Bir millet düşüyor

Yazlık beldeler ya asıl sahiplerinin, ya uyanık yabancıların!
Bodrum, Çeşme, Marmaris, Kuşadası, Ayvalık ‘yeniden keşfedilmiş ‘.
Yaşı kemale ermiş ‘mutlu yabancı emekliler’ gözde tatil beldelerimizde ‘ kış yaşamının tadını çıkarıyor ‘.Buralarda ne kışı? İnsanlar mutlu!

Çarşı- pazar pahalı da; bize!
Dolarla , Euro’yla kazanan mutlu!
Her gittikleri yerde ‘happy end’.
Paraları kıymetli..

Bizim emekliler domatesi, salatalığı, barbunyayı bıraktı; karnabahar, ıspanak, patates/ soğan telaşında. Onlar da ‘yakıyor’. 50 liradan ucuz bir şey yok!
Dallarda limon, mandalina; bazı yerlerde hayvanlara yem; bizim çarşı- pazarda 30-40 lira! Ne iş?

Sinüs değil, cosinüs değil; millete hep ‘dar açı’; bu kadar zor mu bu işi çözmek?
Demek ki zor, çözmek istemeyince her şey zor!

Asgari ücret ne olacak ? Ama ne fayda! Aynı ay eriyip bitiyor..

Ufak – tefek yeni yıl hazırlıkları. Eski yıl ne getirdi de; yenisine bel bağlayalım!

İbn- i Sina ne güzel söylemiş:
‘İyimser olmak; ilaçların yarısıdır. Sabır ise şifanın ilk adımıdır’.
İyi de Ustam; iyimser ola ola Polyanna’yı geçtik; sabrede ede derviş olduk da; murada eremedik!

Bir döneme damga vurmuş bir filmdi; Bir millet uyanıyor.
Nazif Tepedenlioğlu’nun romanından Ertem Usta’nın (Eğilmez)  unutulmaz uyarlaması. Kartal Ağabey de(Tibet) muhteşem bir oyunculuk sergilemişti.
Ben seyrettim yıllar sonra.

Yeni kuşağın romanı da, filmi de bildiğini sanmam. Nereden mi aklıma düştü?
Pazar turunda baktım bir gazeteci vatandaşa soruyor; ‘ fiyatlar düşüyor mu?’.
Bizim Neriman Abla türevi emekli öğretmen büyüğümüz cevabı yapıştırdı:
‘Fiyatlar düşüyor mu? Ne düşmesi evladım; Ateş pahası, ateş pahası. Biz düşüyoruz, millet düşüyor; bilmem farkındalar mı?’.
‘Bir millet uyanıyor ‘dan ‘Bir millet düşüyor ‘a!
Vay vay!

Keyfim kaçtı. Millet gerçekten zorda.Gidiş doğru gidiş değil!
Üretici kazanamıyor; malı götüren aracı! Tüketici perişan.
Çözüm ; ‘kooperatifçilik, üreticinin desteklenmesi ‘ diye başlasam boş felsefe!
Çok meraklısı eski Milliyet ‘Ekotarım’ köşemde her şeyi anlattım!
Anlattım da. Neyse ; ağzımı bozmayayım!
Lafla peynir gemisi yürümüyor!
Aç insanın gözü de hiç bir şey görmüyor.

Alışveriş filan yapmadan da tornistan eve. Bu halde bir şeyler alıp ‘tıkınsam’ ne fayda!

Bizim Anıl ‘ın ( Anıl Acar – Gazapizm) Gündoğdu meydanında ‘bedava’ izlediğim konserindeki şarkısı dolandı dilime; yalan – yanlış bildiğim kadarıyla işte

‘Montumun cebinde yok kuruş , yok / Zıplıyor herkes, kanguru sanki, yok / Bu hayatın heyecanı- meyecanı yok, Yok’.

Heyecandan da geçtim; Umut yok!
Eee; umudu verecek siyaset!
Onda da umut yok!
Sonumuz hayrola!

Dr.Hakan Tartan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu