“Bir başkan ‘Körfez’de yüzeceğim’ demeli. Bu başkanın sorumluluğudur”

Önceki Dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Körfezi’nde meydana gelen çevre felaketine ilişkin Mülkiyeliler Lokali’nde basın toplantısı düzenledi.

İzmr Körfezi’nde yaşanan koku probleminin 2 bin yıl öncesinden geldiğine dikkat çekerek sözlerine başlayan Tunç Soyer, “2000 yıl önce  Bayraklı’da Meles etrafında bulunan o bölgede koku ve taşkın sorunu olduğuna dair tespitler var.  Hala aynı noktada mıyız? 1986 yılına kadar Körfez’de koku ve kirlilik konusu ‘kader’ gibi yaşandı. 1970’lerde Bayraklı bölgesinden burnumuzu tutarak geçer ve İzmir’den utanırdık. Nihayet 2000 yılında 1986’da başlayan büyük kanal projesi tamamlanıyor. Narlıdere ve  Çiğli atıksu tesilerinin tamamlanmasıyla koku sorunu büyük ölçüde çözülüyor . Çünkü devam ediyor. Hem tasarımdaki hatalar hem körfezdeki sığlaşmalar nedeniyle koku problemi yeniden bilimsel çalışmalar yapılmasını zorunluluk hale getiriyor. Yaapılan çalışmalar neticesinde navigasyon ve sirkülasyon kanalı fikri ortaya atılıyor. Sirkülasyon kanalıyla beraber o günkü maliyetleri 200 milyon euro civarında. Navigasyon kanalı 15 metrelik gemilerin körfeze girmesine imkan veriyor. Bu kanalın TCDD tarafından yapılması ön görülüyor. Sirkülasyon kanalının da büyükşehir tarafından yapılması ön görülüyor” dedi. 

“KÖRFEZ’İN ÖLMESİNE SEYİRCİ KALAMAZDIK”

‘Yaşayan Körfez’ stratejisini anlatan Soyer, “Biz projeleri elimizin tersiyle itmedik. Önce kirletmemek için ne tür çalışmalar yapmalıyız diye baktık. Sirkülasyon kanalı körfezdeki temiz su hareketliliğini arttıracak. O yüzden kirlenmeyi durdurmak için yapılması gerekenler vardı. Bir strateji ortaya koyduk Adına ‘yaşayan körfez’ stratejisi dedik. Üç aşama ortaya koyduk; birincisi karada, ikincisi kıyıda, üçüncüsü ise denizde. İlk aşamada kentin yağmur suyu ayrıştırması tamamlanarak sular kirlenmeden körfeze akmalıydı ve böylelikle arıtma tesislerinin yükü azalacaktı. Bu kararın bu kente neşter vuracağını, can yakacağını ve insanlara huzursuzluk vereceğimizi biliyorduk. Şehri şantiyeye çevirdik, Körfez’in ölmesine seyirci kalamazdık. Bir yandan da aşırı yağışlarda su baskını ve taşkınların azaldı. Kemeraltı’nda örneğin bir kuyumcu hassaslığı ile çalıştık. Her yıl yaşanan su baskını videoları da sona erdi. Toplam 128 yan kola sahip 33 dere İzmir Körfezi’ne akıyor, temizliklerini yaptık. Tüm çalışmalarımız bize gösterdi ki kokunun sebebi düşük sirkülasyon değil yüksek kontaminasyon yani kirlilik” ifadelerine yer verdi. 

“5. FAZ’IN ZAMANI DEĞİL” 

Başkan Cemil Tugay’ın 5. faz açıklamasına gönderme yapan Soyer, ” İkinci ayak kıyıdaydı. Bu projelerden ilki Çiğli Atıksu Tesisi’nin fazlarının revizyonuydu. İzmir nüfusundaki artışla birlikte tesisin kapasitesinin arttırılması ve fazların revizyonuna ihtiyaç duyuldu. 23 yılda tesiste hiç revizyon yapılmamıştı. Bu üç faz tamamen revize edildi ve temizlendi. Tabiri caizse 2023 yılında sıfır kilometre fabrika ayarlarına dönüldü. 2024 içinde dördüncü fazın ihtiyacı ile kapasite artacak ve 2050 yılının sonuna kadar yeni bir faza ihtiyaç olacaktı. Yani 5’inci faz 2050’den önce konuşulmayacak. Uzun yıllar şehre hizmet veren Narlıdere’deki tesis için çalışmalar başladı. Şu an Çiğli Atıksu Tesisi’ne giden kapasite artışı sonrası Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’ne bağlanacak. Bu çalışmanın maliyeti 105 milyon liraydı.  Aslında böylece Narlıdere bölgesinde atıksuyun artırılması için Çiğli’ye taşınmasından da kurtulmuş olacak. Bir başka proje Karabağlar atık su artıma tesisi. Karabağlar ilçesine ve Narlıdere’ye hizmet edecek bu tesis Çiğli atıksu artırma tesisinin  yüzde 15 kapasitesinin hafifletmiş olacak. Böylece Körfez temizliğine katkı verecek bu tesis yer altına inşa edilecek. Böylelikle kokunun ortadan kaldırıldığını göreceğiz. Karabağlar’da arıtılmış su Yeşildere’de 2026 yılında yapılaması öngörülen EXPO’ya da fayda sağlayacak. Şehir içinde ekolojik koylar açılmasına imkan verecek” diye konuştu. 

Soyer açıklamasının devamında, “Narlıdere kapasite 56 bine, Çiğli’de 820 bine, Karabağlar’ı da eklediğimizde İzmir’de 1 milyon metreküp atık su arıtırılmış hale gelecek. 2 önemli çıktı var. Arıtma suyu ve çamur. Arıtmadan çıkan çamur ham madde olarak kullanılabiliyor. Arıtmadan çıkan çamur işlenerek ham maddeye dönüştürülüyor. İşlenen çamur çimento sektöründe değerlendirilebiliyor. Arıtma çamurunun atıktan hammadeye dönüşümü ekonomik kazaç haline gelebiliyor. Çiğli maalesef yanlış bir seçim olmuş ve yetersiz kalmış. Çiğli çalışmaya başladığı günden beri 40 havuzda 2,5 milyon metreküp çamur birikmiş. Bizim tespitimiz bunun ciddi koku yaptığı. Bu çamurun oraya dökülmesini durdurmalıydık. Manisa’da lisanslı bir tesise taşımaya başladık. İYTE ile proje hazırlayarak net olarak söyleyebiliriz ki, bir koku kaynağını ortadan kaldırmış olduk” dedi. 

“SÜNGER KENT DEVAM ETTİRİLMELİ” 

Yaşadığımız iklim değişikliğinin su kaynaklarında daralma yarattığına dikkat çeken Soyer, “Acil tedbirler alınması gerekiyor. Öncelik suyun yeniden kazanılması ve alternatif su kaynakları için çalışmaların sürdürülebilmesi gerekiyor. Bu çerçevede sünger kent projesi sürdürülebilmelidir. Bu uygulamalardan vazgeçilmemelidir. Bu proje Türkiye’ye model olacaktır. Bunlar entellektüel fantazi değildir. Yaşayan Körfez’de üçüncü etap deniz. Çiğli’de deşarj edilen su körfezin en dar noktası. Bu da sığlaşmayı arttırıyor. Deşarj ağzının değişmesi koku kaynaklarında olan sığlaşmayı azaltacak. Bunun imalatı için parayı bulduk, bugün ‘öğleden sonra başlıyoruz’ dense başlanabilecek durumdadır” şeklinde konuşmasına devam etti.

“10 NOKTADA YÜZÜLEBİLİR RAPORU”

İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporlarda yer alan ‘yüzülebilir’ verilerine dikkat çeken Tunç Soyer, “Burada gördüğünüz fotoğraflar hayal ürünü değil, İzmir Körfezi’nde çekildi. Bütün bunlarla da yetinmedik, HİM üzerinden gelen bu şikayetlerin her gün benim masama gelmesini sağladık. Haftalık, aylık grafikler ile şikayetlerin azaldığını gördük. Halk Sağlığı laboratuvarları 9 Ekim 2023 tarihinde Körfez’de 10 noktada denize girilebildiğini gösterdi. Peki, bir yıl içinde ne oldu da kirlilik arttı ve toplu balık ölümleri gerçekleşti? 10 noktada yüzülebileceği söylenen körfezin 6 ayda nasıl bu noktaya geldiği sorgulanmalıdır. Hatırlayın Narlıdere Metrosu’nun açıldığı gün Körfez’de yunus gördük” dedi. 

” ‘YEREL YÖNETİCİLER KÖRFEZ’DE YÜZECEĞİM’ DEMELİ! “

Kent siyasetine damga vuran ‘Körfez’de yüzeceğim’ iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Soyer, ” ‘Körfez’de yüzeceğim’ derken ne hayal kuruyordum ne de siyasi popülizm yapıyordum ne de biri beni zorluyordu. Belediye başkanı olarak sorumluluk hissetmiştim. Her gün o hedefe adım adım yaklaştığımızı gördük. İzmir’in en önemli konusu için kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Bu irade ivedilikle ortaya konmalıdır. Kimse hayali düşmanlar, siyasi müttefikler ve bahaneler aramasın. İzlenecek yol bellidir ‘Yaşayan körfez’ stratejisi devam ettirilmelidir. Körfez İzmir’in canıdır ve varlık nedendir. Bu şehrin yerel yöneticileri ‘körfezde yüzeceğim’ demeli ve bunun gereğini yapmalıdır” dedi. 

İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın ‘son 10 yılda kirliliğin arttığı’ söylemlerine tepki gösteren Soyer, “Hiçbir bilimsel verisi yok. İl Sağlık Müdürlüğü’nün raporları var.  9 Eylül 2023  tarihinde yaptıkları analiz de belli.  Ben göreve başladığımda Körfez kokuyordu. 10 senedir kirlilik var sözleri doğru değil. Ben size rapor gösteriyorum” dedi. 

“KÖRFEZ’İN YÜZDE 99’U BÜYÜKŞEHİR’İN SORUMLULUĞUDUR, BUNDAN KAÇMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Başkan Tugay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un işbirliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Soyer, “Atıksu artıma tesislerinin sorumluluğu, derelerin ıslahı büyükşehirin görevi. Biz neden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan talep ediyoruz. Navigasyon kanalı bakanlık tarafından yaptırılsın. Gediz’in nasıl simsiyah aktığını söyledim. Bunun gibi 138 kolu olan 33 derenin kirletilmesinin engellemesi ile ilgili sorumluluğu var. Bakanlığın sorumluluk alanları navigasyon, sirkülasyon kanalları, derelerin denetlenmesi, Körfez dibinin taranması için katkı verseler de iyi olur. Körfez’in yüzde 99’u Büyükşehir’in sorumluluğudur. Bundan kaçınılması mümkün değildir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için 5 yıldır süren çalışmalarımız var. Bu çalışmaların meyveleri ve sonuçları var. Bunlar benim fantazilerim değil. Ben yüzeceğim demek kişisel fantazi değil. Ben yüzmeyi sevdiğim için yüzeceğim demedim. Benim sorumluluğumdu. Bir başkan ‘yüzeceğim’ demeli. Bu başkanın sorumluluğudur” dedi. 

“DEVAMI GELMEZSE KAMU ZARARI OLUR”

Cemil Tugay’ın 6 ayının değerlendirilmesi için erken olduğuna dikkat çeken Soyer “Bu dönemi değerlendirmek için erken. Ama ben benim dönemimde neler yapıldığını biliyorum. 15 yıl yapılan belediye başkanlığı görevimden sonra neyi devraldığımı da biliyorum. 5 yıl boyunca ağzımı açmadım. Ancak adının konması lazım. 5 yıl boyunca bu kadar yatırım yapılmış ve sonuç alınmış çalışmalar yok sayılamaz. “Yaşayan Körfez” benim yazdığım bir şey değil. Hayat bizi doğruladı. İl Sağlık Müdürlüğü’nün 10 noktada denize girlilebilir olduğu raporunu biz yazmadık. 5 yıl boyunca attığımız adımlar olumlu sonuçlar verdi. Mevcut Belediye Başkanı açıklamalarında bizim yaptığımız çalışmalara değinmiyor. Biz bu şehre emek verdik. 11 milyar lirayı buraya yatırdık. Bunun devamını getirmek lazım. Asıl büyük kamu zararı devamı yapılmazsa olur” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu