“Tüm gruplar silah bırakmalı, PKK kendini feshetmeli”

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Cengiz Çiçek, Van Milletvekili Pervin Buldan, Mardin eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve terör örgütü elebaşı Öcalan’ın avukatı Faik Özgür Erol’dan oluşan DEM Parti heyeti, dün İmralı’da bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile 3’üncü görüşmeyi gerçekleştirdi. Yaklaşık 4 saat süren görüşmede, heyetin yanı sıra İmralı Cezaevi’nde hükümlü bulunan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş da yer aldı. Görüşmenin ardından İstanbul’a gelen İmralı heyeti, Taksim Elit World Otel’de basın toplantısı düzenledi.

Öcalan’ın, 25 Şubat 2025 tarihli  “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı mektubu şöyle: PKK, tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20’nci asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri, bin yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyet’in tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin, güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

 

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın, tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.”

Mektubun okunmasının ardında salonda bulunanlar ayakta alkışladılar.

 25 Şubat 2025 tarihli, Abdullah Öcalan imzalı mektup Kürtçe ve Türkçe okundu. Mektup okunurken, DEM Parti’nin sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında mektubun Arapça ve İngilizce çevirisi yapıldı.

Basın toplantısına Cumartesi Anneleri olarak bilinen gözaltında kayıpların yakınları, DEM Parti üyeleri katıldı. Basın toplantısını ve Türk ve yabancı 140 kurumdan yaklaşık 300 basın mensubu takip etti.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Abdullah Öcalan’ın notunu aktarmak istiyorum; ‘Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nın kendisini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.’” dedi.

Süreçte emeği geçenlere teşekkür eden Önder, özetle şunları söyledi:  “Bu ülkenin bütün evlatları, askeri, polisi ayırt etmeksizin, bu anlamsız, bu kaotik süreçte hayatını kaybeden bütün gençlerimizi ayırt etmeksizin, hepsini de saygıyla rahmetle anıyoruz. O annelere evlat, o kardeşlere kardeş olacağız. Bu bizim haysiyet borcumuzdur. Bir daha böyle günler görmemeyi diliyoruz. Bunun sözünü veriyoruz onlara da. Emeği geçen bütün siyasilere, Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Devlet Bahçeli’ye, Sayın Özgür Özel’e, ismini sayamadığımız bütün muhalefet partisi liderlerine, kadrolarına tekraren teşekkür ediyoruz. Tarihin bir kırılma anındayız ama olumlu anlamda bir kırılma. Gerçekten artık mevcut kaotik ortamdan onurlu bir çıkış bulmanın eşsiz bir pusulasıyla geldik.”

DEM Parti heyetinin İmralı Adası’nda Abdullah Öcalan’la 3’üncü görüşmesinin ardından yapacağı açıklama öncesi Diyarbakır, Van ve Mersin’de dev ekranlar kuruldu. Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’na ses sistemi ve ekran getirildi.  Öğle saatlerinden itibaren meydanlara büyük bir akın başladı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Öcalan’ın silah bırakma ve örgütün kendini feshetme çağrısını sıcak karşıladıklarını söyleyerek, PKK’nın bu mesaja bağlı kalmasını ve çağrıyı uygulamasını talep etti.

Terör örgütü PYD elebaşı Salih Müslim de PKK’nın çağrısına uyacaklarını belirterek, “PKK Kongresi’nin vereceği kararı bekliyoruz. Siyasi çalışma yapmamıza izin verilseydi silahlara gerek kalmazdı. Silah taşıma gerekçeleri ortadan kalkarsa silahları bırakacağız” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın terör örgütü PKK’ya yönelik silah bırakma çağrısına ilişkin açıklama yaptı. Özel “Terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı önemlidir.” dedi.

Özel şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin tüm sorunlarının demokratik yollardan çözümü konusunda tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Aynı şekilde, terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu