Yaşar Aksoy “Milli Kurtuluş Dizisi”ni tamamlıyor
Geçmişte 1970’lerde omuz omuza birlikte çalıştığımız Demokrat İzmir’den kalem arkadaşım Yaşar Aksoy için “Kitapların Efendisi” tabirini kullanmıştım. Araştırmacı gazeteci Yaşar Aksoy’un gerçekten elinden kitap ve kalem hiç düşmediği için böyle bir lakap takmıştım. Aksoy gazeteciliğin her alanında çalışmış, günümüzde ise kaleme aldığı kitaplar arka arkaya yayınlanıyor ve her kitabıyla ödüller kazanıyor. Yaşar Aksoy’un kendisine 6 ödül getiren Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “Milli Kurtuluş Dizisi” üzerine bir kez daha bir araya geldik. Yine ben sordum ,o da içtenlikle cevapladı.
Hasan Tahsin kitabından başlayalım dilersen. Kitap ne anlatmakta?
Türkiye’nin emperyalizme karşı direniş tarihinden çarpıcı sayfalar eşliğinde, Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’in, Selanik’ten Paris, İsviçre, Romanya, Londra ve İzmir’e uzanan fırtınalı yaşamı.. Selanik’in yetiştirdiği ve İzmir’in işgalinde düşmana ilk direnişi göstererek şehit olan bir sosyalist vatanseverin fırtınalı hikayesi.. Mehmet Akif’in mısralarındaki gibi, tüm zamanların vatan şehitleri için şunu diyoruz;
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
“Gömelim gel seni tarihe” desem sığmazsın
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Gene bir şey yapabildim diyemem hatırana..
Gavur Mümin kitabınının önemi nedir?
“Gavur Mümin”i Kurtuluş Savaşı’nın 1 numaralı casusu İzmirli Türk subayı Gavur Mümin’in destansı ve gizemli yaşamını, kahramanımızın hatıratı, fotoğraf albümleri, madalyaları, gizli belgeler ve onu tanıyan yakın akrabaları ve canlı tanıklar üzerinden yaptığım 40 yıl süren araştırmalarım sonucunda yazdım.
Bu kitapta Çanakkale, Kanal Harekatı, Doğu Cephesi gibi muharebelerde çarpıştıktan sonra, emperyalizmin işgali altındaki bir ülke ve şehirde, melon şapka hatta Yunan üniforması giyerek işgalcilere katılan ve yıllarca Gazi Mustafa Kemal’in casusluğunu yapan bir Türk subayının efsanelere ve karanlıklara karışmış çarpıcı yaşamı, vatan sevgisi ve Yunan zindanlarında işkence içinde geçen yılları anlatılıyor.
Bu kitapta yine ilk kez “Ulusal Kurtuluş” için canları pahasına mücadele veren gizli direniş örgütleri gündeme getirilerek nice isimsiz kahramana olan vefa duygusu pekiştiriliyor.
İstkilal Süvarisi’nde de bir çok gerçekler aydınlatılmış..
Evet.. Bu kitap, Birinci Dünya Savaşında Filistin – Suriye Cephesi’nden sonra Bolşevizm yanlısı Yeşil Ordu’da, ardından Mustafa Kemal Paşa’nın İstiklal Ordusu’nda çarpışan, Fahrettin Altay Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu, 2. Tümen, 4. Alay, 2. Bölük Süvari Takım Kumandanı olarak, İzmir’e ilk giren ve Hükümet Konağı’na Türk bayrağını çeken Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın şimdiye kadar hiç yayınlanmamış hatıratını sunar. Böylece İzmir’in Kurtuluş Tarihi’ne çok önemli bir belgesel katkı sağlanmıştır.
Kurtuluş Savaşı esnasında günlük olarak tutulan hatıratta, Enver Paşa, Refet Paşa, Çerkez Edhem, Parti Pehlivan, Fahrettin Altay Paşa, Şehit Yıldırım Kemal, İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu’nun yoksul ama vatanperver Mehmetçikleri adeta resmi geçit yapmaktadırlar.
Filistin cephesinde Arapların hayret verici ihanetleri.. İngiliz ordusuna karşı çölde kahramanca çarpışan garip Anadolu evlatları.. Kudüs’ün gözyaşları içinde terk edilişi.. Kurtuluş Savaşında dehşet verici olaylar.. Utanç verici hikayeler.. Kahramanlık destanları.. Sıradan halkın inanılmaz fedakarlıkları.. Dağdaki yörük aşiretlerinin kuvayı milliye sevdası.. Gönüllü vatanseverler.. Cepheden kaçanlar.. Düşmanla işbirliği yapanlar.. Ve efeler.. Ve de, büyük hülya İzmir’in bayrağına kavuşması..
İstiklal Ordusu’nun en altındaki aç, susuz, uykusuz, beş parasız, çıplak atına semersiz binen, kuru peksimetten başka bir şey yiyemeyen, atı ve tüfeğinden başka hazinesi olmayan ama vatan aşkı ile kavrulan insanların emperyalizme karşı destansı isyanının hikayesidir İzmir’in Kurtuluşu..
Efeler İsyanı kitabını yazdın ve Kuvayı Milliye bölgelerini dolaştın..
Aynen. Kitabım Batı Anadolu’da büyük bir hararetle karşılandı.. 2022 yılı boyunca Ödemiş’ten Aydın’a, Balıkesir’den Muğla’ya hep bu konuda konferans için çağrıldım. Her yere gittim ve Kuvayı Milliye’yi anlattım. Unutulmaz bir deney oldu.
Bu kitabım Girit’ten Milli Mücadele’ye bir kahramanı, Zekai Kaur’u anlatır.. Anadolu’daki efeler isyanının görgü tanığı ve örgütleyicisi, Girit doğumlu Zekai (Kaur), Harbiye öğrencisi iken Balkan Savaşı’na katıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda teğmen rütbesi ile Hicaz’da İngilizlere karşı savaştı. Hicaz savaşlarında iki kurşun ciğerine girip vücudunu delip geçti. Delik yerlerini iki parmağı ile tutarak ölüme direndi, atı onu kışlasına geri götürdüğü için hayatı kurtuldu. Savaşın son döneminde İzmir Sarı Kışla’ya tayin oldu.
İzmir’in işgalinden sonra, İç Batı Anadolu’ya kaçıp, emperyalizme karşı “Milli İsyan” amacıyla dağlardaki efelere katıldı, ilk efe direnişlerini örgütledi, Yörük Ali Efe’yi milli mücadeleye kazandırdı. Yunan işgal kuvvetlerine yapılan Sultanhisar ve Aydın baskınlarının kahramanı oldu. Köşk Cephesi Milis Alay Kumandanı olarak büyük yararlık gösterdi. Umurlu Cephesi kurulduğunda Yörük Ali Efe’nin ve akıncı milislerin de içlerinde bulunduğu Milli Aydın Alayı Komutanlığı’nı üstlendi.
“Milli Aydın Cephesi Kumandanı” olarak büyük üne kavuştu, ardından İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül’de Karşıyaka’ya bayrak çeken Üsteğmen olarak tarihe geçti. Hayatının sonuna kadar Yörük Ali Efe’nin yanında bulundu, ortağı oldu. Şehit efelerin kabirlerini yaptırdı, hatırlanmaları için kaleme sarıldı..
“İzmir Yangını” kitabın ile Atatürk’ün İzmir’i yaktığını iddia edenlere güzel bir yanıt verdin..
Evet.. İzmir 1922 yangını, 9 Eylül İzmir’in kurtuluşundan sonra Hıristiyan, Rum ve Ermeni mahallelerini kül ederek, Yahudi ve Türk – Müslüman kesime bir zarar vermedi. Kitap, Selanik Yangını’nın bir rövanşı gibi algılanan İzmir Yangını’nın gerçekte “Amiral Bristol, Amiral Dumesnill, İtfaiye Kumandanı Greskovich, ABD Yardım Teşkilatı Şefi Mark Prentiss ve Vatikan Raporları” gibi daha nice uluslararası belgeler ışığında örgütlü bir çete tarafından gerçekleştirildiğinin izlerini sürmekte.
Kitap, gerçekte iki şehrin, aynı anlayışın, aynı emperyalizmin, aynı çetenin komplosu sonucunda kül olduğunu belgelerken, Türkiye Tarihi’nde hiç araştırılmamış, hiç yazılmamış, hiç açıklanmamış gerçekleri gözler önüne seriyor.
“Vatan Yahut Cumhuriyet” Cumhuriyetin 100.Yılına armağan edildi.
Milli kurtuluş ve Cumhuriyetin fedakar fedaileri.. Yunan işgalini ve ardından özgürlük şafağının parlayışını yaşayan toplumun her kesiminden insanlar.. 1919 – 1938 arasında yaşadıklarını hiç unutamayanlar.. Türk, Musevi, Hıristiyan vatanseverler.. Emperyalizmin muazzam desteğini alan bir işgal ordusuna teslim olmayanlar.. Erkek kadın, cahil bilgin, genç ihtiyar, fakir veya zengin, hep beraber İstiklal Ordusu’nda yan yana gelenler..
Tam bağımsızlığın hiç bilinmeyen, hiç yayınlamamış, Sözlü Tarih ile tespit edilen hatıraları.. Atatürk’ün yakın çevresinden anlatımlar..
Atatürk’ e leblebi veren çocuk.. Kültür devriminin yarattığı bir müzik dehası.. Anadolu uygarlıkları keşfetme ütopyası doğrultusunda arkeolojinin zirvesindeki bir bilim adamı.. 1923 İktisat Kongresi ilkelerinin hızı ile yatırım yapan, fabrikalar kuran ünlü işadamları..
Hepsi Atatürk döneminin ürünleri.. Atatürk’ü gördüler, yaşadılar ve anladılar.
Onlar işgali, kurtuluşu, Cumhuriyeti ve Gazi Paşa’yı yüreklerinde daima yaşattılar, hatıralarını ve düşüncelerini bana aktardılar. Emre Kongar hariç, hiçbiri sağ değil..Hatıralarını kitaplaştırmakla kutsal bir görev yaptığıma inanıyorum.
Ve “Elveda Selanik” ..
Bu kitabım, 2.Abdülhamit, Jön Türkler, İttihatçılık, Türkçülük, Meşrutiyet Devrimi, Atatürk’ün gerçek aile şeceresi, ilk Osmanlı sosyalistleri, ilk 1 Mayıs Bayramı, Yahudilik, Dönmelik (Sebatayizm), Masonluk, Yunan Milliyetçiliği, Balkan Savaşı ve Selanik’in işgali ve şehrin sadece Türk, Yahudi ve Avdeti (Dönme = Sebataycı) nüfusunu yok eden 1917 Yangını üzerine objektif ve orijinal belgeleri, bilgileri kapsıyor..
Yunan sosyalist yazar Elias Petropoulos, vatanından kovuldu çünkü bu soykırımı apaçık belgeledi. Kitabımız, belgeler ve tanıklıklara dayanarak, Selanik’in işgalini ve 1917 Yangını’nın içyüzünü ilk kez bu kitapla toplu biçimde okuyucuya sunmakta.. Böylece, kozmopolit Selanik’in Yahudi, Türk ve Dönme ahalisi için Yunan siyasi rejimi tarafından uygulanan üstü örtülü soykırım belgeleniyor.
Ayrıca, İttihatçı liderler Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa’nın ülkeden kaçışı ve ermeni kurşunlarıyla öldürülmesi, Büyük Mübadele üzerine apaçık yazılmamış ayrıntılı bilgiler de sergilenmekte.
Ve yazılmakta olan sekizinci kitap..Sekizinci kitapta ne anlatıyorsun?
Kırmızı Kedi Yayınevi’ne 8.kitabımı hızla hazırlıyorum.. Hiç bilinmeyen ve ama içinde yaşadığım 27 Mayıs 1960 İhtilali, Talat Aydemir isyanları, 9 Mart 1971 darbe kalkışması, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat, 15 Temmuz 2016 Fetullah Terör Örgütü kanlı darbesi gibi acılı dönemeçlerin tarihini içinden yazmaya çalışıyorum. Yani kitabi değil, bizzat yaşadığım olayları yazıyorum.
Bu süre içinde bana fikri ve manevi bakımdan inanılmaz katkılarda bulunan ve kitabımda bana emanet ettikleri tüm hatıraları ve emanetleri açıklayacağım . Hepsi de özel ve gizli gerçek dostlarım olan 27 Mayıs İhtilalinin genç asker önderlerinden Numan Esin, Muzaffer Özdağ, Suphi Karaman, Kadri Kaplan, Rifat Baykal, 12 Mart inkılapçı asker sanıklarından yani Madanoğlu Davası’ndan Kurmay Albay Cemalettin Korkut, Genç Kemalistler Ordusu’ndan Yarbay Talat Turhan, General Celil Gürkan, Orgeneral Muhsin Batur, Binbaşı Erol Bilbilik, Yön ve Devrim yayınlarının anıtlaşmış ismi yazar ağabeyim Doğan Avcıoğlu, 68 Kuşağı’ndan Yusuf Savaş Emek, Bombacı lakaplı devrimci Zihni Çetiner, Atatürkçü öğretmen Abdürrahim Sercan gibi idealist bir çok anti-emperyalist devrimcileri, tüm aydınlıkları ile yazdım ve tarihe emanet ediyorum..
Işıklar içinde uyuyan bu yiğit büyüklerim ve dostlarımı, benden başka anacak bu ülkede kimse yok, kalmadı.. Bu benim bu çerçeve içinde son kitabım olacak..
8 adet kitabımda da hep bilinmeyenleri yazdım. Artık huzur içindeyim..
Erkan Sevinç