Türkiye’nin Carlos Santanası (Kurtuluş)

Gitardaki yorumu nedeniyle Meksikalı Dünyaca ünlü gitar virtüözü Carlos Santana’ya benzetilen ve Adanalı Santana lakabını’da alan gerçek ismi Kurtuluş TÜRKGÜVEN 1954 yılında Mersin’in Tarsus ilçesinde hayata merhaba demişti. Adanalı değildi aslında ama orada palazlandığı için bu durumu severek kabullendi. Küçük yaşlarda başlayan gitar merakı ile 14’ünde kendi orkestrasını kurup konserlerini düğün salonlarında gerçekleştiriyordu. Birçok sanatçıının dikkatini çeken Kurtuluş, Tarsus’dan Adana’ya geçiş yaparak ününe daha da ün katmıştı. Özellikle Adana İncirlik Havva üssünde Amerikan askerlerine verdiği konserlerde attığı gitar sololarıyla izleyenleri şaşkına çeviriyordu. Pakize Suda’dan, Seyyal Taner’e, Tanju Okan’dan Sezer Güvenirgil’e Rüçhan Çamay’dan, bir dolu sanatçı isimlere eşlik etti. Hayatının dönüm noktası isim ise Seda SAYAN idi. Bir Adana konseri sonrası yapımcısı Hüseyin EMRE’ye, Adana’da müthiş bir çocuk var mutlaka dinlemelisin tavsiyesinde bulunan Sayan, Kurtuluş’un yolunu açan isim olur. Ayrıca Seda Sayan’ın yardımıyla beste fabrikatörü olarak da adlandırılan Selahattin SARIKAYA ile tanışmış oluyordu. Böylece ilk albümün çalışmalarına başlar hemen. Kendinden “istenilen” ile kafasındaki kavram farklıdır. Kendisiyle kısa bir dönem çalışma fırsatı da bulduğu ve 70’lerden beri izinden gittiği Erkin Koray’ın tarzında bir çalışma hedefliyordu. Ancak yapımcısı Hüseyin EMRE ve özellikle ileride bestelerine sarılacağı Selahattin SARIKAYA, Kurtuluş için bambaşka bir proje tasarlamıştı. Elektrogitarın önde olduğu, ama seslendirmenin saf arabesk olduğu bir albüm “Duydum Evleniyormuşsun” piyasaya çıkar. Selahattin Sarıkaya’dan Orhan Gencebay’a, Azeri türkülerden özgün’e bestelerle bezeli albüm Seda Sayan’ı da yanıltmaz ve milyon barajını geçen bir satış grafiği sergiler. Akabinde kendisine yıllardır Adana’da eşlik eden arkadaşlarıyla grubunu oluşturur ve albümün kavramı dışında, sert bir sound ile konserlerine başlar. İzmir Fuarı’ndan Kıbrıs’a kadar kadar gitmediği yer, katılmadığı festival kalmaz. Yıllar sonra internet videolarına düşen, 1986 yılına ait bir Kıbrıs konseri videosu, onun o dönemlerde nasıl bir müzik kafasına sahip olduğunun net göstergesidir. Albümler peşi sıra gelmeye başlıyordu. 90’ların başına kadar olan süreçte arabeskin ülke müziğine hâkim olması kaçınılmaz olarak bu albümlerin de arabesk sınıfında nitelendirilmesine neden oluyordu. Kurtuluş da bundan nasibini aldı. 1988 yılında piyasaya çıkan “Yaşanmıyor” albümü, Kurtuluş’un en büyük gözde şarkısı “İstanbul Sokakları”nın da etkisiyle satış rekorları kırması göz yumulmaz. Tüm albümlerinde kendi icra ettiği, yer yer rock sound’u ile icra ettiği elektrogitarı da görmezden gelindi. Ama konserlerinde gitarını uzun sololarla özgürce icra etti. Kurtuluş albümlerini arabeskçi olarak nitelendirmek de yanlışlardan biridir. 1991 yılı yapımı “Kurtuluş & Gitar” albümü kariyerinin en bilinmeyen albümü olmakla beraber, müthiş bir (Enstrümantal) sözsüz caz albümüdür ayrıca. 1993 yılı albümü “Geçmiyor Geceler” ise Ümit ve Cenk Eroğlu’nun aranjesinde, hatta Cenk Eroğlu’nun gitar sololarıyla bezenmiş bir rock albümüdür. Kurtuluş’un albümlerinin ortak özelliklerinden biri de Erkin Koray’a olan hayranlığının bu albümlere yansımasıdır.  Kurtuluş da gerek gitar çalış gerekse vokal stilinde ustasının izinden gitmiş ve Erkin Koray’a mal olmuş şarkıları yorumlamaktan kaçınmamıştır;  İnan ki (Seni Her Gördüğümde), Aşka İnanmıyorum, Sarhoş Gibiyim, Sana Bir Şeyler Olmuş, Uzat Serçe Parmağını, Komşu Kızı, Gönül Salıncağı, Sen Yoksun Diye, Senden Ayrı gibi. Bu iki ismin, aynı zamanda yakın dost olduğu; Erkin Koray’ın, Akdeniz seyahatlerinde mutlaka Kurtuluş’un sahne aldığı mekâna gidip kendisini seyrettiği ve davet üzerine sahne eşlik ettiği de bilinir. Ardı ardına gelen albümler, konserler sürerken özel hayatındaki gelişmeler yüzünden uzun bir süre piyasadan ayrı kalmak zorunda kalır.  Son albümü Türkülerimizi 1997 yılında yapar ve sonrasında bir virgül koyarak çekilir.

KENDİ BESTESİNDE AĞLAYAN HÜZÜNLENEN BİR SEZEN AKSU

Ağarmış saçları ve olgunlaşmış bir yüzle geri döndüğünde milenyum tabiri edilen 2000 yılıdır. Keskin Bıçak Kurtuluş’un resmen doğuşu gibidir. Sezen Aksu’nun hiçbir şekilde tereddüt etmeden verdiği bestenin hakkını başarıyla teslim etmiştir Kurtuluş. Öyle ki Minik Serçe’nin bile Kurtuluş’un sesinden dinlediği bestesini hüzünlenir ve ağlardı. Kurtuluş Türkgüven, Keskin Bıçak ile yakaladığı büyük başarısını konserlerine de yansıtır; Elit mekânlar ’da sahne almaya başlar. Taksim Sanatevi, Jazz Stop, Cezayir Sokağı gibi. 70’lerin sound’u ile rock alt yapısıyla hazırladığı albümü “2002’de Kurtuluş” ise kendisini “arabeskçi” olarak küçümseyenleri resmen bu benim diyen bir albüm yapmış olur. Kariyerinin özeti gibi bir albümdür; İstanbul Sokaklarından, Duydum Evleniyormuşsun, Hangimiz deden “Aklım Hep Sende’ye kadar onun sesinden sevilip bilinen şarkılarla birlikte, Mavi Işıklar; Kanamam, Erkin Koray’dan Sana Bir şeyler Olmuş, Sen Yoksun Diye, Seni Her Gördüğümde Nükhet Duru’dan Aklımda Sen ve hit çalışmalarından Ta Şuramda gibi daha önce de ve ilk defa söylediği şarkılar da albümde yer alır. Albümün gördüğü ilgi TV programlarını da beraberinde getirir. Çoğu canlı yayın olan bu programlarda sergilediği gitar performansları “bu ülkede bir Kurtuluş gerçeği varmış” dedirtir. 2004 yılında ilginç bir çalışma raflarda yerini alır. Tamamı Adanalı sanatçılardan oluşan bir karma ekip, Grup Merdiven elemanı olarak bildiğimiz bilinen isim Serhan Kelleözü’ne saygı amaçlı, onun bestelerinden oluşan “Aynı Mahallenin Çocukları” isimli bir albüme imza atarlar. Haluk Levent, Yaşar, Feridun Düzağaç, Murat Göğebakan, Kurtuluş ikişer beste seslendirip bir de toplu olarak “Akdeniz Akşamları”nı perforem ederler. Aynı yıl Kurtuluş’un 15.stüdyo albümü “Neredesin Sen” piyasaya çıkar. Şimdiye kadar söylemediği alaturka ve fantezi diye adlandırılan tarzda klasikleşmiş şarkılara yer verir bu albümde. Geç gelen bir ünün ertesinde yepyeni bir albümün daha hazırlıklarına girişmişken Pankreas Kanseri olduğunu öğrenir.  Size Özel albümü 2008 yılında piyasaya çıkar. Selami Şahin bestesi Deliyiz Biz başta, Ağla Gitar, Bekleyeceğim, Senden Ayrı, Muhabbet Bağı gibi bilindik şarkıların yer aldığı albüm, sanki bir final yaparmışçasına Kurtuluş’un gitar icrasındaki performansının üst seviyelerde gezdiği bir albüm olur. Tedavisi için Adana’yı tercih eden Kurtuluş için bir moral ve vefa gecesi düzenlenir. Kenan Doğulu, Metin Özülkü, Hakan Altın, Selami Şahin, Feridun Düzağaç ve Yeliz gibi isimlerin katılıp sahne aldığı gecede Kurtuluş gitar performansı da sergiler. Katılan tüm sanatçıların toplu halde İstanbul Sokaklarını seslendirmesi geceye damga vuran duygusal anlardır. Geceden elde edilen gelir tedavisinde kullanılır. Ne yazık ki 4 Temmuz 2009 günü usta isim bu dünyadan göçer.

25 yıllık kariyer ve 16 albüme rağmen hak ettiği yerde olamadı. Ancak bir avuç takipçisi onun ne olduğunu çok iyi idrak etti. Altın dönemlerini 80’lerde yaşadıysa da; kimi “Aydın” kesim onu ve gitarından çıkan sesleri görmemezlikten veya duymamazlıktan geldi. Ama o inatla gülümseyerek gitarını çalmaya devam etti.

Adanalı SANTANA lakabı ise Beyoğlu Büyük parmak kapı sokağın simgelerinden Jazz Stop’ta sahne aldığı 2000’lerin başında (Moğollar) Engin Yörükoğlu’nun taktığı bir lakaptı; 

Birçok sanatçı dostun sevdiği isimdi o. Özdemir Erdoğan, Kadir İnanır, Cem Karaca, Barış Manço, Seyyal Taner, Feridun Düzağaç, Hayko Cepkin, Tuna Kiremitçi v.s. Ayrıca Kurtuluş Adana İncirlik Havva Üssün’de 90’lı yıllarda Amerikalı Askerlere’de unutulmaz bir konser vererek gitarı konuşturtmuştu. 

Meslektaşı Meksikalı Carlos Santana’nın, İstanbul Kuruçeşme Arena’daki konserinden iki gün önce 4 Temmuz 2009 cumartesi günü hayata gözlerini yumdu.

Bu yazımda beni destekleyen ve yardımını esirgemeyen değerli yazar arkadaşım ve meslek mensubum Sinan DOYAN’a

Fotoğraf’larını kullanmamıza izin veren ünlü isimlerin değerli Fotoğrafçısı Stüdyo Celal’e

Ve Yazım tarihi itibariyle Bana Kurtuluş’u telefonda anlatarak kendisini ne kadar sevdiğini, gitar aşkınla yandığını, sahnede kendisine de eşlik ettiğini belirten Türk Pop Müziğinin Kraliçesi Seyyal TANER’e

Sonsuz Teşekkürlerimi Arz Ediyorum….

“Eray Bozkurt”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu