Turşucu Hasan Amca
Bir kentin dönüşüm ve değişimini en iyi izleyebileceğimiz olaylardan biri de mesleklerin dönüşümüdür. Narlıdere’nin köyden/geleneksel kasabadan kente dönüşüm hızı, doğal olarak mekan ve mesleki yapıyı da radikal bir şekilde değiştirmiştir.
Geleneksel mesleklerin, özellikle esnaf ve zanaatkarlığın, ayırt edici özelliklerinden biri kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Ancak kentleşme sürecinde bu bağ kopar ve kuşaklar farklı işlere yönelirler.
Narlıdere’nin hem mekânsal hem mesleki yapısındaki dönüşüm o denli radikal olmuştur ki, bugün birkaç istisna dışında bu ilçede, elli yıllık esnaf dükkanı kalmamıştır. Bu istisnalar içinde belki Yukarıköy kahveleri sayılabilir. Bir de Narlıdere esnaflığında en eski dükkan olan Turşucu Hasan Amca bulunmaktadır.
Narlıdere’de elli yılı aşkın ve/veya üç kuşaktır sürdürülen esnaf dükkanının olmaması, buradaki dönüşümün hızının en önemli göstergelerinden biridir. Bu aynı zamanda ticari ve sosyal anlamda hafıza zayıflığı anlamına da gelir.
Üçüncü kuşaktır Mithatpaşa Caddesi’nde varlığını sürdüren Turşucu Hasan Amca adıyla bilinen bu dükkan, aynı zamanda önemli bir toplumsal hafıza mekanı sayılabilir. Babasından bu dükkanı devralan ve çocuklarına devreden İbrahim Türksever ile bu hikayeyi konuştuk.
“Hasan Amca babam. 1995 yılında öldüğünde 85 yaşındaydı. Yoksul bir aileydik. Fazla bir malımız mülkümüz yoktu. 3,5 dönüm bir bahçe vardı ama o da dört kişiye aitti. Odun satarak geçinirdik. Daha sonra babam seyyar tatlı satmaya başladı. Bir ara bahçede yetişen veya başkalarından aldığı meyve ve sebzeleri sattığı bir dükkan açtı. Satılmayıp kalan sebze ve meyveler atılmasın diye annem onları turşu yapardı. Annem Mihriban çok becerikli bir kadındı.
1959’da turşu üretimine başladılar. Ben o sıra askeri birliğe gıda temin ediyor ve inşaat işiyle uğraşıyordum. Babam, kardeşim ile turşu işini sürdürüyordu. Oğlum da onlara yardım ediyordu. Babamdan sonra kardeşim ölünce işi ben devraldım.
Yaşı ilerleyince babam iki vasiyette bulundu. ‘annenle benim mezarımı mutlaka yaptırın.’’Dükkanımı kapatmayın.’
Narlıdere’nin o zamanki potansiyeli zayıftı. Ama Çeşme Yolu buradaki esnaf için iş potansiyeli yaratıyordu. Levanten aileler ve diğer yazlıkçılar hep buradan geçerdi. Yetmişli yıllarda, otobüs ve özel araçlar dururdu ve bazen hafta sonları dükkanın önünde kuyruk oluşurdu.
Tansaş yaygınlaşınca, o zamanki Büyükşehir Belediye Başkanı gelip ‘Tansaş’ta size stant verelim, gelin orada turşu satın’ dedi. Bir ara 80 Tansaş mağazasına turşu veriyorduk. Ardında diğer AVM’lerde de satmaya başladık. Önce sadece bizim turşularımız satılırdı. Sonra rakipler çoğaldı. Daha ucuz verenler, kalitesiz ürün kullanıp ucuza mal edenler ile rekabet zorlaştı. Halen bazı restoran ve otellere gönderiyoruz ama ağırlıkla kendi dükkanımıza döndük. “
Engin Önen