Siyaseti “Tartan” Denge

Gazeteci, akademisyen, TÜLOV kurucu Başkanı, İzmir’in ‘tam kalbindeki ‘ siyasetçi..
Milletvekili, Bakan ve Belediye Başkanı olarak hizmetleri hep dillerde.. İhsan Alyanak, Ahmet Piriştina, Işılay Saygın gibi ‘efsane ‘..
Nereye baksanız ‘hizmet eli’.. Bir çok anlamda ‘ilklerin siyasetçisi’.
Milletvekili olarak Gazilerin özlük hakları için yaptıkları, Okul atağı ve iyileştirme, insan hakları savunuculuğu, Adliye Sarayı finansman sorunu çözümü, Mostar köprüsü restorasyonu, kültür- sanat kazanımları..
Bakan olarak ‘Türkiye ‘de ilk işçiye check -up’, Hastanelerde Sağlık Bakanlığı- SSK ve Bağ – Kur entegrasyonu, Bulgaristan göçmeni soydaşların emeklilik haklarının verilmesi, ilaç savurganlığına karşı yerli ve milli ilaç hamlesi, SSK hastanelerinin yenilenmesi, randevulu hasta bakım hizmeti,vs..
Belediye Başkanı olarak ‘halkla içice siyaset’.. Bugün gurur kaynağı  ve İzmir kültür turlarının vazgeçilmezi 5 önemli Müze’nin ( Kadın Müzesi, Neşe ve Karikatür Müzesi, Radyo ve Demokrasi Müzesi, Oyun ve Oyuncak Müzesi, Mask Müzesi) İzmir’e kazandırılması, çağdaş parklar ve yeşillendirme, AB standartlarında ‘engelli yolu’ planlı kentsel yenileme, Gültepe Kent Ormanı, 7’den 70’ e herkes için Halk Üniversitesi, Türkiye’nin ilk Ekolojik Parkı, Güneş enerjisine dayalı aydınlatma, denize gidemeyen onbinlerce İzmirli için kültür ve dinlence turları..
Say sayabildiğin kadar.. Yaptıkları bir çok Belediye için öncü..
Dr. Hakan Tartan; Türk siyasetini ‘tartan’ saygın denge..
Gönül ve uzlaşı insanı..
Yaptıklarını anlatmayı sevmiyor; ‘çalışmak için geldik, yapacağız’ diyor.
Görevi bırakalı 10 yıl olmuş; hala ‘gönüllerdeki Başkan’.
İyi bir çevreci; anadan- babadan 10 kitap sahibi bir ‘kültür – sanat adamı’.
Millet İttifakı ‘nın saygın kurmaylarındandı ..Söylenen o ki; Kılıçdaroğlu seçimi kazansa ya Tarım  ya Kültür Bakanıydı..Ne de iyi olurdu.. Milliyet’te EkoTarım köşesinde yazdıkları uygulansa ‘gelecek için en gerçekçi reçete’.
Tüm Türkiye 10 kasımlarda yarattığı muhteşem tabloyu hala konuşuyor: 100 bin kişi ile Cumhuriyet meydanında Atatürk portresi ve Üçkuyular’dan Bostanlı’ya at sırtında özgürlük, bağımsızlık haykıran Büyük Önder Atatürk.
Altılı Masa sürecinde ‘uzlaşı ve uyum ‘ adına kısa bir süre eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘na danışmanlık yaptı. Bir süredir köşesinde tam bağımsız siyasi gelişmeleri dikkatle izliyor.
Tartan’la İzmir’de söyleştik..

Siyaset üstü olmak nasıl bir duygu? Yerel seçimlere giden süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Altılı Masa başarılı olsa Türkiye adına önemli bir kazanım olacaktı. Toplumsal barış, değişim, savurganlığın önlenmesi, devletin yeniden yapılandırılması, siyasetin kaybettiği prestijin belki  yasal düzenlemelerle yeniden kazanılması ..Olmadı; bundan sonraki sürecin zorlu olacağı ortada. Ben Altılı Masa sürecinde toplumsal uzlaşının sağlanması anlamında kısa bir süre Sn. Davutoğlu’na danışman olarak katkı sağlamaya çalıştım. Başaramadık. Tarihsel süreç doğruyu – yanlışı ortaya koyacaktır. Ben en geniş ittifak için elimden gelen çabayı sergiledim. Altılı Masa fiilen bitti. Ben de misyonumun tamamlandığını düşünüyorum. Tam olarak bağlantısızlar grubundayım.

Ama siyasetin Babası Demirel’in meşhur sözüdür; siyasete girilir çıkılmaz.

Benim siyaseten bağlı olduğum iki parti oldu; DSP ve CHP. İlkesel olarak da ; laik demokratik cumhuriyet, Atatürk ilke ve devrimleri. 40 yıldır aynı noktadayım. Bu inanç ve ilkelere bağlı partiler yüreğimde, buna bağlı olanlar bir kaç adım ötemde..

Yerel seçimler yaklaştı. Öngörünüz nedir?

Muhalefet için önemli bir sınav. Kaybetme lüksü yok. Onun için parti ittifakı yerine ‘millet birlikteliği’. Muhalefet güçlü , sevilen adaylar çıkarırsa millet sandıkta gereken buluşmayı, ittifakı gerçekleştirir; kimse merak etmesin. Ama  “odun koysak seçilir” mantığı artık geçerli değil. Bu yolu seçenler tarihi yenilgi alacaktır. Görünen köy kılavuz istemez. Partiler dürüst, namuslu, çalışkan, sevilen insanları aday olarak belirlerse; inanın; tüm partilerin seçmenleri sözleşme- anlaşma olmadan sandık zaferi yaratacaktır. Yeter ki liderler gözlerindeki at gözlüğünü çıkarsın.

Siyasete güven yok. Neden? Ne yapılmalı?

Siyasetçi halkı temsil etmiyor da ondan. Lidere yakın olayım; milleti boşver! Olur mu böyle şey. Çözüm açık; Siyasi Partiler ve Seçim Yasasında değişiklik. Hem de hemen. En çok iki dönemle sınırlı koltuklar; taş çatlasın 3 dönem. Bu ne böyle; ölünceye kadar makam. Bırakalım yeni insanlar yetişsin. Bir de parti üyelerinin seçimi ile adaylık. Delege ağalığı ile değil. Bazı partiler de saadet zinciri. Oh ne ala; ben geleyim; o gelsin. Yetti gari!

Bektaş Türk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu