Kuru otlar üzerinde kaybolan ruhlar

Nuri Bilge Ceylan (NBC) son filmi “Kuru Otlar Üstüne” de insanın değişmeyen/değişmeyecek doğası üzerine umutsuz bir bakış atıyor. Yargılamayı, değiştirmeye çalışmayı da sevmez zaten. Aydın sınıfına ait bireylerin taşra yaşamı içindeki reflekslerini “Bir Zamanlar Anadolu’da”, “Kış Uykusu” ve “Ahlat Ağacı” çok güzel anlatmıştı. Hepsinin de finalinde seyirciyi yakalayan bir katarsis duygusu vermeyi de, bir umut ışığı yakmayı da ihmal etmemişti. Artık bu duygu onun anlattığı öykülerde yavaş yavaş yitip gitmek üzere… Vicdanla yüzleşmek yerini hayal kırıklığına, ego esaretine, öfkeye, gerçeklerden kopuşa bırakıyor.
Şahsen bir NBC filminde ilk kez tutunup, tarafına geçebileceğim bir karakter bulamadım. Biraz Nuray karakterini olağan üstü bir sadelikle canlandıran Merve Dizdar’da bunu hissettim. Bu durum da tabi ki tartışılan bir final ortaya çıkarıyor. Sıradanlığın zaferini izlemek artık sıkıntı veriyor. İnsanlığın kötüye gidişatı, politik nobranlığın değiştirdiği sosyal yapı hepsi üst üste gelince, yönetmene de karamsarlığında hak vermemek elde değil. Öykünün geçtiği coğrafyadaki ruh hali, sosyal yaşamın boğuculuğu, tutuculuğu karanlığı daha da arttıran faktörler, unutmamak lazım.
Filmde baş karakter Samet (Deniz Celiloğlu) üzerinden yola çıkan iki ana hikaye, bir de yan hikaye izliyoruz. Kar örtüsünün 9 ay boyu yerden kalkmadığı bir Doğu Anadolu kasabası, orta okulunda resim öğretmeni olan Samet’in Batı’ya tayin zamanı gelmiştir. İstanbul hayalleri kurduğu, kendisini ait hissetmediği bu ücra beldede, motive edecek hiçbir şey kalmamış gibidir. Turistmiş gibi çektiği, mizanseni kendisinden fotoğraflar dışında, çevreyle ilişkisi de sınırlıdır. Sınıfın güler yüzlü delişmen öğrencisi Sevim (Ece Bağcı) onu çevresinde mutlu eden tek kişidir. Ona yaz tatilinden gelirken hediye bile getirmiştir. Onu görünce Samet’in yüzünde güller açar. Duygularını içten yoğun yaşadığı hissedilmektedir. Sınıfta erkek çocuklara sert ve aşağılayıcı davranırken, kız öğrencilere daha ılımandır. Pedagog yanı sonuçta oldukça zayıftır.
Lojman arkadaşı öğretmen Kenan ise (Musab Ekici), o toprakların çocuğudur ve başka bir yere tayin olup gitmek gibi bir derdi yoktur. Yan öykü olarak Samet’in köyün veterineri Vahit (Yüksel Aksu) ve bir iş bulup köyden kurtulmaya çalışan Feyyaz’la (Münir Can Cindoruk) olan ilişkilerini izliyoruz. İçki masalarında, Vahit’in Feyyaz’a sürekli küfürlü çıkışlarına hakemlik yapan Samet’in, tek bu ilişkide, ılımlı ve olgunca davrandığını görüyoruz. İngilizce öğretmeni Nuray’ın (Merve Dizdar) Samet ve Kenan arasına girmesiyle farklı ikinci bir hikaye ortaya çıkarır. Nuray, Ankara Garı patlaması sırasında sağ bacak dizden altını kaybetmiştir. Görüşleri radikal soldur ve duruşu kararlı gözükmektedir.
Samet ve Kenan sınıftaki kız öğrencileri taciz suçlamasıyla karşı karşıya kalırlar. Canları çok sıkılır. Ortada elle tutulur bir kanıt da yoktur. Samet bunu gururuna yediremez. Olay yanlış anlaşılma şeklinde örtbas edilse de, Samet bu suçlamayı yapanın Sevim olduğunu bildiğinden farklı davranmaya başlar.
Nuray’la olan ilişkisindeyse kafasından geçenler ve davranışları tutarsızdır. Önce Nuray’ı Kenan’a uygun görse de bir süre sonra erkeklik egosuna mağlup olur. Nuray’ın Kenan’a meyletmesi sonrası davranışlarını değiştirir.
Nuri Bilge Ceylan filmlerinin değişmezi, uzun soluklu diyaloglar arasında en ilginci, Samet ve Nuray arasında geçen akşam yemeği konuşması oluyor. Nuray’ın eylemci söylemlerine apolitik, lafazan cevaplarla karşılık verir Samet. Onu aklınca zeki ve süslü sözcüklerle alt etmeye çalışır. Her iki tarafın da hayattaki boşlukları ve hayal kırıklıkları tumturaklı sözcüklerle ortaya dökülse de bunun ne kadarının farkındalığını yaşamaktadırlar? Ceylan’ın çok sevdiği edebi sözcükleri oyuncuların ağızlarına oturtması her iki taraf için de kolay iş değil. Gerçek yaşamda bu kadar iyi seçilmiş sözcüklerle konuşamayacağımız da gerçeği de başka, tabi ki…
NBC filmlerinde karakterlerin ağızlarından sözcüklere güvenmemek gerektiğini insanların çok sık yalana başvurduklarını söyler. Onların yerine yüz ifadelerinin daha hakiki olduğunun altını çizer. Bir kez daha karakterlerinin yüzlerine odaklanarak bize daha fazla şeyler anlatmaya çalışıyor.
Filmdeki kadın karakterler, erkeklerden çok daha tutarlı ve dik duruşa sahipler. Nuray’ın karlı, buzlu havada kalkıp Samet ve Kenan’ın evine gelip eteğindeki taşları dökmesi karşısında iki erkeğin sadece kem/küm etmesi çok etkileyici bir sekans. Sevim’in kendisini aşağılayan Samet karşısında öfkeyle dolan gözlerindeki duygu yoğunluğu müthiş bir kare.
“İnsandır, değişmez” düşüncesinin finaldeki bağlayıcılığı, karakterlerin öylesine yaşamlarına devam etmesini tabi ki çok beğenmedim. Gerçek yaşamın bu tür insanlarla dolu olduğunu onlarla her gün karşılaştığımızı elbette biliyoruz. Ceylan’ın abartıdan uzak sinemasında bir nebze rahatlamak istemek te hakkımız olmalı. Sıradan suretlerin zaferlerinden artık bıkkınlık geldi.
NBC’ın “bu bir filmdir bir yere kadar inanın” şeklinde çektiği kamera arkası sahneler hoşuma gitti. Bu alanda yürüyen Samet’in makyaj odasında ayna karşısına geçmesi ve bunu bizim izliyor olmamız büyük yönetmenlere yakışan öz güvenli bir yaklaşım.
Kamera yönetimi, ışık kullanımı, kapalı mekan çekimleri fevkalade. Oyunculuklar Merve’ye rağmen tam bir takım başarısı.

Emin Yeğinboy

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu