Giovanni van Bronckhorst mu?

Terör can almaya devam ediyor, yeni doğmuş bebekler öldürülüyor, caniler dünyanın en temiz ve masum varlıkları çocukların canını alıyor, sokaktaki köpekler-kediler katlediliyor, dar gelirli yurttaş “peynir-zeytin artık bizim için lüks” diyerek feryat ediyor, hukuksuzluk ve yolsuzluk almış başını gidiyor…

Lahanalar size söylüyorum, hani bana ‘sadece maç yaz – futbol yaz’ uyarısında bulunan lahanalar! Deve Kuşu muyum ben, kafamı kuma gömüp olan bitene duyarsız ve kayıtsız mı kalayım?

Sizler dilerseniz fanatizm harmanlı futbol tutkunuzu yaşamlarınızın tam ortasına yerleştirin ama aynı şeyi benden istemeyin ve beklemeyin…

Beşiktaş’ın Fransa deplasmanında formunun zirvesindeki Lyon’u yenmesini düşünmek bir yana sahadan eşitlikle ayrılacağını varsaymak dahi biraz ironi içeriyordu futbol tutkunları için, elbette ki maç başlamadan önce. Karşılaşmanın rengi, VAR’ın verdiği iki kararın ardından değişiverdi. Birisinde ağlara giden top, diğerinde de penaltı atışı iptal edildi ve golsüz eşitlik devam edince de Beşiktaşlı futbolcular ayaklarına gelen fırsatı değerlendirmeye karar verdiler. Buna bir de Ersin Destanoğlu’nun kalesindeki başarısı eklenince Beşiktaş kelimenin tam anlamıyla kendine geldi.

Ev sahibi Lyon özellikle ilk yarıda mükemmel pas yaptı, ileride kusursuz çoğaldı ve Beşiktaş ceza alanı içinde tehlike üzerine tehlike yarattı. Ama aradığı golü bir türlü bulamadı üstüne üstlük stadı dolduran seyircisin ‘müthiş’ desteğine karşın. Bunda da Lyonlu futbolcuların ‘ukalalıkları’ önemli rol oynadı. Fransız ekibinin formasını giyen oyuncular öylesine özgüvene sahiplerdi ki, maçı oynamadan belleklerinde Beşiktaş’ı yenmişler hatta fark bile atmışlardı.

Ceza alanı içindeki gayri ciddi paslaşmaları bunun en önemli göstergesi oldu dün gece. İyi oynadılar çok gol kaçırdılar ama kendilerine 3 puanı getirecek golü bulamadılar. Gedson Fernandes’in attığı gol ise Lyonluların büyük şaşkınlık yaşamasına neden oldu. Belirgindi bunu hiç hesaba katmamışlardı…

Başarısızlığı da başarıyı da bireyselleştirmekte üzerimize hiç kimseyi tanımam! Bir anda ‘kahraman’ yaparız, başaramazsa da ‘hain’ ilan ederiz. Futbol gibi takım oyunlarında ‘bileşenleri’ hesaba katmayız, golü atan gecenin yıldızı, golü yiyeni takımın en kötüsü yapar çıkarız işin içinden. Hiçbir şey bulamazsak da suçlu hakem oluverir!

Beşiktaş’ın Lyon galibiyeti elbette ki yabana atılmayacak başarı lakin bunu çok da abartmamak gerekli. Zira pazartesi gecesi en az Lyon maçı kadar önem arz eden bir 90 dakika daha onları bekliyor.

Ne Gedson Fernandes kahraman ne de sakat sakat kalesini başarıyla koruyan Ersin Destanoğlu. Beşiktaş özverili mücadelesiyle bir futbol resitali verdi dün gece Fransa’da.

Yardımlaşmayı da paylaşmayı da izledik ve takım olmanın ne kadar önem arz ettiğine bir kez daha tanıklık ettik.

Teknik direktör Giovanni van Bronckhorst mu? Yengi nedeniyle onu da göğe çıkarmayacağız, sadece kutlayacağız; yeri geldiğinde de oyuncu seçimleri nedeniyle eleştireceğiz ama tabii ki saygı çerçevesi içinde.

Her şey bir yana güzel gece oldu kendini beğenmişlere karşı!..

Asena Özkan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu