Şeytanın İnsan Halleri
“İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.” Albert Camus
İnsanoğlunun birbirine yaptıkları kötülüklerden daha çok topluca yapılan kötülüklerden bahsetmek istiyorum. Yüzyıllardır başka ırklara, toplumlara ya da topluluklara yapılan kötülükler, katliamlar…
Herhangi bir idealizm, din ve diğer şeyler adına yapılanlar. Her zaman Tanrı inancını benimseyen, tapınan, din diye haykıran insanoğlu, çıkarları olduğunda neden yakıp, yıkıp, yok etme arzusuna yönlenir.
İnsanoğlunun tarihinde koca koca kara lekeler var. Üstelik devam da ediyorlar. İbret neymiş herkesin bir açıklaması var. İnanın toplumlara yapılan eziyetlerden hepimiz sorumluyuz. İnsan olarak sorumluyuz. Din dersleriniz boşuna, Tanrıcılık oynayan hükümetlerinizden sorumlusunuz!
Vicdan dediğiniz şey, hep birlik olduğunuzda kayıp mı oluyor yoksa!
“Çoğunluk aynı fikirde diye yanlış bir şey, yanlış olmaktan kurtulmaz” Tolstoy.
Çoğunluk öldürüyor diye, katil olmaktan,
Çoğunluk seçiyor diye, diktatör olmaktan,
Çoğunluk istiyor diye, istilacı olmaktan,
Çoğunluk inanıyor diye, yalancı olmaktan, kurtulamazsınız!
Bir bakalım; şimdiye kadar, nasıl insanlıktan çıkılmış:
Nanking Katliamı (1937) 1937’de Çin Cumhuriyeti’nin dönemin başkenti Nanking’in Japon İmparatorluk Kara Kuvvetleri tarafından ele geçirilmesi sırasında ve ardında yaşanılan katliam ve tecavüz olaylarıdır. Altı hafta süren olaylar yaklaşık 300 bin kadar sivil ve silahsız askerin ölümü ve 20 bin-80 bin kadar kadının tecavüze uğramasıyla sonuçlanmıştır. Uluslararası Uzakdoğu Savaş Mahkemesine göre ölü sayısı 200 bin civarıdır; Çin’in resmi kayıtlarında ise bu sayı 300 bin olarak verilmektedir
My Lai Katliamı (1968), diğer adı Sơn Mỹ Katliamı’dır. Vietnam Savaşı sırasında ABD güçleri tarafından, Güney Vietnam yönetimine bağlı köyler olan My Lai, My Khe ve Son My’da 16 Mart 1968’de 347 sivilin katledilmesi olayıdır. Komutasını teğmen William Calley’in yaptığı bölgede görevli ABD silahlı gücünün işlediği bu savaş suçu bir İngiliz gazeteci tarafından ortaya çıkarılmıştır ve olaydan 1 sene sonra ABD ordusu tarafından kabul edilmiştir. Ayrıca köylerde yapılan bu katliam yine ABD ordu fotoğraflarıyla da belgelenmiştir. Teğmen William Calley ile birlikte toplam 14 asker hakkında açılan davada askerlerin hemen hepsi beraat etmiştir. Yalnızca Teğmen Calley önce ömür boyu hapse mahkûm edilmiştir. Daha sonra çok geçmeden ABD Başkanı Richard Nixon tarafından çıkarılan bir af ile cezası 3 senelik ev hapsine çevrilmiştir.
Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı (1974) Kıbrıs Türklerine karşı 14 Ağustos 1974 tarihinde Rum EOKA-B örgütü tarafından yapılan katliamdır. 1690 yılına göre Muratağa, Sandallar ve Atlılar köyünün nüfus kayıtları 248 kişiydi. 14 Ağustos günü, katliamda en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 Türk öldürülmüştür. Birleşmiş Milletler tarafından “insanlığa karşı bir suç” olarak nitelenen katliamda otomatik tüfekler ve kesici aletler kullanılmıştır. Katliamın Türk birlikleri tarafından keşfi ve cesetlerin bulunması 1/2 Eylül 1974 tarihinde gerçekleşmiştir.
Halepçe Katliamı (1988) Halepçe’ye zehirli gaz saldırısı olarak da adlandırılır. Saddam Hüseyin’in, İran-Irak Savaşı esnasında Irak’ın kuzeyindeki El-Enfal Harekâtı adlı isyanı bastırma operasyonunun bir parçasıdır. Kanlı Cuma olarak da bilinir. Saldırıda 3 bin 200 ile 5 bin arasında kişi öldürüldü ve 10 bin ile 7 bin arası sivil yaralandı. 1 Mart 2010’da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe Katliamı’nı soykırım olarak tanıdı. Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bu katliamın tanınması için kanun teklifi verildi.
Tiananmen Katliamı (1989) 1989 Tiananmen Meydanı Olayları olarak da bilinir. Çin Halk Cumhuriyeti’nde 15 Nisan ve 4 Haziran arasında öğrencilerin, aydınların ve işçilerin önderliğinde gerçekleşen gösterilere ve ardından yaşananlara verilen isimdir. Çin’in birçok yerinde ayaklanma olmasına karşın ana merkezi Pekin’de Tiananmen Meydanı’dır. Protestolar sırasında çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Çin Halk Cumhuriyeti kaynaklarına göre 200-300 kişi hayatını kaybetti. Ancak Çinli öğrenci örgütleri ve Çin Kızılhaç’ına göre 2 bin-3 bin kişi hayatını kaybetti. Katliamı simgeleyen görüntü ise elinde poşetle tankın önünde duran Çinli oldu ve tüm dünya katliamı bu görüntü ile bildi.
Hocalı Katliamı (1992) Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır. “Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşı’nda Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan’ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir.
Srebrenitsa Katliamı (1995) Bosna Katliamı olarak da bilinir. Avrupa tarihinin en kanlı sayfalarından biridir. Bosna Savaşı sırasında Sırp Cumhuriyet Ordusu’nun BM tarafından kurtarılmış bölge ilan edilen Srebrenitsa’da gerçekleştirdiği katliamdır. Krivaya ’95 Harekâtı esnasında Temmuz 1995’te General Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlı askerler BM tarafından korunması gereken Srebrenitsa’ya girerek 8 bin 372 kişiyi canice katletmişlerdir. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önlememiştir. Srebrenitsa Katliami II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır. (Bilgiler jurnal.ist.gzt alıntıdır.)
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adıyla Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan örgüt, 2014’ün Haziran ayında Musul kentini işgal ettikten sonra 3 Ağustos’ta Şengal’i hedef aldı ve büyük bir katliam yaptı. Ezidi Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı ilçe ve çevresine yönelik düzenlenen barbarca saldırıda yüzlerce Ezidi Kürt toplu halde öldürüldü, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 6 binden fazla kişi ise kaçırıldı. En az 5 bin kişi katledildi. Sadece ilk iki günde 1293 kişi katledildi 1500 Ezidi kadın cinsel saldırıya maruz kaldı. 6 bin 500 Ezidi kadın ve çocuk kaçırılarak ”Köleleştirildi” 400 bin kişi göç etti, 1273’si kadın 1444’ü erkek 2 bin 717 Ezidi Kürt hala kayıp. 325 bin 197 Ezidi hala Kürdistan Bölgesi’ndeki kamplarda yaşıyor. 100 bin Ezidi dünyanın değişik ülkelerine göç etti.
Amerikalıların katlettikleri Kızılderililer ve Hitler’den bahsetmiyorum daha. Bir de şu Rusya-Ukrayna var. Daha bitmedi; İsrail-Filistin’de, kim bilir şu anda neler oluyor! Düşünün dünyanın her yerinde…
Bu yüzyılda teknoloji ne kadar ilerlese ilerlesin; savaşlar ve katliamlar olduğu sürece insanoğlu uygarlık düzeyine henüz gelememiştir. İlkellikleriyle baş etmenin yolunu daha keşfedememişlerdir.
“3. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacağını biliyorum” Albert Einstein.
Gamze Cantürk