Kings Of Leon: Güneyli tınıların Garage Rock ile buluşması

Üç Followill erkek kardeş (Matthew kuzendir) Oklahoma ve Tennessee’de babaları, Birleşik Pentekostal Kilise vaizlerinden Ivan Leon Followill ve anneleri Betty-Ann ile büyüdüler. Hepsini bir arada pastel renkte, kenarı yırtılmış, telli dolabın kenarına yapıştırılmış aile resmi gibi düşünebilirisiniz. Nathan Oklahoma’da doğdu, Jared ve Caleb, Memphis ve Tennessee’de doğdular. Jared, Mount Juliet Lisesi’ne gitti, kuzen Matthew ise Mississippi doğumlu. Rolling Stone dergisine haberine göre, “Baba Ivan, Oklahoma ve derin Güney kiliselerinde ara sıra çadır içi ibadetlerinde vaaz verirken, çocukları da ayinlere katılırmış. Aynı zamanda anneleri tarafından evde eğitilmişler ya da küçük kasaba okullarına kısa süreli kaydolmuşlar. Jackson, Tennessee’ye yerleştikleri beş yıllık bir dönem dışında, Followills’in çocuklukları, mor renkli 1988 Oldsmobile ile Amerika Birleşik Devletleri’nin güneyini karış karış gezerek, Ivan’ın vaaz vermesi planlanan yerlerde bir veya iki haftalık kamp yaşamıyla geçmiş. 

Baba İvan yıllar sonunda aydınlanma yaşamış. Vaaz vermekten istifa etmiş. Hatta aile hayatından da sıkılmış, ebeveynler 1997’de boşanmışlar. Nathan ve Caleb, Nashville’in dışına taşınmışlar kafalarında müzik yapmak varmış. Başlangıç olarak Country müziğini benimsemişler. Oradayken, şarkı yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olan, onları Thin Lizzy’nin, Rolling Stones, Clash’in müzikleriyle tanıştıran besteci Angelo Petraglia ile bir araya gelirler. Kısa bir süre devlet okuluna giden Jared ise o aralar Pixies ve Velvet Underground müziğinden çok etkilenir. Kuzenleri Matthew 1999’da Nashville’e taşınmasıyla “Kings of Leon” kuruldu.  

Gruba, Ocak 2014’te ölen dedeleri Leon’un adını verdiler. 2002’ye gelindiğinde, Nathan ve Caleb bazı müzik şirketlerinden ilgi gördüler ve sonunda RCA Records ile anlaştılar. RCA Records, başlangıçta ikisi için bir grup kurmakta ısrar eder. Nathan, RCA ile nasıl anlaştıklarını şöyle anlatır: “Teklif kaçmayacak cinstendi. Grup olmalıydık. Küçük kardeşimize önce bir bas alacaktık ve Caleb’de ona öğretecekti.  Şirket yetkilileri, “pekala, bir ay sonra tekrar görüşürüz arkadaşlar” dediler.

Grubun tamamlanması için Mississippi’deki kuzenleri Matthew’u ayartmaya kalmıştı iş. Anne izniyle bir haftalık tatil için gelen Matthew’un dönmesine asla izin vermediler. Nathan, “kendimizi bir miktar marihuanayla bodruma kilitledik ve orada bir ay geçirdik. Annem bize yiyecek getirirdi”. Ayın sonunda şirket çalışanları söz verdikleri gibi geldi ve ‘Molly’s Chambers’, ‘California Waiting’, ‘Wicker Chair’ ve ‘Holy Roller Novocaine’ adlı şarkılarını verdik. 

Grubun “Holy Roller Novocaine” adlı EP albümü 18 Şubat 2003 tarihinde yayınlandı. “Holy Roller Novocaine”e’in piyasaya sürülmesi, Kings of Leon’a önemli bir destek verdi ve Rolling Stone dergisinden 4/5 yıldız puanı aldı..

12 şarkılık ilk albümü “Youth and Young Manhood”, Temmuz 2003’te Birleşik Krallık’ta ve Ağustos ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlandı. Albüm Los Angeles’taki Sound City Studios ile Malibu, California’daki Shangri-La Studios arasında kaydedildi. Angelo Petraglia ve Ethan Johns yapımcılardı. 

Rolling Stone dergisine göre, grubun retro-şık görünümü ve Southern Boogie ve cesur Garage karışımı, Lynyrd Skynyrd ve Strokes ile karşılaştırmalara ilham verdi. Efsane müzik dergisi NME, “son 10 yılın en iyi ilk albümlerinden biri” olduğunu ilan etti. The Guardian grubu “Rolling Stones’un özlem duyduğu türden otantik, kıllı asiler” olarak tanımladı. Grup İngiltere ve İrlanda’da sansasyon yarattı. Albüm, ABD’de eleştirilerde, yumuşak bulundu ve rock dinleyicisini çok etkilemediği yönündeydi. ABD’de “Youth and Young Manhood”, 750.000 kopyadan yalnızca 100.000 kopya sattı. 

Grubun ikinci albümü “Aha Shake Heartbreak”, Ekim 2004’te İngiltere’de ve Şubat 2005’te Amerika Birleşik Devletleri’nde piyasaya sürüldü. İlk albümlerinin “Southern Infused Garage Rock”’ı üzerine inşa edilen albüm, grubun yerli ve yabancı dinleyicisini genişletti. Albüm yine Angelo Petraglia ve Ethan Johns tarafından düzenlendi. “The Bucket”, “Four Kicks” ve “King of the Rodeo” tekli olarak yayınlandı ve “The Bucket” Britanya’da İlk 20’ye yükseldi. “Taper Jean Girl”, 2007 yapımı Disturbia filminde ve 2008’de Cloverfield filminde de kullanıldı.  Grup, Elvis Costello da dahil olmak üzere birçok baba rock isminden övgü topladı. Grup 2005 ve 2006’da U2, Bob Dylan ve Pearl Jam ile turneye çıktı. 

Grubun üçüncü albümü “Times” 2 Nisan 2007’de Birleşik Krallık’ta ve bir gün sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlandı. Albümün çıkışından önce, Birleşik Krallık ve İrlanda’da hit olan single “On Call” vardı. Albüm İngiltere ve İrlanda’da bir numaradan giriş yaptı ve Avrupa listelerine 25 numaradan girdi ve çıktığı ilk haftada yaklaşık 70.000 kopya sattı. Bazı eleştirmenler tarafından övgü almasına rağmen, albüm patlamadı. 

 2008’de Kings of Leon, 19 Eylül’de Jacquire King ve Angelo Petraglia’nın ürettiği dördüncü stüdyo albümü “Only by the Night”’ı çıkardı ve ardından İngiltere Albüm Listesi’ne bir numaradan girdi ve bir hafta zirvede kaldı. ‘Only by the Night’, 2009’da İngiltere’nin bir numaralı albümü oldu ve BRIT Ödülleri’nden hemen sonra iki haftalık kısa bir turne yaptılar. Amerika Birleşik Devletleri’nde, albüm Billboard 200’de dördüncü sıraya ulaştı. En ses getiren albümleri oldu. Patlamışlardı bir kere. İngiliz basını albüme parlak eleştiriler verirken, ABD’nde albüme tepkiler daha karışıktı. Albüm resmi olarak İngiltere’nin 2008’in en çok satan üçüncü albümü ve Avustralya’da 2008’in en çok satan albümü oldu. “Sex on Fire”, 8 Eylül’de İngiltere’de yayınlanan ilk tekli oldu. Şarkı, İngiltere, İrlanda, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bir numaraya kadar ulaşarak grubun en başarılı şarkısı oldu. 2009’da Brit Awards’da En İyi Uluslararası Grup ve En İyi Uluslararası Albüm ödüllerini kazandılar ve ödül töreninde canlı olarak “Use Somebody” performanslarını da gerçekleştirdiler. 

  “Only by Night” piyasaya sürüldükten sonra bir yıldan daha kısa bir süre içinde bir milyon kopya sattığı için Birleşik Devletler’de Platin sertifikası aldı. 2008’de Kings of Leon, Glastonbury Müzik Festivali’ne Headliner oldu ve 2009’da grup, Reading & Leeds, Rock Werchter, Oxegen, T in the Park, Gurtenfestival ve Polonya, Avrupa’da Open’er Festivali dahil olmak üzere bir dizi müzik festivalinde sahne aldı. ABD’de Sasquatch, Lollapalooza, ve Austin City Limits festivallerinde sahne aldı.  

 Ardından gelen yıllar grup içi tartışmalar ve alkol mücadelesiyle geçti Örneğin Matthew, yıllar boyunca tanık olduğu bazı kavgaları, tur otobüsünün arkasında iki büklüm oturup kendi kendine şöyle düşündüğünü hatırladığında yüzünü buruşturuyor: “Aman Tanrım, bu olaydan sonra bir daha birlikte müzik çalmamıza imkan yok.” Ancak bunların hepsi geçmişte kaldı ve ilerleme artık Kings of Leon tarafından yayın rakamları, Grammy ödülleri veya bilet satışları üzerinden değil, birbirlerini kızdırmadan kayıt yapıp yapmadıkları üzerinden ilerliyor. Caleb’in 2011’deki alkol rehabilitasyonu, dörtlü için bir düşünme dönemi başlattı. 2013’de “Mekanik Bull”’ ve 2016’nın “The Wall” olmak üzere iki sağlam albümle, Pearl Jam’in damarlarından beslenen bir rock grubuna dönüştüler. Destansı baladlar ise biraz daha melankolik hale dönüştü.

Arcade Fire ve Florence ve Machine yapımcısı Markus Dravs ile Nashville’deki üssünde kaydedilen sekizinci albüm “When You See Yourself”’ın yayına girmesi Kovid nedeniyle bir yıl ertelendi. Caleb, “Şarkı sözlerini okuduğunuzda oldukça tuhaf” diyor. “Karantina sırasında yazılmış gibi görünüyor. İçeriğin çoğu kehanet niteliğinde.”

Jared gerçek bir rock yıldızı gibi görünse de Nathan daha çok rahat bir sörfçü adam. Matthew aşırı kibar ve biraz endişeli gözükürken Caleb biraz isteksiz bir solist gibi görünüyor. Telefonunun pili biterse telaşlanmayacak biri gibi bir havası var ve en yakın arkadaşlarından bazılarının birlikte golf oynadığını ve müzik kariyerini pek umursamadığını söylüyor. Sadece sakin bir yaşam isteyen ama her üç yılda bir Reading festivalinin manşetini yapmak zorunda kalan bir adama benziyor.

 Geçtiğimiz günlerde grubun yeni teklisi “Mustang” yayınlandı. Grubun tanıdık güney rock tarzıyla birleşen, etkileyici bir gitar parçası ve vurgulu arka plan üzerinden hareket ediyor. Şarkı aynı zamanda katmanlarında psychedelic ve garaj rock unsurlarını da içeriyor.  Hepsinden önemlisi, solist Followill’in kendine özgü vokalleri, koroda olduğu gibi yükseliyor:

 “Şehirde bir Mustang var ve o bana sesleniyor / Sen bir Mustang mısın, yoksa bir kral mısın, ne yapıyorsun?”

Emin Yeğinboy

 

 

 

   

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu