Keşke İmamoğlu-Yavaş olsaydı

Türk siyasetine iz bırakmış saygın bir isim. Bülent Ecevit, Aydın Güven Gürkan, İsmail Cem, Deniz Baykal, Süleyman Demirel gibi önemli devlet adamlarının dostu, yoldaşı ve kurmayı. Bakan, milletvekili ve Belediye Başkanı olarak yaptığı hizmetlerle ‘halka dokunmuş ‘. Zaten istenen de bu değil mi? Çok ‘şöyle yaptım, böyle yaptım ‘ demeyi sevmese de, satır aralarında verdiği önemli hizmetler var.

Milletvekili olarak karış karış gezdiği yerlere ‘damla damla katkı’. İzmir’in her köşesinde. Bakan olarak Türkiye ‘de bir ilk ‘işçiye check up’. Sosyal güvenlik reformu, randevulu hasta bakım hizmeti, yerli ilaç sanayi atılımı. Bulgaristan ‘dan gelen soydaşların özlük haklarının Türkiye ‘ye transferi ve tarihi sorunun çözümü: emeklilik.

İlk maaşı verme onuru da Onun. Belediye Başkanı olarak da ilklere imza atmış. Kültür kenti İzmir’de Türkiye ‘de ilk ve tek Kadın Müzesi ile birlikte 5 önemli butik müze. Tiyatro , gençlik ve sanat festivalleri. Gültepe ve Çamdibi’nde iki büyük rekreasyon alanı. İlk hayvan ambulansı, ilk taziye ikram aracı. Doğa ve çevre için naylon poşet yerine file. Yine bir ilk; üreticiden tüketiciye doğrudan sebze – meyve. Ödüllü sevgi yolu, AB kriterlerinde engelli dostu – aydınlatmalı yollar.

İşi gücü İzmir. İşi gücü;  barış uzlaşı ve demokrasi; Dr. Hakan Tartan’ın.

Altılı masa sürecinde CHP ve diğer paydaşlar arasında ‘etkin bir arabulucu’ydu. Her sorunda ‘dertlere derman arayan bir Ağabey’. İki seçim yorgunu Türkiye’yi, siyasi gelişmeleri, geleceği ve elbette İzmir’i konuştuk Dr. Hakan Tartan’la..

 İki seçim, iki farklı tablo? Ne oldu?

Neredeyse iki yıl seçimle geçti. Öncesi, ortası, sonrası. Çok yorulduk. Halkı ilgilendiren çözümlerden çok atışmalar, çatışmalar yoğundu. Bu yüzden de halk siyasetten soğudu. Altılı masa doğru bir projeydi, ama doğru yönetilemedi. Bir başkan, 8 yardımcısı, masadan kalkmalar halkı rahatsız etti. Doğru projeler ve doğru kadrolar sunulamadı. Altılı masayı oluşturan liderlerin hiç biri aday olmayacaktı; partilerinin başında kalıp TBMM’ye gireceklerdi. Tayyip Bey’e rakip olarak Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş daha uygundu. Kazanma şansları da yüksekti. Olmadı.

Çok farklı bir yorum? Açar mısınız?

Düşünün.. Ekrem Bey Başkan, Mansur Bey yardımcısı. Ya da tersi. Altılı masayı oluşturan liderler de partilerinin başında TBMM’de. Hem siyasi olgunluk, hem TBMM’de uyumlu çalışma, hem de halka umut. Bir büyük fırsat kaçtı.

Peki  yerel seçimlerde ne oldu?

Halk uyardı Ak Parti’yi. Özellikle ekonomik sıkıntılar, siyasi yanlışlar ve savurganlık halkı rahatsız etti. Tayyip Bey tek başına Ak Parti. Yanında 3-5 çalışan, emek veren. Onun dışında ayrı bir dünya. Çok yalnız. Siyaseten güç alamıyor, her şeye yetmeye çalışıyor . Yeterince siyasi katkı alamadığını düşünüyorum. Aynı şekilde sokaktaki mesajda doğru algılanamadı. Ben reklam ve propaganda çalışmalarını da yanlış ve zayıf buldum. Özellikle çarşı pazardaki yangın, pahalılık, emeklilerin geçim çığlığı görülemedi. Bunların sayın Cumhurbaşkanı ‘na doğru ve zamanında aktarılmadığı kanısındayım. Üzülerek söylüyorum; bir çok bakan ve milletvekili kendine çalışıyor, ya da hiç çalışmıyor. Dışa yansıyan mesaj bu.

CHP’nin başarısı?

Değişim her zaman tutan bir slogandır. Toplum genelde değişime destek verir. Bu anlamda CHP doğru mesajlar verdi. Tabi önemli olan bundan sonra tutarlı , uyumlu ve istikrarlı olmak. Her konuda. Kemal Kılıçdaroğlu ‘nun bugünkü başarıda payını da inkar etmemek gerekir. Sağa açılım politikası, Doğu ve Güneydoğu politikaları CHP’nin önünü açtı. Özgür Özel de doğru söylemler kullandı. Çok çalıştı, gençlik enerjisini iyi kullandı . Gördük ki; hazırlıklı gelmiş; tepeden inmeci değil. Ama İstanbul’da ve Ankara ‘da yakalanan büyük oy farkları da çok önemli. Bu seçimin yıldızları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. Geleceğin politikasında da bu iki değerli isim hep önemli olacak. Özgür Özel çevresinde de bir değişim yaparak ilerlerse olumlu yansımalar alır diye düşünüyorum. Halk desteği verdi, şimdi izliyor. Yanlış yapılırsa 1994 kaosu ve hezimeti olabilir. Bunu unutmamak gerekir.

Ya Meral hanım?

Böyle bir sonu hak etti mi? Hayır. Siyaset çok acımasız. Altılı masadan kalkma süreci ve Cumhurbaşkanlığı’nın kaybının faturası ona kesildi. Aslında başarılı oldu. Kısa sürede yüzde 10 oy oranına ulaşmak önemli. Yanlış mı neydi, merkeze açılamamak. Bir türlü merkez parti olamamak. Ben uzun bir değerlendirme süreci yaşayacağını düşünüyorum. Sonrasında yeniden döner mi? Neden olmasın!

Ve sizin sevgili İzmir’iniz? Başkan ve kadro değişimi?

CHP adına biraz oy kaybı oldu, ama ilçe bazında başarı söz konusu. Diğer partiler doğru adaylarla zamanında sahaya çıkamadı. İyi Parti çöktü, halk CHP’ye bir kez daha ve belki son kez ‘al yönet’ dedi. CHP’li başkanlar bu şansı iyi kullanmalı. Başkanlık makamı mazeret üretme ve şikayet yeri değil, halk hizmet bekler, hizmet edeceksin. Bir yılda ak –  kara belli olur. İyi ve olumlu sinyal veren isimler de var , şimdiden ‘ben neymişim be abi’ diyenler de. Biraz zaman! Ben Cemil Tugay ‘ı beğeniyorum . Sakin ve olgun bir tavır içinde. Doğru kadrolarla çalışırsa başarılı olacağına inanıyorum.

Melike Toprak

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu