İlk Türk astronot Alper Gezeravcı İzmir’de..
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Türkiye Milli Uzay Programı
kapsamında uzaya gönderilen ilk Türk astronot Alper Gezeravcı, Dokuz Eylül Üniversitesi
(DEÜ) Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen Gençlik Buluşması
programına katıldı.
Türk teknisyenleri ve mühendislerinin savunma sanayinde tam
bağımsızlık için eşine az rastlanır başarı hikâyelerini peş peşe gerçekleştirdiğini belirten
Bakan Kacır, “Türk gençlerinin önündeki engelleri kaldırır ve onların yanında olursak;
Türkiye’nin öz evlatları, Türk gençleri yüksek teknoloji alanlarında dünyanın en iyi işlerini
başarabilecek kabiliyet ve yetkinliktedir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı anısına 3 büyük Teknofest gerçekleştirdiklerini ifade
eden Bakan Kacır, savunma sanayinde Türkiye’nin, tarihe damga vurduğunu söyledi.
Türkiye’de havacılık alanında çalışan girişimcilerin olduğunu ama havacılık tarihinin adeta
akamete uğratılmış hikâyeler tarihine dönüştürüldüğünü söyleyen Kacır, 2000 li yıllarda bir
sağlam irade bütün bu işlerin önünü açtığında, kendi milletinin evlatlarına güvendiğinde Türk
mühendisleri, bilim insanları ve teknisyenleri Türkiyenin ihtiyaçlarını karşılayacak dediğinde
yepyeni bir başarı hikâyesinin sayfaları açılmaya başlanmış. Anka, Aksungur, Akıncı, Hürjet,
Atak, Gökbey, Kızılelma, Kaan ile Türkler gökyüzüne imzalarını atmışlar. Hedefimiz,
ümidimiz, hayalimiz sizlerin eliyle, teknolojinin tüm alanlarında benzer başarıları Türkiye’de hızlandırmak. Bu gaye ile 5 senedir dünyanın en büyük teknoloji festivallerini
düzenliyoruz”şeklinde konuştu.
“İLERİ SEVİYELERE DE TAŞIMAYI AMAÇLIYORUZ”
2000li yıllarda uydu üretimi konusunda Türkiye’nin adım adım projeler başlattığını aktaran
Bakan Kacır, “Önce BİLSAT görüntüleme uydusunda ortak üretime dahil olduk. Sonra
RASAT görüntüleme uydusunu yerli olarak ürettik. Sonra Göktürk görüntüleme uydusunu
yerli olarak ürettik. Ve nihayetinde elektro-optik kamerasına, tepki tekerine, yıldız izlerine
kadar tüm kritik alt sistemleriyle haberleşme cihazlarına kadar yüksek çözünürlüklü
görüntüleme uydusu İMECE’yi yerli ve milli olarak geliştirmeyi, üretmeyi başardık. Ve
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında İMECE’yi uzaya gönderdik ve hâlihazırda İMECE’den
istifade ediyoruz. Şimdi bu hedefi bir seviye yukarıya taşıyoruz. İlk milli haberleşme
uydumuz TÜRKSAT 6-A yı önümüzdeki üç dört ay içerisinde uzaya göndereceğiz ve bu
kabiliyete sahip dünyadaki 10 ülkeden bir olacağız. Bütün bunlar aslında önümüzdeki
dönemde Türkiye’nin yıllık 600 milyar doları aşan uzay ekonomisinden daha fazla pay
almasını sağlayacak. Bütün bu projeler nitelikli insan kaynağımızın, beşeri sermayemizin
Türkiye için çalışmasını, Türkiye’de hayatına devam etmesini temin edecek projeler olacak.
İnşallah bunu daha ileri seviyeleri de taşımaya amaçlıyoruz” ifadelerinde bulundu
“BİLİMİN PEŞİNDEN KOŞMAK ZORUNDAYIZ”
Uzaya gönderilmeden önceki adaylık ve seçilme sürecini anlatan ilk Türk astronot Alper
Gezeravcı, uzaya gönderilmek üzere seçildikten sonra Türkiye’de ve Amerika’da devam eden
eğitim sürecini anlatarak; uzayda gerçekleştirmek üzere hazırladıkları deneylerin rastgele
hazırlanmış deneyler olmadığına dikkat çekti. Türkiye’nin 8 yıldır Antarktika’ya giderek Türk
bilim insanlarının orada çeşitli çalışmalar yaptığını kaydeden Gezeravcı, “Arkadaşlar, bilim neredeyse oraya gitmek zorundayız. Bilimin peşinden koşmak zorundayız. Antarktika’da
araştırma yapan bilim insanlarının Türkiye’ye getirmiş olduğu yosunları biz uzaya götürdük.
Bir yaşam destek ünitesinin içine filtrelerle mikro boyuttaki yosunları, döngüye sokarak,
istasyonun içindeki karbondioksiti alıp, içerisinden karbonu ayrıştırarak oksijene
dönüştürürdük ve sisteme verdik. Bunu yaparken ortamdaki rutin karbonhidrat ile de
yapmadık. Ortamdaki normal karşılaştığımızın beş katı yoğunlaştırılmış olarak verdik. Sistem
kapasitesini maksimum düzeyde zorlayarak beş katı yoğunlaştırılmış karbondioksitten oksijen
elde ettik”şeklinde konuştu
.
ÖĞRENCİLER SORDU, GEZERAVCI CEVAPLADI
DEÜ’lü gençlerin yoğun ilgisi ile karşılaşan Gezeravcı, üniversite ve ilköğretim
öğrencilerinin merak ettiği soruları da samimiyetle cevapladı. Türkiye’nin Avrupa Birliği
ülkeleri arasında yaş ortalaması en genç ülke olduğunu ifade eden Gezeravcı, Türkiye’nin en
sağlam gücünün gençlikten geldiğini kaydetti. Gezeravcı sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Potansiyelinizden, yapabileceğiniz ve başarabileceğiniz işlerden tereddüt duymamalısınız.
Yanlış yönlendirmeden, özgüveninize balta vurmaya çalışan zihniyetten uzak kalmalısınız.
Potansiyelinizden şüphe etmeyin.”