Cahille konuşmayı kestim
The Banshees of Inisherin
Yönetmen ve senaryo : Martin McDonagh.
Oyuncular : Colin Farrel, Brendan Gleeson, Kerry Condon, Barry Keoghan.
“The Banshees of Inisherin” kara mizahın birleştiği gerçekçi damarla etkileyici bir alegori sunuyor. ‘İnsanların ayrışması nasıl olur bunun sonuçları ne doğurur?’ sorusuna verilen bir yanıt. İnisherin adlı kurmaca bir adada 1923 yılında yaşanan olaylar dostluk, düşmanlık, cahillik, muhafazakarlık, sapkınlık konuları arasında dolanıyor. Didaktik anlatımın kolaycılığına sapmadan, karakterlerin doğal yaşamları üzerinden yazılan metin/alt metin çarpıcı. En güzel yanı da bugünün toplum yapısına ayna tutacak kadar güncel olması. İnsanoğlu ilişkilerinde ne yazık, büyük bir ilerleme kaydetmemiş.
Ana karada 1923 iç savaşının sürdüğü İrlanda’nın açıklarındaki bu sahipsiz, terk edilmiş gözüken, sessiz adada yaşananlar, yönetmenin yarattığı masalsı atmosferin içinde çarpıcı bir öyküye dönüşüyor.
İrlandalı yönetmen Martin McDonagh 2017’de, yönettiği ve yazdığı “3 Bilboard Ebbing Çıkışı, Missouri” ile 7 Oscar adaylığı kazandı. Bu filmdeki performanslarıyla Francis McDormant ve Sam Rockwell iki oyunculuk Oscar’ı kazandılar.
İrlanda topraklarında çektiği ilk filminde sade, süssüz anlatımını güçlendiren mükemmel oyunculuk performansları yine alıyor. Yazdığı karakterlere yakışan oyuncuları seçmesini iyi bilen bir yönetmen. Bu film her şeyden önce yarattığı atmosferle hikayesini sarmalıyor.
Uzaktaki ana karadan silah ve çarpışma seslerinin duyulduğu Inisherin adasına tepeden bir bakışla açılır perde. İyi iki arkadaştan Colm (Brendan Gleeson) Padraic’e (Colin Farrel) artık onunla arkadaşlık yapmayacağını söyler. Herhangi önemli bir neden göstermeden ondan sıkıldığını ifade eder. Padraic bu ani kararı anlayamaz, anlam veremez, küskünlüğün nedenini ısrarla sorar. Acaba her gün düzenli ziyaret ettikleri meyhanede sarhoşken ağzından kırıcı sözler mi kaçmıştır? Soruşturur, böyle bir olaya kimse tanık olmamıştır. Onun barışma tekliflerine karşın Colm konuşmamakta kararlı olduğunu ısrarla tekrarlar. Onun boş sohbetlerle vaktini çaldığını, kemanıyla yaptığı bestelere odaklanmak istediğini söyler. Hem de sert, kırıcı bir tavırla. Ve Padraic her konuştuğunda koyun kırpma makasıyla bir parmağını keseceğini vurgular. Kimsenin bu sözlerine inanası gelmez. Hayatının tek meşgalesi kemanıdır, parmaksız nasıl çalabilecektir? Keman çalan bir insanın parmaklarını feda etmesi kadar mantıksız ne olabilir ki ?
Öyküde tek aklı başında, kitap okuyan, sağ duyulu karakter olan Padraic’in ablası Siobhan (Kerry Condon) böyle şeylerin dostlar arasında olabileceğini, biraz uzak durmasını öğütler. Yaşadıkları küçük yerin yarattığı can sıkıntısı olabileceğini söyler. Köyün deli dolu genci, polis Garda Peader’in(Gary Lydon) oğlu Dominic (Barry Keoghan) Padraic’e arkadaşlık eden tek kişi olarak kalır.
Padraic sorunun kendisinde olduğunu düşünmeye başlar. Kendi kendisine sorar: “Ben sıkıcı biri miyim? yoksa çok mu aptalım? yok, yok olamam, Dominic en aptal köylü.”
Her geçen gün kendisiyle olan şüpheleri artar. Köyün en aptalı Dominic’in yemek sofrasında söylediği Fransızca “touché” kelimesinin anlamını nasıl bilemem? Padraic’in gittikçe öz güveni azalır. Köyün tek sosyalleşme mekanı her şeyin yaşandığı, alttan veya üstten yorumlandığı yer meyhanedir. Bir gece sarhoş olan Padraic artık Colm’un kibar olmadığını yüzüne söyler. Colm buna karşılık yıllar sonra kibarlığın değil yaratıcılığın hatırlanacağını söyler. Yarım yamalak kulaktan dolma bilgiyle bir Mozart örneği verir, bir kez daha aşağılar. Son olaylar sonrasında ikisi arasında ortam iyice gerilmeye başlamıştır. Sevgili eşeğinin başına gelenler son nokta olur. İyi niyet artık yoktur.
Kişisel hikayenin nüvesinde toplumsal ayrımcılığın saçma sapan nedenlerle ortaya çıkabileceği ve bunun gittikçe dozunun kontrol edilemeyeceğini anlatır. Küçük ve anlamlı bir hikaye var karşımızda. Ana karada yaşanan savaşın nedenlerinin bir yansıması mıdır? Bilinmez… İnsan oğlu karşılıklı toleransı yitirdiği anda her türlü toplumsal melanet doğabilir.
Yan karakterlerin çok güzel çizildiği bir öykü kaleme almış McDonagh. Shakespeare eserlerindeki eli sopalı, kötü kehanetçileri anımsatan Bayan McCormick, kötücül sapkın polis Garda Peader, dini itikatı şüpheli papaz, köyün bir nevi sosyoloğu rolündeki meyhaneci Jonjo dostlar arasındaki husumette önemli roller üstleniyorlar. Alttan alta çok öne çıkmadan. Sevimli eşek Jenny bile önemli bir karakter olarak yazılmış.
Oyunculuklarda Colin Farrell ve Brendon Gleeson öne çıksalar da Barry Keoghan benim favorim oyuncum oldu. Ele avuca sığmaz, ezik, avare bir karakter bu kadar mı güzel oynanır. Colin Farrell performansı şu ana kadar 30’dan çok ödüle layık görüldü. 95. Oscar’ın da en büyük favorilerinden. Ablasını oynayan Kerry Condon ise aday gösterildiği yardımcı kadın oyuncu ödüllerinden tam tamına 18 tanesini kazandı. Oscar ödüllerinde 9 dalda yarışacak olan film senaryo ödülünün en büyük favorisi.
Emin Yeğinboy




