik anlatısıyla öne çıkıyor. YoJuliet’in performansı, yüz yıl önce sessiz beyazperdeye taşınmış bu yapımı canlı müzikle yeniden canlandırarak izleyicilere benzersiz bir deneyim sundu.
Aydın (25 Eylül)
Festivalin dördüncü günü 25 Eylül’de Aydın’da gerçekleşti. Sabah saatlerinde Nevzat Biçer Konferans Salonu’nda çocuklara yönelik Earwig’in Şarkısı (Earwig and the Witch, Gorō Miyazaki, 2020) filmi gösterildi. Ardından öğleden sonra Ülkü Sönmez’in yönetmenliğini üstlendiği HisTroy filmi izleyicilerle buluştu.
Günün akşam programı ise Tralleis Antik Kenti’nde düzenlendi. YoJuliet topluluğu, antik kentin tarihi atmosferinde gerçekleştirdiği konserle izleyicilere eşsiz bir deneyim sundu. Grup, klasik sessiz filmlere canlı müzik eşlikleriyle bilinirken, bu kez mitoloji ve edebiyat temalarını antik bir mekânda yeniden yorumladı.
Konserin ardından Özlem Ertan, Hitit mitolojisinden bir masal anlatarak izleyicileri sözlü kültürün izlerine taşıdı. Program, “İnsanlığın Ortak Hikâyesi” başlıklı söyleşi ile tamamlandı. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Murat Çekilmez’in üstlendiği söyleşiye Prof. Dr. Pınar Fedakâr, Prof. Dr. Aynur Civelek ve Gülşah Elikbank konuşmacı olarak katıldı.
Manisa (26–27 Eylül)
Festivalin üçüncü durağı 26–27 Eylül tarihlerinde Manisa oldu. 26 Eylül akşamı Atatürk Kent Parkı’nda arkeolog-yazar Özlem Ertan’ın Hitit Masalları anlatımıyla başlayan program, Gökmen Küçükdemirtaş moderatörlüğünde düzenlenen “İnsanlığın Ortak Hikâyesi” başlıklı söyleşiyle devam etti. Söyleşide festival direktörü Gülşah Elikbank, Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, Dr. Sacide Çobanoğlu ve Aigai Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin konuşmacı olarak yer aldı. Gün, Hayao Miyazaki’nin Küçük Deniz Kızı Ponyo (Gake no Ue no Ponyo, 2008) filminin gösterimiyle sona erdi.
27 Eylül’de ise yine Atatürk Kent Parkı’nda bu kez Claude Barras’ın yönetmenliğini üstlendiği, stop-motion tekniğiyle çekilmiş Kabakçığın Hayatı (Ma Vie de Courgette, 2016) filmi izlendi.
İstanbul (27–28 Eylül)
Festivalin İstanbul programı 27 Eylül’de Beyoğlu Sineması’nda başladı. Günün ilk etkinliği, Özge Cevher Yüksel’in katıldığı “Köklerimizin İzinde” başlıklı söyleşi oldu. Ardından Mauritz Stiller’in sessiz filmi Gunnar Hedes Saga (1923) gösterildi; İsveçli topluluk YoJuliet, film boyunca gerçekleştirdikleri canlı performansla izleyicilere eşsiz bir deneyim sundu. Günün son bölümünde İsveç Araştırma Enstitüsü’nün katkılarıyla düzenlenen panelde, Selma Lagerlöf’ün edebiyat mirası ele alındı. Moderatörlüğünü Dr. Olof Heilo’nun üstlendiği panelde Prof. Dr. Anna Mariana Bohlin ve Prof. Dr. Helena Bodin konuşmacı olarak yer aldı.
28 Eylül’de program, Beyoğlu Sineması’nda devam etti. Senaryo yazımı ve yapım süreçlerine odaklanan atölye ve söyleşiler günün ilk yarısını oluşturdu. Ömer Genç’in “Mitolojik Bir Hikâye Nasıl Senaryolaşır?” başlıklı atölyesinin ardından, Burhan Özkan “Bir Senaryo Yapımcı ile Nasıl Buluşur?” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Ardından Özlem Ertan, “Mitoloji ve Semboller” konulu konuşmasında mitolojinin günümüz sanatındaki izlerini tartışmaya açtı. Günün akşamında ise Önder Şengül’ün Balinanın Bilgisi filmi ekip katılımıyla İstanbul’da ilk kez izleyiciyle buluştu.
Aynı gün İstanbul Rami Kütüphanesi’nde de paralel bir program düzenlendi. Prof. Dr. Hasan Keseroğlu ve Prof. Dr. Bülent Yılmaz “Antik Kütüphaneler ve Felsefe” başlıklı söyleşide kültürel hafızanın izlerini değerlendirdi. Ardından “Hikâyeden Filme” başlığıyla bir dizi konuşma yapıldı. Ayşegül Çamur, Tümay Özokur ve Kenan Doğru’nun katılımıyla gerçekleşen bu oturumda hikâye geliştirme, oyunculuk süreçleri ve kamera arkasının dinamikleri farklı yönleriyle ele alındı.
Çanakkale (29–30 Eylül)
Festivalin son durağı 29–30 Eylül’de Çanakkale oldu. Program, 29 Eylül’de Troya Müzesi’nde kısa film yarışmasının finalist seçkisiyle başladı. “Mitoloji ve Kadın” teması kapsamında finale kalan dört yapım Alkarısı (İlyas Soner Yıldırım), Güntülü Diye Biri Yok (Fatih Yalçıntaş), Hatırlanacak Ne Var? (Oğuz Akyol) ve Tavuk Suyuna Çorba (Deniz Büyükkırlı) izleyiciyle buluştu. Gün, Önder Şengül’ün yönettiği Balinanın Bilgisi filmiyle devam etti. Film, insan–doğa ilişkisini şiirsel bir dille işleyerek ekolojik hafıza ile mitolojik düşünce arasındaki bağları görünür kılıyor.

İyilik ve Bilgelik Ödülleri Ülgen ve Mergen’e..
30 Eylül’de Troya Müzesi’nde festivalin kapanış etkinlikleri düzenlendi. Yunanistan ve Kolombiya arasında üretim yapan yönetmen Spiros Stathoulopoulos, sinema eleştirmeni Kerem Akça ile, Euripides’in Elektra trajedisinden yola çıkarak Nazi işgali altındaki Yunanistan’da bir kadın direnişçiyi odağına alan filmi Cavewoman üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Stathoulopoulos, “Son filmimde Elektra mitine postmodern bir yorum getirmeye çalıştım. Bu nedenle böyle tematik bir festivalde olmak benim için anlamlı” dedi.
Söyleşinin ardından düzenlenen ödül töreninde festivalin simgesel ödülleri sahiplerini buldu. Ülgen (İyilik) Ödülü, sinemada etik ve estetik katkılarıyla öne çıkan, anlatım gücü ve özgün diliyle uluslararası saygınlık kazanan yönetmen Derviş Zaim’e takdim edildi. Ödül sonrası konuşmasında Zaim, Troya’nın mitlerle özdeşleşen bir mekân olarak kendisi için taşıdığı özel anlamı vurgulayarak şunları söyledi: “Mit dendiği zaman akla ilk gelen mekânlardan bir tanesi Troya. Dolayısıyla burada mitlerle ilişkilendirilen Ülgen ödülünün bana verilmiş olması ayrı bir mutluluk kaynağı. Çünkü buranın ne anlama geldiğini biliyorum. Bu inceliği düşündükleri için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarımı da yine değer araştırması üzerine oturtmaya ve filmlerime devam edeceğim. Mitler ve menkıbeler önemli bir kaynak olacak. Burada bu ödülü almak, bu konudaki isteğimi kamçıladı, mutluyum.”
Mergen (Bilgelik) Ödülü ise Göbeklitepe ve Taş Tepeler Projesi başta olmak üzere Anadolu’nun en eski uygarlıklarına ışık tutan çalışmalarıyla tanınan arkeolog Prof. Dr. Necmi Karul’a verildi.
Ülgen ve Mergen ödülleri, arkeolog ve seramik sanatçısı Hülya Akyol tarafından özel olarak tasarlandı. Seramik şaman davulu formunda üretilen eserler, toprağın hafızasını ateşin dönüştürücü gücüyle birleştiriyor. Kazıma ve kabartma tekniğiyle işlenen mitolojik figürler, 1040°C’de iki kez fırınlanıp sırlanarak tamamlandı. Bu tasarımlar, geçmiş ile gelecek arasında simgesel bir bağ kurmayı amaçladı.
En İyi Kısa Film: Alkarısı
Kısa Film Yarışması ödülünü ise Alkarısı ile İlyas Soner Yıldırım kazandı. Alkarısı, yeni doğum yapmış bir annenin köyde giderek artan korkularını ve bebeğini hedef alan mitolojik bir varlığın gölgesini bugüne taşıyan anlatısıyla dikkat çekiyor.
Yıldırım, Alkarısı mitini sinemaya taşıma sürecinde en büyük kolaylığın bu figürün hâlâ gündelik yaşamda izlerinin bulunması olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Yeni doğan bebeklerin ilk kırk gün evden çıkarılmaması, annenin başına kırmızı kuşak bağlanması ya da misafirlere lohusa şerbeti ikram edilmesi gibi ritüellerin kökeninde Alkarısı’ndan korunma inancı yatar. Bu nedenle, hâlâ yaşayan bir mit olması senaryo sürecini kolaylaştırdı.” Filmi çocukluk anılarından beslenen kişisel bir hafızayla da ilişkilendirdiğini ifade eden İlyas Soner Yıldırım şöyle devam etti: “Alkarısı’nı ilk kez küçük yaşta anneannemden ve Karadeniz’deki komşu kadınlardan duymuştum. O hikâyeler, aramızda artık olmayan kadınların bana bıraktığı bir armağan gibi.” Yıldırım, gelecekte Alkarısı’nı uzun metraj formatında yeniden ele almak istediğini de sözlerine ekledi.
En İyi Dijital Oyun :Anathex
Festival kapsamında, LUGAL Games iş birliğiyle düzenlenen ve genç geliştiricilerin mitolojik mirastan beslenen yaratıcı fikirlerini güncel teknolojilerle buluşturmasını teşvik eden Dijital Oyun Yarışması, festivalin dikkat çeken etkinliklerinden biri oldu. Yarışmanın çıkış noktasını ise, mitolojik temaların dijital oyunlar aracılığıyla yeniden kurgulanarak gelecekte sinemaya taşınabilecek özgün anlatılara dönüşme potansiyeli oluşturdu.
Yarışmanın sonunda, Holy Marmot ekibi Anathex oyunu ile En İyi Oyun ödülüne değer bulundu. Ash&Pause ekibi İntikamın Destanı ile En İyi Hikâye ödülünü kazandı. White Beard Games ekibi Anatolian Checkers ile En İyi Sanat Tasarımı ödülünün sahibi olurken, Sanghi Studios ise Folk Tales: Alageyik ile Jüri Özel Ödülüne layık görüldü.
III. Uluslararası Mitoloji Film Festivali; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ve Türk Hava Yolları’nın desteğiyle; Fransız Kültür Merkezi, Goethe Enstitüsü, İsveç Konsolosluğu, İtalyan Kültür Merkezi, TV9 İzmir ve Marmara Üniversitesi Mxincubation iş birliğiyle düzenlendi. Tüm gösterim ve söyleşiler halka açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirildi.
Direktörlüğünü Gülşah Elikbank’ın yaptığı, Sanat Yönetmenliğini Gökmen Küçüktaşdemir’in üstlendiği festivalde sosyal medya danışmanlığını ise Alişan Özaydın yaptı.



