Amerikan Rüyası
Son yıllarda genç ve yetenekli voleybolcu kızlarımız için Amerika’ya gitmek birinci tercih olmaya başladı, farkında mısınız? Gün geçmiyor ki bu konuda yeni bir haber çıkmasın..
Bu yıl da yine en az 10-15 genç kızımız(bildiklerimiz) voleybol yetenek bursu ile Amerika’ya gitmeye hak kazanmışlar.Bunların arasında geleceğin milli takımlarında oyuncu olacakların da gittiğini öğrenince,aklıma bu konu ile alakalı birkaç soru takıldı .
Bizim için bu gitmeler ne derece önemli? Gerçekten oyuncuların gelişimine katkıda bulunuyor mu? Yoksa aracı kurumlar veya anlaşmalı menajer firmalarına yeni bir kazanç kapısı mı? Birinci neden; voleybol gelişimi mi,yoksa gelecek kaygısı mı? Kariyer planlaması mı? Ülkemizin son yıllarda yükselen enflasyonist yaklaşımına karşı içinde bulunduğumuz zor koşullardan bir şekilde kendimizi dışarıya atma fikrimi? Son olarak; geleceğin genç oyuncularının,antrenör-menajer-aile üçgenini olumlu yönetemeyip,bu sporcuları küstürüp istemeden bu yola sevk etmesi mi?
Dünyada yükselen kadın voleybolumuz için,yeni yetenekleri bizden önce kapmaya çalışan Amerikan kolejlerinin akıllı bir hamlesi olarak da düşünenleriniz olabilir tabii ki ancak 3 farklı ligin olduğu NCAA da nerden baksanız 1200 takım ve 1.5 milyon lisanslı voleybolcu var. Bu lige oyuncu bulmak için her sene belirli yetenek sınavları açarak buralara anlaşmalı genç yetenekleri gönderen aracı menajer şirketlerinin sayısı artmaya devam ediyor.Bunun en önemli etkenlerinden biri, ortalama 250-300.000 Dolar olan 4 yıllık kolej-üniversite voleybol burslarının cazipliğinde yatıyor.Yetenekli kızlarının önünü açmak için bu paraları veremeyecek olan aileler için bundan daha iyi fırsat kapısı olmadığı aşikar..Eh bunu gören aracı kurumlarda,Amerikan kolej kulüplerine bunu sunarak cazipliğini artırmak için yarışmakta haklılar.Amerika da her ne kadar yüksek lisanslı oyuncu sayısı olsa da yetenekli oyuncuya olan talep hep gözde olacaktır.
Peki genelde Amerika’ya giden oyuncular sonra neler yaparlar? Bildiklerim arasında orada voleybol kariyerini geliştirdikten sonra tekrar ülkemize dönen ve Sultanlar Ligi’nde profesyonel olarak oynayan o kadar az örnek var ki.. Demek ki,profesyonel oyuncu olmayı değil kariyer yapmayı tercih ediyorlar.Niçin kariyer planlarında bir voleybol kulübü olmaz? İşte sorulması gereken en önemli soru bence bu olmalıdır.
Ülkemize gelenler arasında şu anda 3-4 oyuncu var aktif olarak oynayan,gerisi gelmedi,Amerika da kaldı.Bunun altında da birkaç sebeb var tabii ki..Birincisi maalesef bizim ülkemizde Antrenörler ve Kulüplerimiz hala arabesk bir düşünce içinde yönetilmekte,İkinci neden ise çalışma prensiplerinin uyuşmaması..Voleybol oynamak ile voleybol zekası ile oynamak aynı şeyler değildir.Yetenek her zaman, akıl ve çalışmaya yenilir! Bunun çok örneklerini gördük,yaşadık ve yaşayacağız her zaman..
Bizim için bu genç yeteneklerin gitmeleri bir kayıp mı,bir kazanç mı acaba? Bence her ikisi.. Kayıp; çünkü gidenlerden Ulusal Milli takım oyuncusu olarak faydalanamıyoruz..Kazanç; gidip te buraya gelenlerden, bilgi transferi dahil olmak üzere bazı kazanımlar elde ediyoruz ancak bana göre çok az! Yukarıdaki satırlarda da yazdığım gibi,sistemli çalışma ve prensiplerden ödün vermeden sonuçlar almak konusunda henüz Amerika ile aynı seviyede olmadığımızı biliyoruz.Keşke kariyer planlamasını ülkemiz kulüplerinin idari menajerliği konusunda yaptırabilsek gidip de tekrar dönen bu voleybolcu kızlarımıza..
Amerika’ya giden bu genç oyuncularımız için övünen aileleri olması gayet normal,peki bu gençleri buraya geri getiremeyen başta Federasyonumuz ve kulüplerimiz oradaki şartları niye burada da oluşturmaz?
Gün geçtikçe yabancı antrenörlerin ve menajerlerin etkisi altında kalan federasyonumuz ile kulüplerimiz buna üzülmezler mi? Örneğin …..Kulübümüzün altyapısından gitti diye gururlananlar,niye biz bu sporcunun değerini bilemedik diye üzülmüyor?Bizim keşfedip,yetiştirip ama yabancı antrenör altında kendi kulübümüzde oynatmadığımız kendi çocuklarımıza niye Amerika kıymetini bildi diye düşünmüyoruz?
Voleybol Ülkesiyiz diye sevinirken,genç yeteneklerin bilinçsiz antrenör ve yöneticilerin yönettiği kulüplerde heba edildiği bir ülkeye doğru gideriz bu kafayla..Aman diyeyim..
Levent Eskiçeri
